Amerikan PBS Televizyonu haber programlarından 'Frontline' tarafından hazırlanan bu belgeselin orjinal adı "Losing Iraq".

Belgeselde, Amerika'nın Irak'tan çekildikten sonra geride bıraktığı vahim tablo ele alınıyor. Dönemin politikacıları ve komutanları, başta çuvalcı General David Patreus, Bush yönetiminin Ulusal Güvenlik Ajansı başkanı ve dönemin CIA Başkanı olmak üzere, Irak işgalinde görev alan birçok önemli isim; belgeselde Amerika'nın Irak'ta yaptığı yanlışları gözler önüne seriyor.

Bu yanlışların bölge halkını nasıl kızdırdığını, Amerika'ya yönelik nefreti nasıl artırdığını tüm çıplaklığıyla anlatan bu isimler, IŞİD'in yapılan hatalar nedeniyle doğmuş olabileceğine dikkat çekiyor.

Amerikan askerlerinin Aralık 2011’de Irak’tan ayrılmasının ardından Maliki’nin Sünni liderleri yönetimden tasfiye edişi ve Sünnilere yönelik her gün ardı arkası kesilmeyen zulmün; IŞİD’in kısa sürede büyük bir güce dönüşmesindeki rolünün anlatıldığı belgesel, dönüm noktasının Nisan 2013’teki Havica’daki protestoda yüzlerce Sünni’nin korkunç şekilde katledilmesi olduğunu vurguluyor.

Halkın üzerindeki Maliki zulmünü izleyince, seküler bir yaşam sürenlerin dahi, kurtarıcı olarak IŞİD’i nasıl seçtiğinin cevabını buluyorsunuz. Irak’ın işgali sırasında Amerikan işkenceleriyle meşhur olan ve sonrasında içeride uygulanan Şii işkencelerinin dilden dile gezdiği Ebu Garip’e Temmuz 2013’te düzenlenen baskında tutuklu ve mahkûmların kurtarılışı ise, IŞİD’i parlatan ilk büyük başarı oluyor.

IŞİD 2014'ün Haziran ayında hilafet ilan etti ve 2014'ün sonuna kadar en güçlü günlerini yaşadı. Bir çok uzman; 2015 yılında IŞİD'in zayıflayacağını hatta bitebileceğini söylüyorlar.

Suriye hakkında hazırlanan son raporlar ve çalışmalar; Suriye'de önümüzdeki günlerde El Kaide'nin Suriye kolu Nusret Cephesi'nin daha fazla güçleneceğini ve asıl tehlikenin IŞİD değil Nusret Cephesi olduğunu belirtiyorlar.

Kaynak: Incanews