1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Post-Kemalist Söylemin Sefaleti: Yeni Laiklik
Post-Kemalist Söylemin Sefaleti: Yeni Laiklik

Post-Kemalist Söylemin Sefaleti: Yeni Laiklik

"Hayatın tümünü kuşatan bir din olarak İslam’ın devlet sisteminden soyutlanması da devletin hayatın tümünü kuşatan inanç sistemlerinden arındırılması da muhaldir."

26 Eylül 2011 Pazartesi 10:49A+A-

Serdar Bülent Yılmaz yazdı:

Yeni Cumhuriyet Yeni Laiklik

İslam toplumu, batının sömürge yörüngesine girip, değişime ve Kur’an’a olan inancını yitirdiğinden beri, “kurtuluş” için hep yanlış kapıyı çalıp duruyor, zilletten çıkışın adresini batının “öldürücü fikirler”inde arıyor.

Batı, sömürdüğü İslam ülkelerini terk ederken iki aşamalı bir çekilme planı uyguladı: Birinci aşamada, hızlı ve acımasız bir sekülerleştirme için mütegallibe üzerinden uygulanacak faşist ve Bizantinist modeller yerleştirdi. Sert bir modernleştirme sonucunda batıcı seküler kadro ve taban oluşturuldu. İkinci aşamada ise; zorba rejimler karşısında bunalan ve yavaş yavaş başkaldırmaya, uyanmaya başlayan İslami muhalefeti önleyecek “ölümü gösterip sıtmaya razı etme” kabilinden daha yumuşak rejimlere kapı açtı. Faşist rejimlerden sonra yarı demokratik baskıcı sistemler devreye sokuldu. Muhalefet arttıkça laiklik yumuşatıldı, tek partili sistemlerden çok partili sistemlere geçildi. Hatta bunlar halkın kazanımları olarak halk tarafından da benimsendi. Ancak toplumlar özellikle de İslami referanslarla daha fazlasını istedikçe, ılımlı İslam rejimlerine kadar iş vardırıldı. Böylece halk derin uykusundan uyandırılmadan kabustan tozpembe rüyaya geçiş sağlanmak istendi.

Post-Kemalist dönem olarak adlandırılabilecek yeni dönemde de aynı hinlikle karşı karşıyayız. Yükselen İslami muhalefeti kırmak için, nitelikli bir toplumsal dönüşüm perspektifini yitirerek sekülerleşmiş bugünün iktidarını oluşturan kadrolar ve onların entelektüel akıldaşları aracılığıyla, Kemalist otoriter laiklikten kurtulan halka, Anglo Sakson laiklik seçeneği sunuluyor. Müslüman topluma, seküler liberal sistemi kabullenerek İslami taleplerinden vazgeçmeleri salık veriliyor. Bunun için de yer yer dillendirilen, İslam’ın devlet talebi olmadığı yönündeki söylem, “kişiler laik olmaz, devlet laik olur” söylemiyle destekleniyor.

Son zamanlarda gündemde olan Başbakan Erdoğan’ın Arap Baharı ülkelerine laiklik tavsiyesi, tam da buna denk geliyor. Elbette bu tavsiyeye en çok batılılar seviniyor. Çünkü mevcut küresel sisteme esaslı tek itirazı İslam yükseltiyor. Müslümanların bunun ne kadar idrakinde olduğu bir yana, batı bunun fazlasıyla farkında. Zira batının en büyük kaygısı; Arap Baharının, İslami rejimlerle neticelenip batılılar ve Siyonist rejim için kabus bir zemheriye dönüşmesi. Bu noktada Erdoğan’ın bu çıkışı, Arap Baharı ülkelerinde, İslami kesime karşı laiklik savunucularının, seküler siyasetçi ve entelektüellerinin elini güçlendiriyor. (...)

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

 

HABERE YORUM KAT