1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. IRAK

  4. ABD, Irak'ta Korkunç Bir Geçmiş Bıraktı
ABD, Irakta Korkunç Bir Geçmiş Bıraktı

ABD, Irak'ta Korkunç Bir Geçmiş Bıraktı

Irak'ın 2003 yılında işgal edilmesiyle başlayan ve en iyimser tahminlerle bile 100 bin Iraklı siville 4500 Amerikan askerinin hayatını kaybetmesine yol açan savaşın Amerikan ekonomisine maliyeti 1 trilyon doları buldu.

16 Aralık 2011 Cuma 07:56A+A-

Olmayan kitle imha silahlarını bahane ederek 19 Mart 2003 yılında Irak’ı işgal eden ABD ordusu, arkasında yıkılmış bir Irak, yüzbinlerce ölü ve sakat bırakarak birliklerini resmen dün bu ülkeden çekmesiyle 8 yıl süren savaş sona ermiş oldu. Savaşta 100 binden fazla kayıp veren Iraklılar ise en ağır faturayı ödeyen taraf oldu.1 trilyon dolara mal olan savaşta ABD, 4500 askerini kaybetti.

Emperyalist ABD'nin, olmayan kitle imha silahlarını bahane ederek Irak'ta başlattığı, yüzbinlerce masum insanın ölümüne, sakat kalmasına, ülkenin yakılıp-yıkılmasına sebep olan kirli savaşı dün resmen bitirmesiyle Amerikan yönetiminin 20 yıllık Irak serüveninde yeni bir döneme giriliyor. ABD Savunma Bakanı Leon Panetta'nın, Irak'ın başkenti Bağdat'ta düzenlenen törenle savaşı resmen sona erdirmesiyle ABD, Irak'ın Kuveyt'i 1990 yılı ortalarında işgal etmesiyle başlayan ve 2003 yılında Irak'ın işgaliyle kazandığı ivmenin ardından yıllardır dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri olan serüvende bir dönemin sonuna geldi. ABD, savaşı, Bağdat'taki askeri bayrağını indirerek dün resmen sona erdirmesine rağmen halen Irak'ta bulunan birkaç bin askerini de Irak hükümetiyle yapılan anlaşma uyarınca Aralık ayının sonunda çekmiş olacak.

100 Binden Fazla Iraklı Hayatını Kaybetti

Irak'ın 2003 yılında işgal edilmesiyle başlayan ve en iyimser tahminlerle bile 100 bin Iraklı siville 4500 Amerikan askerinin hayatını kaybetmesine yol açan savaşın Amerikan ekonomisine maliyeti 1 trilyon doları buldu.

Irak savaşı, ABD'deki 11 Eylül 2001 İkiz Kulelere yapılan saldırılarının sebep olduğu şokun etkisindeki ABD yönetiminin, Irak'taki Saddam Hüseyin rejiminin ABD'nin güvenliğini tehdit eden kitle imha silahlarına sahip olduğu gerekçesiyle Mart 2003'te Irak'ı işgal etmesiyle başlamıştı. Tabii kitle imha silahları iddiasının temelsiz olduğu çok geçmeden anlaşıldı ve dönemin ABD yöneticileri de sonradan bunu kabul etti.

Şii Arapların çoğunlukta olmasına karşın uzun yıllar Sünni Arap yöneticilerin işbaşında bulunduğu, Sünni ve Şii Arapların yanı sıra, Hıristiyan Araplar, Kürtler ve Türkmenler gibi çeşitli etnik, din ve mezhep gruplarını içinde barındıran Irak, işgalin ülkedeki son derece hassas etnik ve dini dengeleri bozması nedeniyle bir anda kendini büyük ve önlenemez bir şiddet dalgasının içinde buldu.

Gelinen nokta çöküş ve iç çatışma

Bugün gelinen noktada, Irak halkının, savaş nedeniyle aralıksız olarak baş gösteren şiddet olaylarının oluşturduğu maddi ve manevi çöküntüyle baş etmeye çalıştığı, yolsuzlukların hakim olduğu ülkede, demokrasi ve ifade özgürlüğünün ise mezhep çatışmalarının halk üzerinde oluşturduğu yoğun güvensizlik duygusu nedeniyle son derece kısıtlı olduğu ifade ediliyor. Irak'ın, ABD'den aldığı destekle ülke yönetiminde en üst düzeyde görevlere getirilmiş olmalarına karşın her fırsatta kendi bağımsızlıklarına vurgu yapan kuzeydeki bölgesel Kürt yönetimiyle, işgal sayesinde en büyük düşmanı olan Saddam rejiminden kurtulan ve Irak'taki Şii çoğunluğun üzerindeki nüfuzunu kullanarak ülkeyi kendi etki alanına alma çabası içindeki İran'ın arasında kaldığı görüşü pek çok Iraklı lider tarafından sık sık dile getiriliyor.

Kuveyt'in işgaliyle başladı

ABD'nin Irak serüveni, 1980-1988 İran-Irak savaşının neden olduğu mali kayıplar nedeniyle kendini bir anda büyük bir ekonomik sorunla karşı karşıya bulan Saddam rejiminin sorunlarını kısa yoldan çözümlemek için, ''ortak petrol yataklarından fazla petrol çıkardığı ve aşırı üretim yaptığı için petrol fiyatlarını düşürdüğü'' gibi gerekçeler öne sürerek 2 Ağustos 1990'da Kuveyt'i işgal etmesiyle başlamıştı. Irak kuvvetlerinin ABD ve ABD'nin müttefiki güçlerce Kuveyt'ten çıkarılması ve ardından da Irak'a yönelik, uçuşa yasak bölgeler de dahil olmak üzere çeşitli uluslararası yaptırımların uygulamaya konmasıyla gelişen Irak süreci, ABD'yi derinden sarsan ve bir anda dünyadaki mevcut dengeleri altüst eden 11 Eylül saldırılarının ardından, sonuçta Irak'ın ABD tarafından işgaline kadar uzanan yeni bir safhaya girmişti. ABD'nin Irak'ta ülke güvenliğini tehdit eden kitle imha silahları bulunduğu gerekçesiyle başlattığı işgalin ardından, ülkede kitle imha silahlarına rastlanamadı. Amerikalılar kendini savunurken, hiç olmazsa Irak halkının baskıcı Saddam rejiminden kurtarılmış olduğuna dikkat çekiyor. Kurulan siyasi düzenin ne zaman olgun bir demokrasiye dönüşeceğini ise zaman gösterecek. Savaş nedeniyle hemen hemen bütün alt yapısı tahrip olan Irak'ta altyapıyı yeniden inşa etmeye yönelik bütün çabalar çatışmalar yüzünden bir yere varamıyor.

“BİNLERCE SADDAM oluşturup GİTTİLER”

ABD’nin çekilmesini değerlendiren bir Iraklı ise, “Bizi Saddam'dan kurtarmak için geldiler. Binlerce Saddam oluşturup gittiler. Eskiden kim Şii kim Sünni bilmezdik. Mezhep farkı gözetmeden birlikte yaşıyorduk” diyerek tepkisini dile getirdi.

Bağdat'da ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, ABD’nin Irak Büyükelçisi James Jeffrey ve ABD’nin Irak’taki güçlerinin komutanı General Lloyd Justin'in katıldığı törende, Irak’taki operasyonlarının resmen sona erdiğini simgeleyen bir törenle ABD bayrağı gönderden indirildi.

İşte rakamlarla 'özgür' ırak

1 milyon sivil öldürüldü. 4500 ABD askeri öldü. 2 milyon Iraklı mülteci durumuna düştü. 7 bin Iraklı hapse atıldı. 16 bin sivil kayıp. 34 bin doktor ülkeden kaçtı. 2 bin doktor öldürüldü, 250 doktor kaçırıldı. İşsizlik yüzde 70'e çıktı. 4 milyon Iraklı açlığa mahkum yaşıyor. Ülkenin yarıdan fazlasında temiz içme suyu bulunamıyor. Ülkenin yarısından fazlasına hala elektrik verilemiyor. Halkın psikolojisi bozuldu. Dünya Doktorları Teşkilâtı, savaşın 5. yılında yayınladığı raporda Irak'ta sağlık alanındaki durumu "dramatik" olarak nitelendirmişti.

 

Yeni Akit 

HABERE YORUM KAT