1. YAZARLAR

  2. Mehmet Kamış

  3. 27 Mayıs, askere yapılan darbe
Mehmet Kamış

Mehmet Kamış

Yazarın Tüm Yazıları >

27 Mayıs, askere yapılan darbe

26 Mayıs 2009 Salı 04:38A+A-

27 Mayıs darbesinin üzerinden tam 49 yıl geçti. Yarım asırlık Türkiye tarihini çok derinden etkileyen ve bu ülkeyi bambaşka bir eksene sokan bu ihtilalin sivil siyasete etkileri çok uzun boylu tartışıldı ve hâlâ da tartışılıyor.

Geride bıraktığı haksızlıklar ve acıları, henüz yeşermekte olan demokrasi kültürümüzü nasıl yerle bir ettiğini uzun uzun tartıştık. Menderes'in ismi üzerinden siyaset yapıp, ona gösterilen teveccüh ile yıllarca Türkiye'yi yönetenler ve onların bugünkü gerçek kimlikleri hâlâ tartışılıyor.

Hasılı; Türkiye'nin son elli yılına damgasını vuran ve yakın tarihimizin en önemli kırılma noktalarından birisi olan 27 Mayıs darbesi, bugüne kadar hep sivil dünyaya etkileri üzerinden konuşuldu. Askere yaptığı etkiler ise neredeyse hiç gündeme gelmedi. Aslında 27 Mayıs, asıl darbeyi askere indirmişti.

Atatürk'ün siyasetten uzak tuttuğu asker 27 Mayıs'la gitti, ülkedeki her şeye müdahil olan asker geldi. 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat darbeleri ile Talat Aydemir'in darbe teşebbüsleri de 27 Mayıs'ın türevleri olarak siyasî hayatımıza girdi. Bunların yanında sadece birer teşebbüs olmaktan öteye geçemeyen onlarca girişimi de burada zikretmiyoruz.

Bugün rejim krizi diye yer gök inletilen pek çok mesele, bize 27 Mayıs'tan kalma.

Kemalizm de 27 Mayıs gibi darbelerden sonra her cuntacının üzerine eklemeler yaptığı, neredeyse Mustafa Kemal'den hiçbir şeyin kalmadığı bir ideoloji haline geldi.

Dedik ya, 27 Mayıs asıl ordunun dengelerini ve genetiğini değiştirdi. Aksiyon Dergisi'nin son sayısında Cemal Kalyoncu'nun kaleme aldığı '27 Mayıs askere darbe' haberi, o dönemde ordu içinde yaşananları bir kez daha gözler önüne seriyor.

Darbeden sonra Genelkurmay Başkanı Ragıp Gümüşpala'nın da aralarında bulunduğu tam 7 bin 200 asker emekliye sevk edildi. İhtilalden önceki Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun'un Yassıada'da yargılanmasının dışında ondan sonra göreve gelen genelkurmay başkanı da emekliye sevk edilmişti. Ordudaki generallerin yüzde 90'ının, albayların yüzde 75'inin, yarbayların yüzde 50'sinin ve binbaşıların yüzde 30'unun askeriye ile ilişiği kesilmişti. Bir anda böylesine bir tenkisatın akılla izah edilir bir tarafı yoktu.

Üstelik 7 bin 200 askerin bir anda emekli edilmesi, savunma stratejileri açısından son derece yanlıştı. Bir de bunların tazminatları ve emekli maaşlarının altından kalkmak nasıl mümkün olacaktı? Hürriyet gazetesinde 5 Temmuz 1960 tarihinde çıkan bir haber, bu işin arkasındaki gücün kim olduğunu da çok iyi anlatıyordu: "Amerika, 1 milyar liralık yardım yaptı. Anlaşma dün imzalandı. 500 milyon Milli Savunma'ya, 200 milyon diğer işlere harcanacak. Milli inkılabımızı her vesile ile desteklemekte olduğunu belirten ABD, hükümetimize yardımlarını artırmaktadır.''

İlginç olan, Yunanistan'ın da aynı dönemde ordusunu gençleştirme kararı almasıydı. Türkiye ile Yunanistan aynı dönemde ordusunu gençleştirme kararı alıyor, eskiler topluca görevden el çektiriliyorlardı. Bu gençleştirme, ordunun elli yıllık geleceğine de damgasını vuracaktı.

Kimler tasfiye edilmişti, yerine kimler getirildi? Bunu çok iyi analiz etmekte yarar var.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT