1. YAZARLAR

  2. Dr. Sivilay Genç (Abla)

  3. Beklenen Ergenekon sorgusu
Dr. Sivilay Genç (Abla)

Dr. Sivilay Genç (Abla)

Yazarın Tüm Yazıları >

Beklenen Ergenekon sorgusu

15 Ocak 2009 Perşembe 14:46A+A-

Yasal uyarı: Bu yazı, Ergenekon haberlerindeki gelişmelere göre başlığı ve içeriği değişebilen ‘Değişebilir Başlıklı ve İçerikli Ultra Elastik Köşe Yazısı’ teknolojisine göre modifiye edilmiştir. Bu yazıyı okurken yazıda bir takım değişmeler sezerseniz ya da sizin Taraf’ınızda başka, arkadaşınızın Taraf’ında başka bir yazı olduğunu görürseniz lütfen gözlük ayarlarınızla oynamayınız, ‘Allahım deliriyor muyum yoksa!’ diye endişeye kapılmayınız.

Sevgili Sivilay Abla okurları. Ertuğrul Özkök ve Enis Berberoğlu’nun ülkemize getirdiği Ultra Elastik Köşe Yazısı teknolojisini kullanan üçüncü köşe yazarı olarak siz değerli okuyucularıma ne kadar laik olduğumu ispat etmiş oldum. Bugün Ergenekon’la ilgili en çok gelen soruları cevaplamaya çalışacağım. Davadaki gelişmelere göre de yazı kendini yenileyecek. Sürpriz salıvermeler olursa tükürdüğümü yalayacağım.

Soru 1:
Ergenekon soruşturmaları sırasında evlerde ve kuyularda bulunan üç bomba, dört tabanca ile mi darbe yapılacak diyorlar. Darbe yapmak için gerçekten de bu kadar mühimmat az değil mi?

Cevap:
Yaşı müsait olanlar hatırlayacaktır. Bundan yaklaşık 12 yıl önce bir darbe oldu. Mevcut hükümet devrildi. En çok oy almış parti kapatıldı. Askerlerin sakıncalı bulduğu insanlar memurluktan, öğretim üyeliğinden atıldı, gazeteciler çalışamaz hale getirildi. O darbeye 28 Şubat post-modern darbesi demiştik.

28 Şubat darbesini planlayanların mühimmat deposunda şunlar vardı:

On adet uzun menzilli Aczimendi asası, çeşitli ebatlarda takma sakallar ve saçlar, Fadime Şahin için yarım düzine Vakko eşarp, tam teşekküllü makyaj çantası, Müslüm Gündüz için bir hamam peştamalı, Ali Kalkancı için bir kara takke, cüppe ve çok sayıda tespih.

Yani, maksat darbe yapmak, bomba, tabanca bahane.

Soru 2:
Tuncer Kılınç’ın, “hiç bir derneğin üyesi değilim, sadece Fenerbahçe Kulübü üyesiyim” demesi serbest kalmasına yetti. Neden?

Cevap:
Çok basit. Türk siyasal jargonunun en ünlü kaçamak cevabını verdi. “Ne sağcıyım ne solcu, futbolcuyum futbolcu.” Diğer taraftan bu kadronun takım tercihindeki benzerlik benim de merakımı cezbetmiyor değil.

Soru 3:
Bedrettin Dalan; Savcı dahil, Ergenekon’un ne demek olduğunu kimsenin bilmediğini söylüyor. Gerçekten de kimse bilmiyor mu?

Cevap:
E, bilmiyorlar tabii, bilmedikleri için araştırıyorlar zaten. O yüzden bu kadar soruşturma, dinleme, kazı, iz sürme yapıyorlar. Gece gündüz sorunun cevabını bulmaya çalışıyorlar. Bilseler niye bu kadar uğraşsınlar. Dalan biliyordur diye ona da sormak istiyorlar ama Amerika’da olduğu için soramıyorlar.

Soru 4:
İlk tutuklamalarda, darbeyi bir Köroğlu bir Ayvaz, bunlar mı yapacak diye itiraz edenler, şimdi, bu kadar çok sayıda ve farklı adam nasıl olur da bir araya gelip darbe yapar diyorlar?

Cevap:
En sevdiğim Kemal Sunal filminde, Süt Kardeşler tesadüf eseri polis hafiyesi olur. Onları hafiye yapan paşanın konağında yaşayan Hala’nın (Adile Naşit) elmas’ı çalınır. Soruşturmayı ise evin damadı olan polis müdürü Şener Şen yapmaya kalkar. Şener Şen, duruma el koyar ve ev halkını salonda toplayıp “tüm erkekler soyunsun” der. İhtiyar paşa “bırak erkekleri” der. Şener Şen “O zaman kadınlar soyunsun” der. Paşa “Utanmaz, rezil” diye kızar. Şener Şen “peki kimse soyunmasın” der. Paşa “kimseyi soymadan nasıl elması bulacaksın” diye köpürür ve “anlaşıldı sen bu işi beceremeyeceksin” deyip soruşturmayı iki avanak olan Süt Kardeşler’e verir. Sonra anlaşılır ki, Hala’nın elmasını Paşa çalıp metresine götürmüştür.

TARAF

YAZIYA YORUM KAT