Büyük günahlar karşısında Müslümanlar
İslam, bir toplumun barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için adaletin tesis edilmesini zorunlu kılar. Cinayet ve tecavüz ve diğer büyük günahlar bu düzeni bozan ve toplumu derinden sarsan suçlardır.
Cundullah Avcı / Haksöz Haber
“Kitaptan sana vahyedilenleri oku, namazı özenle kıl. Kuşkusuz namaz hayâsızlıktan ve kötülükten meneder. Allah’ı anmak her şeyden önemlidir. Allah yaptıklarınızı bilir.”(Ankebut 45)
Gündemimizi meşgul eden Narin cinayetinden sonra şüphelilerden birinin ifadesinde Narin’in cesedini dere kenarına bıraktıktan sonra evine gittiği ve namaz kıldığını ifade etmektedir. Narin cinayeti ile birlikte sosyal medyada bazı İslami kesimlere yönelik ithamlar ile birlikte şüphelinin namaza ilişkin beyanından sonra Müslüman olduğunu iddia eden bir bireyin büyük günahlardan sayılan bir günahı işlemesi durumunda imani durumunun ne olacağı hususunun tartışılması gerekmektedir.
Yazıdaki görüşler mümkün mertebe sadeleştirilmiş ve herkesin anlayabileceği bir anlatımla kaleme alınmaya çalışılmıştır.
İslam dininin temel ilkeleri ışığında, Müslüman bireylerin cinayet, tecavüz vb. büyük günahları suçlar işlemesi durumunda karşı karşıya kaldıkları dini, yasal ve toplumsal sonuçları ele alınmalıdır. İslam'ın adalet, merhamet, ahlaki sorumluluk gibi temel değerleri, bu tür suçları işleyenlerin hem dünyevi hem de uhrevi yaşamlarını derinden etkiler. Ayrıca, bu suçları işleyen kişilerin Müslüman olarak kabul edilip edilmeyeceği konusu da tartışılmalıdır.