1. YAZARLAR

  2. Dr. Sivilay Genç (Abla)

  3. Başbakan’ın büyük sırrı
Dr. Sivilay Genç (Abla)

Dr. Sivilay Genç (Abla)

Yazarın Tüm Yazıları >

Başbakan’ın büyük sırrı

12 Kasım 2009 Perşembe 15:42A+A-

Soru: Sevgili Sivilay Abla, Sağlık Bakanı domuz gribine karşı aşı olun diyor, Başbakan “aşı olmam” diye çıkışıyor. Doktor olan Bakan olduğu için haliyle biz aşı olacağız ama Başbakan’ın bu itirazının sebebini de merak etmedik değil. Sebep ABD’nin aşılarla bizim kökümüzü kurutmaya çalışması olabilir mi? (Mahmut Sınmazoğlu)

Cevap:
Sevgili Mahmut, sorun üzerine derinlemesine bir araştırma yaptırdım. Küçük Tayyip Erdoğan’ın öğrencisi olduğu yıllarda Kasımpaşa İlkokulu’nun yöneticileriyle ve bu okula aşıya giden hemşirelerle iletişime geçtim. Çok çarpıcı bilgiler edindim. Küçük Tayyip aşıdan fena korkuyormuş. Hemşireler kolunu bacağını kıstırıp öyle aşı yaptıklarını çok iyi hatırladıklarını söylediler. Hatta bir tanesi kaşındaki yara izinin bu mücadele sırasında ortaya çıkan arbededen kalma olduğunu ifade etti. İşte “yaptırmıcam işte, banane” o günlerden kalma aşı fobisinden kaynaklanıyor.


Söz konusu Tek Türkiye ise

Soru1:
Sevgili Sivilay Abla, Demokratik açılım ile umutlarımız baharı yaşarken Samanyolu Televizyonu’nda yayımlanan Tek Türkiye dizi ile ekran karşısında buz kesiyoruz. Kürtleri kurtarmaya gelen Doktor Tarık bir anda tam yetkili Kaymakam oldu. Kamu Yönetimi sistemi içinde böyle bir uygulama var mıdır? (Erkan Çitil – Van)

Cevap:
Sevgili Erkan, filmlerde böyle şeyler olur. Süpermen de görünüşte bir gazeteciydi ama insanları kurtarmak için bir çırpıda uçan, duvarın arkasını gören hatta çok darda kaldığında dünyanın dönüşünü durduran mavi elbiseli kırmızı pelerinli bir kahramana dönüşüyordu. Kürtleri kurtarmak için bölgeye gönderilen Tarık’ın da hep doktor kalmasını bekleyemezsin. Demek ki tüm tıbbi hastalıkları tedavi etti. Şimdi sırada kamu yönetiminden kaynaklanan sorunları çözmeye sıra geldi. Hem bu uygulama bize çok yabancı değil. Askerler bizi kurtarmak için darbe yaptıklarında generaller gerektiğinde vali, gerektiğinde büyükelçi yapılmıştı.

Soru2:
İkinci sorum ise; “Dinler arası diyalog” diyen bir cemaatin televizyonunda JİTEM ile PKK’yı boynunda haç olan bir papazın yönettiğini göstermek cemaat üyelerinde ne tür paradokslara ve davranış bozukluklarına neden olabilir?

Cevap:
Zamanında Rahşan Ecevit, Doğu Perinçek gibi ulusalcılar, Hıristiyan misyonerler Türk gençlerini Hıristiyanlaştırıyor diye Türkiye’yi ayağa kaldırmışlardı. Bunun peşinden de iki rahip üç misyoner öldürülmüştü. Şimdi de bu dizinin dolduruşuna gelip “Söz konusu Tek Türkiye ise gerisi teferruattır” diyerek durumdan vazife çıkaranlar olursa diyalog yapacak bir Hıristiyan din adamı kalmayabilir. Cemaat üyeleri de diyalog diye kendi kendilerine konuşan meczuplara dönebilir.

TARAF

YAZIYA YORUM KAT