1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Tayyib Bey ve 'Laiklik Dini'nin Baskısı
Tayyib Bey ve Laiklik Dininin Baskısı

Tayyib Bey ve 'Laiklik Dini'nin Baskısı

"Kişinin hatasını bilmesi gibi irfan olmaz ve hatayı itiraf insanı yüceltir." Selahaddin E. Çakırgil, Başbakan Erdoğan'ın laiklik önerisini yorumluyor...

16 Eylül 2011 Cuma 21:50A+A-

 Selahaddin E. Çakırgil yazdı:

Tayyib Bey! 'Laiklik dini'nin baskısına teslim olmayınız!

Ona yeni bir yorum getirmek sizin işiniz değil!

Tayyib Erdoğan, hele de son günlerde, sadece iç siyasette değil, dışsiyasette ve dünya kamuoyunda da bir ’tsunami’ etkisi meydana getirmeye devam ederken, bu ’tsunami’nin bir  dalga kabarması da müslümanlara çarptı..

Laiklik denilen - ve dinsizlik değil, kendisini bir din gibi sunan- bu cereyan; ki, hele de son 100 yılımızda, müslümanların üzerinden buldozer gibi geçirildi; verdiği onca maddî-manevî hasara rağmen, müslümanlar yeni şartlara göre, yeni direniş metodları geliştirerek ayakta durmayı başardılar..

Ama, bu yeni şartlar içindeki uygulamalar içinden, laiklik konusunda bütün müslümanları bağlıyan tek bir anlayış çıkmaz.. Çünkü, hemen herkes laikliğe lafzî itiqadî itirazını sürdürürken, niceleri ona direnmeyi bir imanî gereklilik olarak gördü; kimileri de, çaresizlik içinde, o dayatmayı bir fiilî durum olarak görüp, müslüman halkın maslahatını karşılamak anlayışına ağırlık vererek, daha çok da pragmatist / faydayı esas alan bir anlayışla hareket etti, ’taqıyye’ yolunu seçti..

Tayyib Bey, bu yönelişler içinde, 10 yıla yaklaşan siyasî iktidarı içindeki uygulamaların kendisine kazandırdığı bir takım tecrübelerin de verdiği nefsine itimad duygusuyla olsa gerek, laikliğin özü üzerine değişik yorumlar yapmaya kalkıştı; üstelik de diğer müslüman ülkelerde..

Halbuki, bu yaklaşımdan -haydi, içerde bir takım zarûretlerle bazı tercihlerde bulundu diyelim-, ama, hele de başka bir ülkede böyle bir yönelişten kesinlikle kaçınmalıydı..

Hemen ekleyelim ki, onun yaptığı değerlendirmeler itiqadî, ideolojik, fikrî ve felsefî bir özden yoksundur ve bir mantıkî tutarlılık da göstermemektedir..

Bu konuya sözün başında bu kadarca değinip, önce onun bu konuşmayı yapmak noktasına geldiği son gelişmeleri gözden geçirelim ve sonra da, bu konuya tekrar dönelim, inşaallah. (...)

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

 

HABERE YORUM KAT