Soru: Sevgili Sivilay Abla, Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisiyim. Bizim üniversitedeki Türkiye Komünist Partili öğrenciler, “Türban’a Hayır” eylemi yaptılar. Ben de sosyalizme ilgi duyan, ancak henüz yeterince okuma yapmamış biri olarak bu eyleme katılıp katılmama konusunda tereddütte kaldım. Engin bilgi ve donanımınızla yolumu aydınlatırsanız çok sevinirim. (Rumuz: Rosa Lux)

Cevap: Sevgili Rosa Lux, bir komünist partinin temel amacı proleter devrim yapıp ülkeye sosyalizmi yerleştirmektir. Bunu yapabilmek için ihtiyaç duyulan malzemeler bir adet egemen sınıf ile bir adet ezilen sınıftır. Komünistin buradaki başat rolü ezilen sınıfın, ezildiğinin farkına varmasını sağlamaktır. Buna kısaca sınıf bilinci oluşturmak diyoruz. Bir komünist için Türkiye Devleti, burjuvazinin çıkarlarını koruma aygıtıdır, kısacası egemen sınıfın buldozeridir.

Başörtülü olduğu için okuyamayanlar zayıflardır, yani ezilen sınıf. Elindeki kanun, rektör ve polis ile bu kızları üniversiteye sokmayan ise güçlülerdir, yani egemen sınıf. Bu formülden proleter devrim çıkarmak için bir komüniste ihtiyaç vardır. Komünist, mücadelelerinde türbanlıların yanında olur ve bu sayede onların ezilen sınıf olduğunu, hakkın istenmeyeceğini ancak alınabileceğini, egemen sınıfın onların babalarının annelerinin emeğini de böyle sömürdüğünü telkin eder.

Peki, bizim örneğimizdeki komünistler niye tam tersini yapıyor? Çünkü Türkiye’de herkes önce rejim muhafızı sonra kendisidir. İstanbul’un eski sermaye sahipleri “AKP döneminde malı mülkü üçe katladık ama oyumuz CHP’ye” derken de önce rejim muhafızı sonra kapitalist olduklarını söylüyorlardı.

Marx bizim komünistleri görse Das Kapital’i, Adam Smith bizim kapitalistleri görse Ulusların Zenginliği kitabını yerdi.

Bu cevabımı okurken aklına bir soru daha gelebilir. Eee, “Din kitlelerin afyonudur” sözü Marx’a ait değil mi?

Evet, Marx’a ait. Marx’ın yaşadığı yıllarda afyon insanları yatıştıran bir tür ilaçtı. O zamanki gazetelerde “Narkotik şubenin yaptığı operasyonda eroin yapımında kullanılan bir ton afyon ele geçirildi”, “Tarlasında kaçak afyon ekimi yapan köylü kıskıvrak yakalandı” gibi bir habere rastlamak sözkonusu değildi. Marx “insanlar acılarını dindirmek için dine sarılıyor. Siz onlara başka bir şey önerin” diyor; yoksa afyon içenlere küsün, kızın, afyonlarına iğrenç deyin hatta ‘afyonun düşmanı dostumdur’ düsturunu şiar edinin demiyor.

Üç büyükler

Soru: Sevgili Sivilay Abla, futbola ilgin var mı bilmiyorum ama puan cetvelinde ilk üç sıraya dizilen üç büyüklerin yerini Anadolu takımları almış. Bu hayra alamet midir?

Cevap: Üç büyükler dediğimiz İstanbul’un entelleri ve kedileriyle ünlü semti Galatasaray, orduevi ve ada manzaralı lüks apartmanlarıyla bilinen semti Fenerbahçe ile Reina, Buz Ada, Bebek, Yeniköy gibi içinden zenginlik, lüks ve eğlence akan semti Beşiktaş oluyor. Hayatında bu yerleri görmemiş, buralarda yaşamamış, nimetlerinden faydalanmamış kişilerin bu üç takımın kazanması için televizyon başına toplaşmaları, formalarını satın alıp kasalarını doldurmaları hiç normal değildi. Bu fikstür hayra alamet.

Fenerli Rambo

Soru: Merhaba Sivilay Abla, Rambo diye çağrılan bir Fenerbahçe taraftarı polisin silahını çalıp Fenerbahçe Başkanı’na suikast yapmaya kalkıştı. Amerika Birleşik Devletleri’nin Rambo’su başka kıtalardaki Amerikan düşmanlarına kök söktürürken, bizim Rambo’muz neden apolitize bir futbol fanı olmuştur? Beni bu konuda aydınlatırsanız çok sevinirim. (Raman Lir)

Cevap: Sevgili Raman, Fenerbahçe’nin apolitik bir yer olduğunu da nereden çıkartıyorsun.

-

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil

Hastalıkları Mütehassısı

[email protected]

TARAF