1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Ailelerin beklentileri evliliklerin gecikmesine sebep oluyor”
“Ailelerin beklentileri evliliklerin gecikmesine sebep oluyor”

“Ailelerin beklentileri evliliklerin gecikmesine sebep oluyor”

Evlenmekten çekinen veya bazı beklentileri karşılayamayacağını düşünen gençlerin sayısı gittikçe artıyor. Perspektif aile danışmanı Dr. Muhammed Johari ile evliliğe giden yoldaki zorluklar ve evliliği kolaylaştırma olanakları hakkında konuştu.

13 Aralık 2022 Salı 15:00A+A-

Elif Zehra Kandemir & Muhammed Johari / Perspektif

“Ailelerin beklentileri evliliklerin gecikmesine sebep oluyor”

Sayın Johari, kendi merkezinizde yaşam ve aile danışmanı olarak çalışmaktasınız. Eş adayları size başvurduğunda en sık karşılaştığınız konular nelerdir?

Evlilik danışmanlığı görüşmelerimde Müslüman çiftlerin İslami kurallara göre birlikte bir gelecek planlamasına yardımcı oluyorum. Aslında evlilik öncesi ilişkiler ve özellikle zina, çoğu zaman açıktan yaşanılan yaygın bir olgu. Bu yüzden insanlara İslami değerlerin ve kuralların anlamını anlatmaya çalışıyorum. Ayrıca düzenli olarak çiftlerin artık birbirini anlamadığını fark ediyorum. Bu durumlarda kişinin kendiyle bağ kurması, empati ve iletişim önemlidir. Bu anlamda çiftlerin birbirlerinin sevgi dilini anlamalarını sağlamak benim sıkça başvurduğum metotlardan biri.

Doktora tezinizin başlığı: “İslami Evlilik Anlayışının Anlamı, Değerleri ve İdealleri – Genç Müslümanlar için Vakitlice Evliliğin Teşvik Edilmesi”. Çalışmanızın temel bulguları nelerdir? “Vakitlice evlilik” ne anlama gelmektedir?

Evlilik, İslami açıdan hem kaynak metin hem de insanlar arası ilişkiler bakımından merkezî bir konudur. Ancak, buradaki yeni kuşak Müslümanların zorlaştırıcı türbülanslar ve sınır ihlalleri olmadan evlilik limanına varmaları pek kolay olmamaktadır.

Doktora tezimde, konuyla ilgili ampirik araştırmaların yanı sıra bağlam ve kaynak metin analizleri de dâhil olmak üzere bu duruma bütünsel bir bakış açısı getirmeye çalışıyorum. Çalışmadaki ilgili aktörler arasında gençler, ebeveynleri, imamlar, Müslüman ve gayrimüslim uzmanlar yer alıyor. Kısacası, ilgili gençlerin, ailelerinin ve cemaatlerin beraberce evlilik dışı ilişkileri önleyici bir eğitim stratejisi hayata geçirmesi gerektiği sonucuna varıyorum.

Bu bağlamda “vakitlice evlilik” kavramı merkezî bir rol oynamaktadır. “Vakitlice” kelimesi “doğru zamanda gerçekleştirilen” anlamına gelir. Dolayısıyla çalışma çerçevesinde bu kavram, söz konusu gençlerin evlenmeden önce zinaya bulaşmadıkları şeklinde anlaşılmaktadır. Bu tanım Kuran’daki şu ayetten alınmıştır: “Zinaya da yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur!” (İsrâ suresi, 17:32)

İslami bir evlilik anlayışının temel fikirleri neler? Avrupa’daki evlilik anlayışıyla kıyaslandığında ne gibi benzerlikler ve farklılıklar bulunuyor?

İslami evlilik konseptinin iki önemli noktası, bir erkek ve bir kadın arasındaki güven ve cinselliktir. Bu aynı zamanda ahlaki bir anlam da ifade eder. Pek çok Avrupa ülkesinde ahlak kategorisi, eğer varsa, dinden tamamen veya büyük ölçüde ayrılmıştır. Kur’an’a göre kadın ve erkek bir çift olarak yaratılmıştır ve evlilik bağıyla birbirlerini tamamlar. Sevgi, merhamet, güvenlik, koruma, paylaşılan mutluluk, sorumluluk ve ahiret odaklılık, laik bir bakış açısıyla her zaman örtüşmeyen değerlerdir.

Müslüman çiftlerin evlilikleri öncesinde hangi temel sorunlarla karşılaştıklarını düşünüyorsunuz?

Dışarıdan bakıldığında, bir yandan zinanın farklı şekillerde ve erken bir aşamada tanıtıldığı ve mümkün kılındığı bir toplum içindeler. Diğer yandan ailelerin vakitlice evliliği zorlaştıran veya engelleyen çeşitli beklentileri söz konusu. Bu beklentiler arasında özellikle milliyet, eğitim düzeyi ve varlıklı olmak sayılabilir. Özellikle son kıstas, diğer bazı kriterlerin yanı sıra daha çok genç erkeklerden beklenmektedir.

İçsel anlamda bakıldığında, evlenmek isteyen birçok insan duygusal olgunluktan, bilgiden ve kaynaklardan yoksundur. Ancak bunlar, evliliğin zorluklarının üstesinden gelmek ve en üst düzeyde aile uyumunu sağlamak için gerekli. Bu anlamda karakter olgunluğu genç yetişkinler için başarının anahtarıdır; çünkü Allah’ın rızasını ve insanların kalbini kazanmak bu sayede mümkündür.

Eşlerin birbirini tamamladığından bahsettiniz. Genç Müslümanlar Avrupa bağlamında bu konuda ne gibi sorunlar yaşıyor?

Buradaki anahtar kelime denkliktir. Alimlerin ve fıkhî mezheplerin çoğunluğu için kadın ve erkek arasındaki denklik, evlilik için zorunlu bir gereklilik değildir. Hanefiler, adayın velî tarafından reddedilmesi durumunda, evlilik akdinin geçerli olabilmesi için adayın kadınla arasında denklik koşulunu sağlaması gerektiğini savunmaktadır.

Genel olarak denklik ve özel olarak varlıklı olmak ölçütü ile ilgili olarak, yerel gayrimüslim toplumda bir kadının, üst sınıftan bir erkekle evlenme eğiliminde olduğu söylenebilir. Bunun olma olasılığı, tersinin gerçekleşme olasılığından on kat daha fazladır. Aralarında bir sosyoloji profesörü olan Günter Burkart’ın da bulunduğu diğer araştırmacılar, bu denklik kavramını yaş, boy, eğitim, sosyal statü vb. gibi diğer sosyoekonomik ve sosyodemografik yönleri de kapsayacak şekilde genişletmektedir. Yani kadınların önemli bir kısmı, eş seçimi dolayısıyla “alt sınıfa inmeye” pek de istekli değildir.

Cemaat hayatına ve verdiğim danışmanlık hizmetine dayanarak, bir yargılama yapmaksızın, bu olguyu doğrulayabilirim. Ayrıca, bu gerekçelerle reddedilenlerin sadece genç Müslüman erkekler olmadığını ve öte yandan da birçok Müslüman genç kızın bu sebeple ya daha geç evlendiğini ya da hiç evlenmediğini de söyleyebilirim.

Peki, genç Müslümanların evliliklerinde Müslüman cemaatin rolü nedir?

Cemaat, normalde aile birliğine ait olan iki temel görevi üstlenir. Bir yandan sorumluluk duygusu oluşturmaya ve bağımsız bir kişilik geliştirmeye yardımcı olur. Öte yandan genç Müslümanların birbirlerini tanıyabilecekleri korunaklı alanlar sunar.

Çekirdek aileler bu görevleri yerine getiremediğinde, bunu yapmak organize olmuş ümmetin görevi hâline gelir. Her bir bireyin buna nasıl bir katkıda bulunabileceğini her bir Müslümana öz eleştirel bir yaklaşımla sormak istiyorum. Özellikle insanların cami cemaatlerini ve Müslümanlara ait diğer kurumları kötüledikleri bu zamanlarda bu, üzerinde düşünülmesi gereken bir konu.

Etnik gruplar arası evlilikler genellikle başarılı entegrasyonun bir işareti olarak görülüyor. Ancak bu evlilikler Müslüman toplumlarda bir tabu gibi görünmekte. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kökenleri ne olursa olsun, Müslüman ailelerin genç nesil için İslami değerlere göre anlamlı bir evlilik sağlamak maksadıyla bir araya gelmesi, sağlıklı bir İslam anlayışının işaretidir. Ben düzenli olarak genç Müslümanlar için evliliği mümkün kılmayı ve daha da zorlaştırmamayı savunuyorum. Evliliği engellemek, kişinin çifte hayat yaşamasına ve hatta çeşitli derecelerde zinaya yol açabilir. Ayrıca bir evlilik ilişkisinin yoksunluğu psikolojik sorunlara da yol açabilir.

Etiketler : , , ,

HABERE YORUM KAT