Soru: Sevgili Sivilay Abla, Boğaziçi Üniversitesi’nde bir araştırma yapılmış. Buna göre; Türkiye’nin içinde bir Anadolu Şeriat Devleti varmış da bizim haberimiz yokmuş. Abdullah Gül’ün memleketi Kayseri’de “Günaydın” kalkmış, yerine “selamünaleyküm” gelmiş. Özellikle cuma günleri caddelerde toplanan kalabalıklar önlerine çıkanları arkalarına katıp camilere doğru akıyorlarmış.

Çalıştığım şirketin bayi toplantısı için gelecek hafta bir Anadolu şehrine gitmem gerekiyor. Çok endişeliyim Sivilay Abla. Acaba yola çıkmadan ne gibi tedbirler almalıyım? (Tuba Yosun Kolman –Teşvikiye)

Cevap: Sevgili Tuba Yosun, endişe duymakta yerden göğe kadar haklısın. Sadece “selamünaleyküm” dense iyi. Bir de karşıdaki “aleykümselam” diye cevap veriyor, ya buna ne demeli.

Anadolu’nun içlerine, laiklik girmemiş şehirlerine giderken yanında mutlaka İslami Terimler Sözlüğü bulundur. Dinî konularda bilgisiz olduğun ortaya çıktığı durumlarda, boynunu azıcık eğip sana söyleyeceğim şu sözleri tekrarla:

“Annem babam bana dinimizi anlatmadılar amca. Sizler Huzur Sokağı kitapları okurken, bize Susam Sokağı çizgi filmleri izletilmiş. Bana güzel dinimizi anlatın amca.” Çevredekilerin sempatisini kazanmak garanti.

Birisi sana “Nasılsınız,” dediğinde: “Elhamdülillah iyiyim kardeşim. Allahın emaneti bu canı, emanetini geri alıncaya kadar taşımaya çalışıyorum” anlamına gelecek şeyler söyle. Mini etek ve askılı buluz bile giysen, bu sözlerden sonra kimse sana kezzap atmayacaktır.

Eyvah! Sorosçu olduk

Soru: Sevgili Sivilay Abla, Boğaziçi Üniversitesi’nin yaptığı bilimsel araştırma; Türkiye’de laik yaşam biçimini benimsemiş aydın, Atatürkçü insanlara mahalle baskısı uygulandığını bilimsel olarak tespit etti. Cumhuriyet mitinglerinde az bile haykırmışız.

Benim kafamı karıştıran şey bugüne kadar şeriatçılarla birlik olup Büyük Ortadoğu Projesi’ni hayata geçirmek için uğraşan Sorosçuların da bu araştırmaya destek vermesi oldu.

Merak ettiğim konu; bu araştırmadan sonra biz de Sorosçu olmuş olabilir miyiz? Acaba farkında olmadan BOP’un bir parçası mı olduk? Lütfen bu soru aramızda kalsın. Özelden cevap yazarsanız sevinirim. (Erman Kuleli –Ankara)

Cevap: Sevgili Erman, haberler kötü. Üzgünüm ki siz de Sorosçu oldunuz. Ben tecrübe etmiştim. İlk günler biraz zor geçiyor ama zamanla alışıyorsun. Bu durumda Türkiye’de Sorosçu olmayan bir tek kişi bile kalmadı. Aslında bu çok iyi oldu. Artık kimse kimseye “Tencere dibin kara, senin ki benden kara” diyemeyecek.

Özür: Sorunun dibindeki notu, Gazete baskıya gönderildikten sonra farkettim. Özür dilerim.

Sevgi yumağı Anadolu

Soru: Muhterem Sivilay Abla, Bir üniversitenin yaptığı sözde araştırmaya göre Türkiye’de dindar olmayanlara baskı yapılıyormuş. Bu bilimsel bir çalışma değil, toplumda kamplaşmalara yol açmak için yapılmış bir ihanet belgesidir. Anadolu’da binlerce yıldır hoşgörü vardır. Kimse kimseye karışmaz, kaş göz işaretiyle bile baskı uygulamaz. Bu provokasyon değil de nedir şimdi? (Mahmut İhsanoğlu)

Cevap: Sevgili Mahmut, Anadolu, herkesin el ele sevgi yumağı şeklinde dolaştığı bir teletubiler diyarı değildir. Çorum’da Nişantaşı ortamı olmayacaktır. Konya Zafer Caddesi de Beyoğlu’nun arka sokaklarına benzemeyecektir. Bu kadar heterojen toplumlarda çatışmaların hiç olmadığını söylemek de ‘sözde’ bir iddia olabilir. Mühim olan kendini baskı altında hisseden ya da baskı gören kişinin hakkını arayabilecek kanalların açık olması.

Herkese son cevabım: Dünyada hiç bir zaman cennet olmayacak. Baskı da görebiliriz, farkında olmadan baskı da uygulayabiliriz. Ancak kentlileştikçe daha rahatlayacağız. Yine de her yer birbirinin aynı olmayacak. Zaten aynı olması da o kadar iyi olmaz.

TARAF