1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. SURİYE

  4. Şimdi de Barzani’yi Hedef Aldılar…
Şimdi de Barzani’yi Hedef Aldılar…

Şimdi de Barzani’yi Hedef Aldılar…

Özgür Gündem gazetesi "Rojava Katliam Var!" korusuna katılmayan Mesut Barzani'yi hedefe oturttu.

15 Ağustos 2013 Perşembe 15:55A+A-

Bugün PKK’nin yayın organı Özgür Gündem gazetesinde Delil Karakoçan imzası ile yayınlanan yazı da bu defa Mesut Barzani hedef gösterildi.

Özgür Gündem’deki söz konusu yazı:


KDP gerçeği ve kırılma noktası... / Delil KARAKOÇAN

Önce bir aktarma yapalım:

“Bir süreden beridir, bazı siyasiler ve haber merkezlerinde teröristler tarafından Batı Kürdistan’da Kürtler’e karşı cihat ilan edildiği ve katliamlar yapıldığı, El Kaide’ye bağlı teröristlerin sivil ve masum halka saldırılar yaptığı, Kürt kadın ve çocukların başlarını kestiği yönünde haberler yayınlanıyor. Gerçeklerin açığa çıkması ve bu haberlerin doğruluğunu araştırmak için Batı Kürdistan’a gidecek bir özel komite oluşturulmasını istiyorum. Eğer bu bilgiler doğrulanırsa, masum Kürt vatandaşları, kadın ve çocuklar ölümcül saldırılar, baş kesilmesi ve terör altında ise, o zaman Kürdistan Bölgesi, Batı Kürdistan’daki suçsuz Kürt vatandaşlar, kadın ve çocukların korunması için tüm olanaklarını devreye koyacaktır.”

Bu sözler KDP Lideri Mesut Barzani’ye ait.

Yani, Federe Kürdistan Parlamentosu tarafından Kürdistan Bölgesi Başkanı seçilen Barzani’ye...

Barzani’ye göre Rojava’da bir kırım yok, kırım iddiası var. Kanlı katliam görüntülerine, tanık ifadelerine, belge ve bululara rağmen sadece bir “iddia...”

Sanki Rojava ile bir bağı yok.

Bilgi istihbarat ağı yok.

Sanki sınırlarını kapalı tuttuğu kardeşlerinin dramını, trajedisini bilmiyor gibi...

Sanki her şey iddiadan ve yapılan propagandadan ibaretmiş gibi sadece “araştırma” öneriyor...

***

Bu nasıl bir Kürt tutumu?

Nasıl bir önderlik?

Nasıl bir savunma?

Önce bir “not” düşelim, sonra da genel ve özel nedenlere değinelim.

“Not”umuz şu:

Bir: Barzani ve KDP hareketi ulusal değil.

İki: Bağımsız değil.

Üç: Halkçı ve demokratik değil.

Dört: Mevcut biçimiyle değişime açık değil.

KDP’nin bu yapısı süreç ve gelişmeler karşısında zorlanmasına yol açıyor.

***

Genel ve özel nedenlere gelince:

Genel anlamda Kürt güçleri bir kırılma noktasında bulunuyor. Bu kırılma, Kürt siyasal yapı ve önderliklerinin yerel-bölgesel konumdan- genel, ulusal demokratik bir konuma (düzeye) geçiş yapıp yapmayacaklarıyla ilgilidir. Diğer bir anlamda sorun; “Bu güçler, yerel bölgesel kimlikler olarak mı kalacaklar, yoksa demokratik ulus perspektifi doğrultusunda bir dönüşüm mü yaşayacaklar?” sorunudur. Bu salt paradigmasal bir mesele de değil, aynı zamanda politik-pratik bir mesele; ulusal ve bölgesel değişkenlerin tetiklediği bir ihtiyaçtır.

Açarsak:

Bir: özellikle Kürt hareketliliği, Türkiye ve Suriye’deki değişkenler (Çözüm süreci ve Rojava’daki devrimsel hareketlenmeler) bunu dayatıyor.

İki: Kürt hareketinin geldiği düzey, yeni ihtiyaçlar, parçalar arası siyasal etkilenmeler bir başka tetikleyici etmen olarak öne çıkıyor.

Üç: Emperyalist kalıplar, Kürtlere ilişkin belirlenmiş stratejiler, politik pratik konumlar parçalanıyor. Tarihte ilk kez Kürtler kendi kaderlerini bu kalıplar dışında belirleme olanağını buluyor. Böylece yine ilk kez sömürgecilik dışı özgün özel statüler oluşuyor.

***

Bu saptamaların anlamı şudur:

Ulusal demokratik sorunlara, geleneksel iktidar anlayışıyla yaklaşan Barzani ve KDP; ya bir değişim yaşayıp feodal aşiretçi yapıdan sıyrılarak ulusal demokratik bir nitelik kazanacak, ya da daha da gerileyerek küresel-bölgesel gericilikle bütünleşmiş, onu özümsemiş bir “iktidar” biçimini alacak...

KDP’nin, Rojava Devrimi karşısında yaşadığı sıkışma ve iktidar eğilimli tutumu da bu ikileme dayanır.

Bu ikilemin öteki ucunda da ise, gerici önderliğin demokratik önderlikle  yaşadığı derin ideolojik problem ve “çatışma” vardır. Demokratik aydınlanma geliştikçe bu “çatışma” daha açık ve doğrudan biçimler alabilir...

Demokratik devrim ve değişim hamlesinin KDP kimliği ve otoritesini sorguluyor olması, KDP şahsında Güney ve Doğu Kürdistan güçlerini açıktan bir yol ayrımına çekmiştir.

***

Bu aynı zamanda bir kırılma noktasıdır.

Ulusal Konferans, bu kırılmanın nasıl ve hangi yöne olacağını açığa çıkarması bakımından da ayrı bir önem taşıyacaktır.

 

HABERE YORUM KAT

2 Yorum