Sayın Valim... Gel şu Ordu’nun mücavir alanında kalan cami tuvaletlerindeki pisuvarları söktürmekten vazgeç, söktürmüşsen gerisin geriye yerlerine taktır.

Sen beni dinle...

Karşı çıkanlar ince ayar temizlenmenin ne anlama geldiğini bilmediklerinden o senin kullandığın üslubun çerçevesi onlara çok ters gelir. Dar kafaları bu sıkleti çekmez...

Gerçi bu kesim camiyi cenaze namazları dışında tanımazlar ama yine de olsun.

Cenaze de olsa, bırak ayakta ne haltları varsa görsünler.

Diyeceksiniz ki, temizlik imandandır.

Amenna.

Ama bu ekalliyet ithal malı lâikçiliği, dini kuralları toplumdan soyutlamak şeklinde anlıyorsa, onların kafalarındaki pisuvar olayı çağdaş bir yaşamın gereğidir.

Kurbağa misali bataklığı terk etmek istemezler. Hem de, alışık olduklarından ille de yapacaklar üstlerine başlarına. Çaresi yok...

Ellemeyin, o halleriyle kalsınlar...

Arıza şuradadır: Yenilik de olsa, uygarlık da olsa değil mi ki siz onu dinin en arka planındaki referansından tutup kaldırmak istemeniz halinde, karşınızda bu tipleri “Mustafa Kemal” düşmanlığı suçlamasıyla bulacaksınız.

Cühela: Vurun kahpeye hesabı...

“Çağdaş uygarlık” bu mahfillerin kutsanmış zihin yapısıdır.

Yaşam tarzında; nikahsız yaşamaktan tutun da, eşine ve çocuklarına ihanet eden çağdaş erkek ve kadınlar var. Zina var, fuhuş var...

Kadın ticareti var...

Toplumun genel ahlakı ile ar ve haya duygularını rencide eden teşhircilik var...

Çünkü haram kazancı helal sayan kapitalizmin ahlakı böyle istiyor. Daha doğrusu kirli sermayenin yaşam tarzındaki ilkelerde helal olayı kaldırılmıştır.

Faiz nasıl çağdaşsa, zina da öylesine çağdaştır!

Onlar çağdaş deyince, siz zannedersiniz ki pilotsuz uçaklar icat ettiler, ne bileyim 3G telefonlarını onlar bulmuş. Uzaya adam göndermişler, internet falan...

Hiçbirisi yok, sadece diğerleri...

Devletin valisinin nasıl konuşacağını, nasıl görev yapacağını onlar bilir, başkaları bilemez.

Bilene bakın.

CHP Ordu İl Sekreteri Halit Ziya Çelebi bakın neler söylüyor:

“Çağdaş uygarlık’ dediğimiz şey, Mustafa Kemal Atatürk’ün çok sık kullandığı sözlerdir. Bunlar doğrudan Atatürk’ü hedef alan sözlerdir. ‘Atatürk Cumhuriyeti’nde bir mülki idare amirinin bu sözleri söyleme cesaretini herkesin dikkate alması gerekir’ diye düşünüyorum.”

Gördün mü sayın Valim, işi nereden nereye uzattılar.

Kimleri hedef almışsın; fincancı katırlarını ürkütmüşsün, tabulara dokunmuşsun...

Bilemediniz; meğersem “çağdaş uygarlık” Mustafa Kemal’in sık sık kullandığı kelimelermiş, sen de kalktın o kelimeleri küçümseyici beyanlarda bulundun, oldu mu?

Buradan şu kural çıkmıyor mu?

CHP İl Sekreteri Halit Ziya Çelebi’nin faşizan tutumundan sonra artık konuşacağımız her kelimeye dikkat etmemiz gerekecektir. Değilse, ola ki o kelimeyi zamanında Mustafa Kemal söylemişse Mustafa Kemal’i hedef almış sayılacağımızdan irtica hapını yutarız.

Ne Çelebi akıl!..

Hedef saptırarak devletin valisine karşı odakları linçe çağırıyor...

“Linç edin bu valiyi” diyor.

İnsan harcamanın ve de suçlu duruma düşürüp defterini dürmenin formülü CHP’linin kafa yapısına göre çok basit. Attın mı kimi odakların önüne bir Mustafa Kemal suçlaması, sabahleyin basında ve de kadrolu kuruluşlarda gör çatırtıyı.

“Rejim elden gidiyor, irtica geliyor!..”

Yüz yıldır bu irtica gelemedi, rejim de elden gitmedi...

Aynı tas, aynı hamam.

Ne var ki tutuculuğun geride bıraktığı kalkınmamış bir ülkeyiz, atmosferdeki hava hariç her şeyimizi dışarıdan ithal yolu ile alıyoruz ve de ayakta tutunmaya çalışıyoruz.

Buna rağmen, çağdaş uygarlık sözünü geveleyip duranlar elbette ki saçmalıyorlar.

Hem bırakın bu faninin yakasını...

Dünyanın hiçbir yerinde, hatta Afrika’nın yamyamlar diyarında bile tarihi şahsiyetlerini bu kadar istismar ederek hırpalayan bir başka ülke olduğunu sanmıyorum...

Anıtkabir’i “resmi tarikat” haline getirdiğinizi cümle alem biliyor, hiç olmazsa Mustafa Kemal’i tarihi şahsiyetiyle baş başa bırakın, yeter çıkarlarınıza alet ettiğiniz...

Yeter!!.

Bırakın tarihi, çekin lekeli ellerinizi insanların üzerinden...

VAKİT