Soru: Sevgili Sivilay Abla, bedelli askerlik tartışmasına şiddetle karşıyım. Bedelli askerlik çıksın da sadece fakirlerin çocukları mı ölsün? (Hakan Türkkan)

Cevap: Sevgili Hakan, bu sözlerinle halkı askerlikten soğutmak, orduyu yıpratmak ve askeriyede ast-üst ilişkisini bozmak suçu işlediğinin bilmem farkında mısın? Sana göre askere gitmek ölmek midir? Askerde ölenler şehit olduğuna göre hani “şehitler ölmez” idi?

Çakırkeyif

Soru: Sevgili Sivilay Abla, bir reklam ajansında marka temsilcisi olarak çalışıyorum. Bizim camianın pürneşesi hiç geçmiyor. Türkiye’de olağanüstü olaylar yaşanıyor. Ancak bu gelişmelerin hiçbiri etrafımdaki insanların ilgisini çekmiyor. Bu çakırkeyif halin nedeni nedir? (Gediz Gökdeniz)

Cevap: Sevgili Gediz, benim şiddetli migren krizlerim oluyor. Bu ağrı nöbetinin başımı terk etmeye başlaması adeta kafa yapıcı bir etki yaratır. Bu çakırkeyif halin sebebi büyük bir ağrıdan kurtulmamın verdiği hazdır.

Bilincini kaybetmeyecek kadar içki içen bir insanın çakırkeyif halinin de akıl fonksiyonlarını minimuma indirgemekten kaynaklandığına inanıyorum. Keyif veren şeyin kendisi kimyasal reaksiyonların vücudumuzda meydana getirdiği değişiklikler değildir. Kimyasal reaksiyonlar neticesinde beynimizin düşünmeyi askıya almasıdır. Çünkü akıl, başa beladır. Akıl, dert ve keder kaynağıdır. Arkadaşlarının keyfinin nedeni de budur.

İstatistik

Soru: Sevgili Sivilay Abla, geçen günlerde de Başbakan yüzde 12 işsizlik rakamını açıklarken, neden yüzde 12’lik işsizliği konuşuyorsun da, yüzde 88’lik iş sahibi olma oranını konuşmuyorsun demiş. Bu yorum karşısında; Boğaziçi’de okurken aldığım bütün istatistik derslerine ait kitapları geri dönüşüm kutusuna atmaya karar verdim, ne dersiniz? (Betül Aksoy)

Cevap: Sevgili Betül, son seçimlerden AKP yüzde 47 ile çıktığı zaman, Hürriyet gazetesi yazarları hep bir ağızdan “Neden AKP’yi yüzde 47’nin tercih ettiğini söylüyorsunuz. Yüzde 53’ü de istemiyor” demişlerdi. İstatistik kitaplarını onlara göndermeli. Başbakan’a da hesabını şaşırttılar.

Gerçek er

Soru: Sevgili Sivilay Abla, sizce Hasan gerçek er mi? (Mahmut Güzel)

Cevap: Bence değil sevgili Mahmut. Sanki bu işi zorla yapıyormuş gibi. Elinde kâğıt, zehir zemberek ama yüzündeki ifade “Puff! Bitse de gitsek. Yeşil üzüm presi Tekirdağ’ım evde beni bekliyor. Ne zaman bitecek bu mesai yahu!” der gibi.

23 Nisan

Soru: Sevgili Sivilay Abla, bakanlara, başkanlara yapılan saldırılar nereye varacak. Bu vahim hadiselerden sonra bizi ne bekliyor? (Pelin Varımlı)

Cevap: Sevgili Pelin, Bu gidişle 23 Nisan’da hiçbir çocuk hiçbir devlet büyüğünün koltuğuna oturmaya cesaret edemeyecek.

Dünyaperest

Soru: Sevgili Sivilay Abla, bıraksanız 350 yaşına kadar yaşamak için her şeyi yapacak olan dünyaperest köşe yazarları, Kürt sorunu olduğunda neden bizi ölmeye ikna etmeye çalışıyor? (Erol K.)

Cevap: Sevgili Erol, kandırılmaya müsait olduğumuz için herhalde.

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil

Hastalıkları Mütehassısı

[email protected]

TARAF