1. YAZARLAR

  2. Muhammed Nureddin

  3. Açılımın alternatifi şiddet
Muhammed Nureddin

Muhammed Nureddin

Yazarın Tüm Yazıları >

Açılımın alternatifi şiddet

21 Ağustos 2009 Cuma 15:09A+A-

Türkiye Kürt meselesinde demokratik çözümü erteledikçe, kanlı 'çözüm' fırsatları artıyor. Sorun çözüm üzerine bölünme yaşayan Türk tarafında Hiç kimse, PKK’nın 1984’de Eruh’taki bir karakola düzenlediği saldırının hâlâ akan masum kanın uzun nehrinin başlangıcı olmasını beklemiyordu. Abdullah Öcalan Soğuk Savaş döneminde, Türkiye’nin Suriye ve Arapları zayıflatmak isteyen Batı’yla İsrail’in safında yer aldığı bölgesel ve uluslararası çekişme çerçevesinde destekçi bulmakta zorluk çekmedi. PKK ve Türkiye’nin savaşı askeri çekişmeden ibaret değildi. Savaşı en çirkin baskı, öldürme ve tehcir çeşitleri izledi. Türklerin Kürtlerin yerlerini değiştirmesi siyasi veya askeri olmaktan ziyade bir varoluş ve kültür mücadelesiydi.

Yıllar geçti. Soğuk savaş sona erdi. Rusya Türkiye için ekonomik açıdan öncelikli bir stratejik ortağa dönüştü. Bir zamanlar düşmanlığın zirvesine çıkan Şam-Ankara ilişkileri örnek alınacak bir modele geçti. AKP 2002’de iktidara geldi, görülmemiş bir dış açılım politikası izledi ve Türkiye’nin eski düşman komşuları en iyi dost oluverdi. Hatta Ermenistan’la bile yasaklar kırıldı ve psikolojik engeller kaldırıldı.

Türkiye’nin ‘bölgesel coğrafyası’ değişti, uluslararası şartlar değişti. Değişmeyen tek şey Kürt sorununun çözümün dışında kalması oldu. Hiç kimse başta ABD’nin Türkiye’ye baskı için Kuzey Irak’taki PKK savaşçılarını kullanması olmak üzere dış etkenlerin varlığını inkâr etmiyor. Fakat hiç kimsenin Türkiye’deki Kürt sorununun özünün içeride ve ömrünün cumhuriyetle yaşıt olduğu gerçeğinin önüne geçmesi de mümkün değil.

Kürtler Türkiye’nin kurtuluş savaşına ve bağımsızlığına kurucu bir unsur olarak katkıda bulunmuştu. Ancak Atatürk özerklik vaat ettiği Kürtlere Şeyh Sait isyanı sonrası sırtını döndü ve çekişme, Kürt kimliğinin kurutulmasının yanı sıra Kürtlerin coğrafyasının, bazılarının başka bölgelere taşınmasıyla ve Kürt isimleri yerine Türk isimleri verilmesiyle değiştirilmesini amaçlayan ciddi bir girişime dönüştü.

Bu durum bağımsız devlet gibi aşırı taleplerle silahlı Kürt mücadelesinin patlak vermesine dek sürdü ancak Kürtler sonra söylem değiştirdi, demokratik Türkiye’de vatandaş olmayı ve en azından kültürel haklarının kabul edilmesi için ayrılmaktan vazgeçmek istediler. Türkler yıllardır Kürt sorunu üzerine tartışmalar açıp çözümün kapıda olduğu mesajı veriyor. Her defasında da dağ sancılanıp büyük bir fare doğuruyor. Bugün silahlı Kürt isyanının 25. yılı dolayısıyla duygular körükleniyor, tonlarca mürekkep ve açıklama akıyor. Öcalan şiddeti bırakıp ateşkesi sürdürmeye hazır olduğunu ilan ediyor ama hükümetin çözüm çabasındaki ciddiyetini teyit etmeden silahlı mücadeleye son vermiyor.

Kürtler diyalog konusunda veya en azından azınlık haklarına verilecek anayasal garantilerle birlikte anadilde eğitim taleplerinde hemfikir. Ancak sorun bölünme yaşayan Türk tarafında. Türkler anadil ve anayasal garantilerle ilgili temel Kürt talebini kabule hazır değil. Türkiye’de Kürt sorununun çözümü çok gecikti. AKP henüz daha cesur bir adım atamadıysa bunu kim yapabilir? Türklerle Kürtler arasında tarihi çözüme ulaşmak için altın bir fırsat var. Türkiye Kürt sorununu çağdaş ve demokratik temellerde çözmedikçe AB’ye giremez. Demokratik çözüm geciktikçe kanlı ve başka ayrılıkçı çözüm fırsatları artıyor. Irak modelini hatırlatmaya gerek yok. (Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi Haliç, 19 Ağustos 2009)

RADİKAL

YAZIYA YORUM KAT