1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Iraklı Direniş Lideri Ali el-Cuburi Konuştu
Iraklı Direniş Lideri Ali el-Cuburi Konuştu

Iraklı Direniş Lideri Ali el-Cuburi Konuştu

Iraklı direnişçilerin liderlerinden Ali el-Cuburi Gerçek Hayat’tan Adem Özköse'ye çarpıcı açıklamalarda bulundu.

17 Ocak 2011 Pazartesi 00:00A+A-

Irak Direnişi Siyasi Meclisi, Amerikan raporlarına göre Irak'taki en güçlü direniş hareketlerinden biri olarak gösteriliyor.  Irak İslam Ordusu, Ensar el Sünne Grubu, Irak İslami Direniş Cephesi ve İslami Direniş Hareketi gibi etkin direniş gruplarını bünyesinde barındıran Siyasi Meclis'e şu an Ali el Cuburi liderlik yapıyor. Irak'ta Amerikan güçlerine karşı uzun bir süre savaştıktan sonra 2007 yılında Irak Direnişi Siyasi Meclisi'nin liderliğine seçilen Ali el Cuburi, El Cezire gibi Arap televizyonlarına çıkarak Irak direnişi hakkındaki soruları cevaplıyor. El Cuburi Gerçek Hayat'a Irak direnişi ile ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. İlgiyle okuyacağınızı düşünüyorum.

Röportaj: Adem Özköse

Irak Direnişi Siyasi Meclisi nasıl oluştu?

Irak'ta ABD işgali başladığında çoğunluğunu dindar gençlerin oluşturduğu Iraklılar işgale karşı direnmek için gruplar kurdular. Bu gruplar işgalci askerlere yönelik askeri operasyonlar gerçekleştiriyorlardı. 2003 yılından 2007 yılına kadar direnişçi gruplar farklı isimler altında işgalci güçlere karşı verdikleri savaşı sürdürdüler. Bu süre zarfında Amerika Irak'ta büyük kayıplar verdi. 2007 yılından sonra ise Amerika yavaş yavaş Irak'tan çekilme sinyalleri vermeye başladı. Bunun üzerine Iraklı direniş grupları birleşme kararı alıp siyasi meclisler oluşturdular. Daha sonra da Irak halkına direnişin siyasi programını ilan ettiler. Böylece Iraklı direnişçiler üç merkez cephenin etrafında birleştiler ve daha örgütlü bir hale geldiler.

 Hangi cepheler bunlar?

İlki bizim bağlı bulunduğumuz cephe olan Irak Direnişi Siyasi Meclisi'dir.  Siyasi Meclis'in bünyesinde Irak İslam Ordusu, Ensar el Sünne Grubu, Irak İslami Direniş Cephesi ve İslami Direniş Hareketi gibi güçlü gruplar bulunuyor. İkinci cephe ise Üstad Haris ed Dari'nin liderlik yaptığı Cihat ve Değişim Cephesi'dir. Cihat ve Değişim Cephesi'nin bünyesinde de 20. Devrim Tugayları, Raşidin Ordusu gibi güçlü grupların yanında birçok Iraklı direniş grubu var. Üçüncü merkez cephe ise Cihat ve Özgürlük Cephesi... Bu cephenin ana kütlesini Irak Nakşibendî Ordusu ve Baascı gruplar oluşturuyor. Irak direnişinin ana kütlesini bu şekilde özetleyebiliriz.

Irak direnişi dendiğinde geçmişte insanların aklına El Kaide geliyordu. Irak El Kaidesi şu an ne durumda?

Irak El Kaidesi eski ismini değiştirip Irak İslam Devleti ismini kullanmaya başladı ve uzun zamandır da bu ismi kullanıyor. Irak direnişi başlangıçta bilinçli olarak El Kaide ile özleştirildi. Biz ABD askerlerine yönelik günde 10-15 eylem birden gerçekleştiriyorduk; ama bunlar basında yer almıyordu. Fakat El Kaide Şiilere yönelik bir saldırı gerçekleştirdiğinde medya günlerce El Kaide'den bahsediyordu. Böylece Irak'taki gerçek direnişe dünya kamuoyunun verdiği destek azaltılmak istendi. El Kaide direniş adı altında akıl almaz katliamlara imza attı. Şiilerin gittiği camileri bombaladılar, çarşı ve pazarlarda patlattıkları bomba yüklü araçlarla binlerce Iraklı sivilin ölmesine neden oldular. El Kaide ayrıca kendine katılmayan grupları tekfir etti ve bizzat Iraklı mücahitlere silah çekti. Sadece Irak İslam Ordusu'na bağlı 80 mücahit Irak'taki El Kaide militanları tarafından öldürüldü. El Kaide şu an Irak'ta çok zayıfladı ve tamamen marjinalleşti. Bazen devlet dairelerine yönelik canlı bomba eylemleri düzenleyip varlığını ispatlamaya çalışıyor. Fakat Iraklılar El Kaide'ye destek vermiyorlar ve Irak'ın maslahatı için El Kaide'yi ülkelerinde istemiyorlar. Irak'taki El Kaide sadece kendisinin hakkı temsil ettiğine, diğer direniş gruplarının ise batıla hizmet ettiklerine inanıyor.

Irak'ta sivillere yönelik saldırıların hepsinin El Kaide tarafından yapıldığını mı düşünüyorsunuz?

Bu saldırıların büyük bir kısmı, özellikle de Şii sivillere yönelik saldırıları El Kaide gerçekleştirdi. El Kaide'nin dışında İran istihbaratıyla ilişki içinde olan gruplar da Sünni halka saldırdılar. Mehdi Ordusu ve Bedir Tugayları birçok Sünni sivili vahşice öldürdü. Sivillere yönelik saldırıların arkasında ayrıca Amerika da var. Amerikalı askerler sivillere yönelik düzenledikleri saldırıları direnişçiler adına üstlendiler. ABD'nin amacı hem direnişi gözden düşürmek, hem de Şii ve Sünniler arasında iç savaş çıkarmaktı. Biz başından itibaren bu oyunun farkındaydık. Irak Direnişi Siyasi Meclisi olarak sadece Irak'ta değil; dünyanın neresinde olursa olsun sivillere yönelik eylemler gerçekleştiren grupları direnişçi olarak kabul etmiyoruz. Direnişçi; dini, halkı, toprağı ve namusu için işgalcilere karşı savaşan kişidir. Sivilleri öldüren değil…

Birkaç sene öncesine kadar Irak'ta hemen hemen her gün birkaç tane ABD askerinin öldürüldüğüne dair haberler gelirdi. Fakat artık ABD askerlerine yönelik saldırı haberleri duymuyoruz. Ne oldu da Irak'taki Amerikan askerlerine yönelik saldırılar kesildi?

Bunun birkaç sebebi var. Öncelikli sebep Amerikan askerlerinin sokaklardan çekilip yerlerini Irak hükümetine bağlı askerlere ve Uyanış Konseylerine bırakmasıdır. Önceden işgalci askerler sokaklarda devriye geziyorlardı ve onlara istediğimiz gibi zarar verebiliyorduk. Fakat son birkaç senedir sokaklarda ABD askeri bulamıyoruz. İşgalciler askeri karargâhlarından dışarı çıkamıyorlar. Direnişçiler de askeri karargâhlara hemen hemen her gün füze fırlatıyor. Hamas veya İslami Cihat İsrail'e füze fırlattığı zaman her yerde haber oluyor. Fakat biz askeri karargâhlara onlarca füze fırlatmamıza rağmen bu operasyonlarımız medyada haber olarak çıkmıyor. Çünkü Amerika Irak'ta düştüğü yenilgiyi saklamak için medya alanında büyük paralar harcıyor.

Iraklı direnişçiler ABD askerlerinin sokaklardaki yerlerini devralan Iraklı asker ve polislere saldırmıyorlar mı?

Irak Direnişi Siyasi Meclisi olarak Iraklı asker ve polislere saldırılmasını doğru bulmuyoruz. Bizim asıl hedefimiz işgalcilerdir.

Amerika, askerlerinin bir bölümünü Irak'tan çekti. Önümüzdeki yıllarda da bu çekilmenin süreceği ifade ediliyor. ABD askerlerinin Irak' tan çekilmesinde direnişin nasıl bir etkisi oldu?

ABD'nin Irak'tan çekilmeye başlaması direnişin bir zaferidir. Direniş güçleri geçmişte Amerika'ya Irakta büyük darbeler indirdi. Bundan sonra da son yabancı asker Irak'ı terk edinceye kadar bu savaşı sürdüreceğiz. Çünkü biz dinimizi, toprağımızı ve halkımızı seviyoruz. İşgalciler topraklarımıza kuvvetle, askeri güçle el koydular. Biz de onları topraklarımızdan kuvvetle, füze ve kurşunlarla kovacağız.

Irak'ta işgalden sonra kurulan hükümetlere nasıl bakıyorsunuz?

Bu hükümetlerin hepsi Amerika tarafından kurulan hükümetlerdir. Bundan dolayı bu hükümetlerin hiçbirini meşru görmüyoruz. Maliki ve diğer siyasiler ABD'ye hizmet için siyasi makamlarda bulunuyorlar. Irak halkı işgalciler tamamen çekildikten sonra gerçek yöneticilerini seçecektir. Biz de Irak Direnişi Siyasi Meclisi olarak bu süreçte aktif bir şekilde rol alacağız.

Amerika tamamen çekilip her şeyi Irak hükümetine bıraktığında direnişçiler Irak hükümetine karşı da savaşacaklar mı?

Her ne olursa olsun şimdiye kadar Iraklılara karşı silah kullanmadık. İnşallah ABD çekildikten sonra da hükümet bizi silah kullanmak zorunda bırakmaz. Şu ana kadar bu konuyla ilgili aldığımız herhangi bir karar yok. Irak hükümetine karşı geliştireceğimiz tavrı işgalciler topraklarımızı terk ettikten sonra kamuoyu ile paylaşacağız.

Irak halkı genel olarak direnişi destekliyor mu?

Bizim en büyük destekçimiz halkımız. Irak Direnişi Siyasi Meclisi'nin içindeki direniş grupları da Irak halkının evlatlarından oluşuyor. Direnişi himaye eden, büyüten, maddi olarak arkasında olan Irak halkıdır. Halk direnişçileri seviyor. Çünkü direnişçiler halkın dini, toprağı ve namusu için savaşıyor.

Sizin liderliğini yaptığınız Siyasi Meclis 'in Amerikalı yetkililerle görüşmeler yaptıklarına dair geçmişte haberler çıkmıştı. Bu haberler doğru mu?

Evet, doğru. Amerika 2009 yılında Türk hükümetinin aracılığıyla bizimle görüşme talebinde bulundu. Biz de Türk hükümeti aracı olduğu için Amerikalı yetkililerle görüşme talebini kabul ettik ve Amerikalılarla iki kez görüşme gerçekleştirdik.

Amerikalı yetkililer sizden ne istediler? 

Silahlı eylemlere son vermemizi ve siyasi sürece dâhil olup hükümette yer almamızı istediler.

Sizin cevabınız ne oldu?

İşgalden dolayı Iraklılardan özür dileyip, tamamen topraklarımızdan çekildikleri takdirde silahlı eylemlere son vereceğimizi söyledik. Fakat bu görüşmelerden herhangi bir sonuç çıkmadı.

Iraklı direniş gruplarıyla Türk hükümetinin ilişkileri hangi boyutta? 

İlişkilerimiz iyi… Biz İran'ın veya Amerika'nın değil; Türk hükümetinin Irak'ta daha etkin olmasını istiyoruz. Türkiye son zamanlarda bölgenin en etkili ülkelerinden biri haline geldi. Türkiye halkı da Müslümanların, Arapların sorunlarıyla en üst düzeyde ilgileniyor. Mavi Marmara gemisinde gösterilen fedakârlıklar bunun en somut ifadesidir. Mavi Marmara gemisi saldırıya uğradığı gün Iraklı direnişçiler Amerikan üstlerini füze yağmuruna tuttular. Mavi Marmara'nın intikamını almak için Irak'taki ABD üstlerine yüzden fazla füze fırlattık. Bu operasyonlara da "Mavi Marmara'nın İntikamı" ismini verdik. Biz inanıyoruz ki Mavi Marmara'ya yapılan saldırıdan en az İsrail kadar Amerika da sorumludur.

Baas Partisi'nin hala Irak'ta güçlü olduğu ifade ediliyor. Hatta Irak direnişinin ana kütlesini Saddamcıların oluşturduğu yönünde iddialar var. Bu iddialar doğru mu?

Bu iddialar yanlış. Baascıların çoğu ABD Irak'a girdikten sonra ülkelerini terk ettiler. Irak direnişinin içinde Baascılar var. Fakat güçleri çok fazla değil. Irak direnişinin ana kütlesini dindar Iraklı gençler oluşturuyor ve Irak direnişi bir mescit hareketidir. Direniş grupları eğer Saddamcı olsalar Baas Partisi'ne ait olan isimleri kullanırlardı. Fakat direniş gruplarının tamamına yakını İslami isimler kullanıyor. Bu da Irak direnişinin Baascı değil; İslami bir direniş olduğunu gösteriyor.

İşgal bittikten sonra Irak'ta bir İslam devleti kurmayı mı hedefliyorsunuz? Siyasi hedefiniz nedir?

Bizim şu anki hedefimiz bütün işgalcilerin Irak'tan çekilmesidir. İşgalden sonra Irak yönetiminin nasıl olacağına da Irak halkı karar verecektir. Biz Irak halkının hür iradeyle alacağı bütün kararlara saygı duymaya hazırız.

Irak Direnişi Siyasi Meclisi ideolojik olarak kendini nerede görüyor?

Biz vatansever bir İslami bir hareketiz. İyi bir Müslüman'ın aynı zamanda iyi bir vatansever olduğunu düşünüyoruz. Müslüman; toprağını, ırzını korumak için her türlü çabayı göstermeli ve vatan sevgisinin de İslam'dan olduğunu unutmamalı. Peygamber Efendimiz vatan olarak kabul ettiği Mekke'den çıkarken bir hayli üzülmüş ve Medine'deyken Mekke'yi özlemişti. Fakat anlayış olarak bir ırkın üstün tutulmasına, insanların kendi ırklarıyla övünmelerine karşıyız. Çünkü Allah katında üstünlük ancak takvadadır. İslam ümmeti tek bir ümmettir ve İslam topraklarının hepsi Müslümanların vatanıdır.

Adem Özköse / Gerçek Hayat

HABERE YORUM KAT

13 Yorum