1. YAZARLAR

  2. Mehmet Altan

  3. Anayasal düzende darbe iması var mı?
Mehmet Altan

Mehmet Altan

Yazarın Tüm Yazıları >

Anayasal düzende darbe iması var mı?

26 Şubat 2010 Cuma 18:31A+A-

Mesele ne? Mesele 3. ordu komutanına... Eski kuvvet komutanlarına yargı ilişmesin. Neden? Çünkü askeriye bozuluyor... Dünkü hareketliliğin, olup bitenin özeti bu...

Siz böyle bir “anayasal düzen”, böyle bir “kanun çerçevesi” gördünüz mü?

Bu olsa olsa:

“Ne yaparsa yapsın komutanıma dokunma” düzeni olur...

Mevcut zaten bu olduğu için, “değişecek” diye moraller bozuk...

***

“Zirve” deyince de bunun pazarlığını anlıyorum...

Çünkü geçen sefer böyle olmuştu...

1 Temmuz 2009 tarihli MGK Toplantısı’nı anımsayın...

Tarihin ikinci en uzun MGK Zirvesi, İstanbul’dan gelen mahkemeye sevk haberinin gölgesinde, saat 21.15’de sona ermişti.

Sonra...

MGK Zirvesi’nin ardından Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Başbuğ arasında üçlü mini zirve başladı. Bu mini zirve de yaklaşık 1 saat 10 dakika sürdü. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in de yer aldığı mini zirve sona erdiğinde ise saatler 22.20’yi gösteriyordu.

Bu sırada Albay Dursun Çiçek’in 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki sorgusu hala sürüyordu. Çiçek’in sorgusu saat 23.40’da tamamlandı. Gün boyu yaklaşık 17 saat süren sorguların ardından saatler 00.30’u gösterdiğinde Albay Dursun Çiçek tutuklanarak Hasdal Cezaevi’ne gönderildi.

Ama sonra ne oldu?

Anında serbest kaldı.

Bugün “ıslak imzanın” Albay Dursun Çiçek’e ait olduğunu belirten Adli Tıp Raporu’na rağmen ortada bir şey yok...

***

Dün, Zirve ertesinde yayınlanan kısa bildiride, “gündemdeki meselelerin anayasal düzen ve kanunlarımız çerçevesinde çözüme kavuşturulacağından vatandaşlarımızın emin olmaları” istenmekteydi...

“Anayasal düzende” Genelkurmay Başkanlığı’nın, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapan tüm orgeneral ve oramiralleri Ankara’da toplama ve toplantı sonrasında yapılan açıklamada da damardan yargıya müdahale ederek, “soruşturma kapsamında” ortaya çıkan ciddi durumun değerlendirildiğini söyleyerek, “anayasal düzen ve hukuk sistemine” sopa göstermek var mı?

Gene...

Anayasal düzende askeri garnizonda parola

ve işaret üzerinden “Başbakan’a hakaret etmek” var mı?

***

Çok ciddi iddialar olsa bile yargı önüne çıkmanın askeriyenin asabını bozup, tehdit bildirileri yayınladıkları bir ortamda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik akıl almaz hakarete yaklaşım ne?

Kabak bir astsubayın başına patlamış...

Askeri savcılığın yürüttüğü “parola” soruşturması kapsamında evi aranan Balıkesir Erdek Mayın Filo Komutanlığı’nda görevli Deniz Astsubay tutuklanmış...

Daha üst rütbelilerin bundan haberi yok mu?

Varsayın ki yok, peki astsubay böyle bir çılgınlığı neye dayanarak yapıyor?

Askeriye “disiplin” demek değil mi?

Yoksa...

Aslında bir kurumun tomografisini yansıtmaya aday bu çok vahim gelişme ve Başbakan’a sövgüyü çok da önemsemeye gerek mi yok?

***

Türkiye yol ayrımında...

Ya hukukun üstünlüğüne doğru yol alacağız...

Ya da her şey eskisi gibi olacak...

Askeriye hukuka intikal edince Genelkurmay’ın rahatsızlığı makul kabul edilir ise buralarda hiçbir şey değişmez...

Aslında bu açıdan Zirve’ye de ne gerek vardı diye de düşünen çok insan var...

Ya askeri bir rejimiz, ya da demokratik bir hukuk devleti...

İkisinin ortası yok...

***

Şemdinli’yi bir yana koyuyorum...

Ama...

Geçen sefer, 1 Temmuz 2009 tarihindeki Dursun Çiçek mini zirvesi demokrasi açısından çok parlak değildi...

Şimdi bakalım ne olacak?

Sorunun cevabını 3. Ordu ve Balyoz soruşturmalarındaki tutum verecek...

Umarım “yargı bize dokunmasın” türü bir rahatsızlığın demokratik hukuk devletinde yerinin olmadığını topluca kabul eden bir olgunluğa doğru yol alabiliriz...

STAR

YAZIYA YORUM KAT