Soru: Sevgili Sivilay Abla, Hürriyet yazarı Ayşe Arman’ın “Kopenhag’da izlediğim rock starların ışığı var” dediği Kılıçdaroğlu kısa kollu keten beyaz gömlek içine atlet giyiyor. Acaba bu giyim tarzı Kopenhag’da moda mıdır? (Selin Güzel –İzmir)

Cevap: Sevgili Selin, atlet dediğin şey Türk erkeğinin âdeta derisidir. Türk annesinin terleyen erkek çocuğunun sırtına havlu, pamuklu bez koyma histerisinden yarattığı vazgeçilmez bir alışkanlıktır. Ayşe Arman gibi kadınlar normalde böyle erkekleri gördüklerinde ‘ıyyy’ derler ama aşkın gözü kördür derler.

Türban ve Kılıçdaroğlu

Soru: Sevgili Sivilay Abla, Kemal Kılıçdaroğlu, türbana özgürlük getireceğini, türbanı özgürleştireceğini söylüyor. Bunu nasıl yapacak? (Sema Nur Yüksel –Denizli)

Cevap: Sevgili Sema Nur, çok kolay. Kadınların başında sağa sola kıpırdayamayan iki ucu sıkı sıkı birbirine bağlı türbanı çözüp serbest bırakacak. Türban, özgürlüğüne kavuşacak. Türbanları özgürleşmiş türbanlı kadınlar, değil sadece üniversitede öğrenci olmak, hâkim bile olabilecekler.

Kasket ve Kılıçdaroğlu

Soru: Sevgili Sivilay Abla, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kasket takarak ne yapmak istiyor? (Feyza Çengel –Afyon)

Cevap: Sevgili Feyza, Kılıçdaroğlu kasket takarak halktan biri olduğunu göstermek istiyor. Ancak halkla ilgili bilgileri güncel değil. Yardımcı olalım. Halkın kasket taktığı yıllar, lambalı radyoların evlerin başköşesine kurulduğu, Vita kutularının henüz sardunya saksısı bile olmadığı yıllardı. Sonra zaman geçti, evlere içme suyu, kanalizasyon, renkli televizyon geldi. İnsanların yüzde 80’i şehirlerde yaşamaya başladı. Kasket ise; lise piyeslerinde, dönem dizilerinde yere çalınan bir aksesuar olarak kaldı.

Halk kasket takarken CHP fötr şapka takıyordu. Halk kasketi çıkardı, CHP kasket takıyor ve CHP kafasının halkın kafası ile çakışması hayli zaman alacak gibi görünüyor.

Oktay Kuban’dan Sivilay Abla’ya dava

İstanbul 12. Ağır Ceza Hâkimi Oktay Kuban, Sivilay Abla’nıza dava açtı ve kendisini hedef gösterdiğimi iddia etti. İlkokul çağlarından beri soyadıyla ilgili muhtemelen defalarca yapılmış bir espriyi ‘hedef gösterme’ olarak algılayıp ve dava konusu yaptı.

Aynı Oktay Kuban, “12. Ağır Ceza BİZDEN” diyerek Türkiye’nin şerefli hâkimlerinin hukuk adamlıklarını ve tarafsızlıklarını yitirdiği manasına gelecek açıklamasıyla ilgili Şener Eruygur’un karısı hakkında hiçbir dava açmamıştı.

Salı günü gazetemizin ‘sıkı’ bir okuru olan Kadıköy Basın Savcısı önünde ifade verdim ve böyle bir iddiaya karşı savunma yapmayı aklıma hakaret olarak gördüğümü söyleyip susma hakkımı kullandım.

Dilerim savcı davayı açar ve bu bir ağır ceza hâkiminin Yel Değirmeni’ne karşı açtığı dava olarak tarihe geçer. Zaten ben de Şabaniye’nin gazino sahnesindeki finalini yaşamak için uygun bir zaman ve mekân arıyordum.

TARAF