Eski Filistin yönetimi başkanı Arafat zehirle öldürülmüşken ve şu anki başkan, Ramallah’tan çıkamayan bir esir iken Abbas sonrası başkanlığın peşinden koşanlara şaşırıyorum. Koşanlar diyorum ama aslında başkanlık koltuğuna oturmak için çatışıyorlar. Keşke bu koltuk buna değseydi. Bu koltuk, içinde su veya herhangi bir fayda barındırmayan beyaz bir buluta benziyor. Filistin, Ramallah ve Gazze olmak üzere iki devlet haline geldi ve dünya alem bu iki devletin İsrail’in işgali altında olduğunu biliyor.

Bu konuya girmeden önce başkanın gayet rahat olduğunu ve koltuğu bırakmayı düşünmediğini söyleyelim. Kimse İsrail İçişleri Bakanının “İsrail, Filistin Yönetiminin zayıflığından şikayetçi.”  sözlerine inanmasın. Başkanlıkla ilgili dedikodular, bu sözden ortaya çıkmıştı.

Öncelikle İsrail, başkanlık için şu an Abbas’ın yaptığı gibi kendine hizmet edecek Abbas bulmalı. Abbas, “ya müzakereler, ya da hapis” denkleminde O da aldığı eleştirilere rağmen müzakereleri ve Filistin halkına hizmet eden şeyleri seçti.

10 Filistinli, niçin başkanlığın peşinden koşuyor, bilmiyorum. Eğer kazanan Ramallah’ta oturmayı hayal ediyorsa ona acımak lazım. Çünkü Netanyahu’nun kucağına oturacak. Başkan olursa Filistin’in özgürlüğüne dair ümidi var mı acaba? Mescid-i Aksa’nın esaretini kırmak için çalışacak mı? Ya da Filistinli esirleri kurtarmayı hayal ediyor mu?

Eğer Filistin’in sabiteleri olan nehirden denize uzanan, başkenti Kudüs olan bir devlet kurmayı ve esirleri kurtarmayı hayal ediyorsa Filistin milli misakının 1999 yılında Bill Clinton’un ziyaretiyle ortadan kaldırıldığını hatırlamalı. Yeni başkan da Abbas gibi davranmalı. Yeni başkanın da önünde “ya müzakereler, ya da hapis” var. Bunun yanında güvenlik koordinasyonunu dayatan İsrail ile çatışmanın sonuçlarını yüklenmeli. İsrail güçleri, istediği zaman Bat Şeria’ya giriyor. İstediğini öldürüyor veya tutukluyor. Yerleşim yerleri inşa ediyor. Filistinlilerin evlerini yıkıyor. Yerleşimciler, Filistinlilerin zeytin ağaçlarını kesseler bile onları hoş karşılamalı. Filistinli esirleri sormamalı. İntifada zaten yasak. Yapması gereken tek şey, Yahudi şarkılarını dinlemek. Yolsuzluklara göz yummak ve meclisin toplanmasını engellemenin bir engeli yok. Hatta Fetih hareketinin merkez kurulu da sadece zaruri durumlarda toplanmalı. Özel uçak satın almanın ve uluslar arası konferanslara katılmanın da bir sakıncası yok. Mesela Abbas’ın uçak masrafları, geçen sene 50 milyon dolara ulaştı.

Eğer başkanlı yarışına katılanlar, Gazze’de yaşamayı hayal ediyorlarsa bu imkansız bir şey. Çünkü böyle bir şey yapmayı düşünüyorsa önceden bunu ilan etmeli. Eğer barış içinde yaşamak istiyorsa ve İsrail’e müzakere yapacaksa, Ramallah’ta oturması yeterli olur. Yok eğer silahlı direniş yolunu seçerse, Gazze’de Hamas’a ya da İslami Cihad’a katılmalı ve başkanlığı unutmalı. Çünkü başkanlık ve direniş birbirinden uzakta kesişmeyen iki yoldur. Gazze’nin her taraftan abluka altında olduğu ve İsrail’in 2008, 2012 ve 2014 yıllarındaki saldırılarına karşı kahramanlıkla karşı koyduğu herkesin malumu. Gazze, füzeleriyle ve adamlarıyla İsrail’i korkutuyor. Burada İsrail oğullarının Hz. Musa’ya “Sen ve Rabbin, gidin savaşın. Biz burada oturacağız.” Demelerini hatırlıyoruz. Onlar, cebbar Gazzelilerden korkmuşlardı.   

Bu konuyu tamamlarken başkanlık yarışında öne çıkan adayları sıralayalım:

1- Filistin istihbaratı başkanı Tümgeneral Macid Ferah. Daha önce Beyt lehm müdürüydü. Popüler değil ve İsrail’in ona karşı tavrı bilinmiyor.

2- İsrail hapishanelerinde müebbet hapse mahkum olan Mervan el-Burgusi. Filistin’in Mandela’sı olarak biliniyor. Fetih hareketinden ve çok popüler.

3- Dr. Selam Feyyaz: eski başbakan ve ekonomi uzmanı. Uluslararası Para Fonunda çalıştı. Uluslar arası camia tarafından kabul ediliyor ama içerde ona yapılan eleştiriler var.

4- Tümgeneral Cibril Recub: Olimpiyat komitesi ve önleyici güvenlik birimi başkanı. İçerde iyi ilişkilere sahip olmakla birlikte dışarıdaki ilişkileri az.

5- İktisat doktoru Muhammed Eştiye. ABD mezunu. Filistin-İsrail müzakerelerine katıldı. Abbas’ın bir nüshası. Uluslar arası camiada kabul ediliyor.

6- Muhammed Dahlan: eski Gazze güvenlik bakanı. Mısır ve BAE ile iyi ilişkilere sahip. İyi derecede İngilizce ve İbranice biliyor.

7- Nasır el-Kudve: eski dışişleri bakanı ve Filistin BM temsilcisi. Yaser Arafat’a yakındı ve Arap desteğine sahip.

8- Saib el-Arikat: İsrail müzakerelerinde baş müzakereci ve FKÖ yönetim kurulu genel sekreteri. İyi derecede İngilizce ve İbranice biliyor. Aşiretlerin desteğine sahip.

Bu adayların yanında ilerde ortaya çıkacak adaylar da vardır. Biz onları seviyor ve onlara saygı duyuyoruz. Fakat ateşle oynamaktan uzak durmaları tavsiyesinde bulunuyoruz.