Dün gündeme düşen haberlere baktığımda ilgimi çeken en ilginç haber TMSF Başkanı hakkındaki iddialardı. Toprak Grubu, Başkan hakkında yurtdışına çıkış yasağı için mahkemeye başvuruyor. Hatta haberde TMSF icraatlarından doğan haksızlıklardan bahsediliyor. Son günlerde TMSF tarafına bu yönde ciddi eleştiriler geliyor. Ama ben olayı biraz daha farklı tarafından sizlere aktarmak istiyorum.

Geçen hafta TMSF tarafından satılacak mallar açıklandı. Bu mallar Ferrari, Porsche ve lüks yattan oluşuyordu. İster istemez aklıma bir soru takıldı: Ya bu TMSF ile bizim banka hortumcuları ağırlıklı olarak 2001 ve son olarak 2003'de karşılaşmıştı. O zaman nereden çıktı bu şatafatlı hayat?

Acaba TMSF 2001'de el koyduğu Ferrari'yi, Porsche ve lüks yatı bugün mü satışa çıkartıyor? Bu kadar yıldır bu araçları kim kullandı? Yoksa bu araçlara yeni mi el konuldu? Araçlara yeni el konuldu ise durum hepten vahim değil mi? Amerika'da daha geçen gün hortumcuya 150 yıl hapis verilirken bizim hortumcular Ferrari ile mi dolaşıyor? Lüks yatlarda mı yaşıyorlar?

Ben TMSF'nin bazı gruplara farklı davranarak, o şirketlere el koymayarak bu hortumcuların lüks hayatlar içerisinde nasıl yaşadıklarını yıllardır sorguluyorum. Bugün örnek olarak Çağlar Grubu şirketleri zararda diye o şirketlerin işçilerinin SGK primleri ödenmezken acaba bu şirketlerin yönetimi ile nasıl hayatlar yaşanıyor? Şirketler üzerinden alınan Ferrarilerin, Porsche'lerin, lüks yatların hesabını birileri Türk halkına vermelidir.

Bu ülkede banka hortumcusu, namuslu vatandaştan daha lüks nasıl yaşar?

Dün Beşiktaş hisse senetleri işleminden SPK'nın ağına takılan Serdar Elhüseyni ile görüştük. Beşiktaş hisseleri 30 Mart 09'da 1,90'dan başlayan ve sadece 34 günde 14,90'na varan çok sert yükseliş yaşıyor. Hatta 08 Mayıs 09'da 3,66'dan 22 Mayıs 09'da 14,90'a ralli yaşanıyor. Ve ardından 22 Mayıs'tan 08 Haziran'a 15'den 5'e şok düşüyor. SPK'dan tık yok….

Bu kadar ralliler, baş döndürücü işlemlerin ardından sadece ve sadece iki günde 5,00TL ile 6,00 TL arasındaki harekete SPK suç duyurusu yapıyor.

El Hüseyni değil El İnsaf.

Üç ay at oynatıp piyasayla alay edenlere ses çıkmadan bir günah keçisi çıkartılması nasıl bir adalet duygusudur? Ve bu yasakla övünmek…

SPK'nın elindeki mevcut yasa ile bu borsada istediği kişiye suç duyurusu yapabilir tezim halen geçerlidir. Burada mahkeme önemli değildir. Çünkü en az iki yıl sürecek bir yasak dönemi oluşacak ve insanlar yıllarca hapisle yargılanacaklar.

Beşiktaş hissesi haberinde Yeni Şafak haricinde maalesef basınımız yanlış bilgi verdi. SPK'nın suç duyurusu basına konu olan büyük harekete değildi, sadece iki güne aitti. Kimse günah keçisinin arkasındaki "gerçek keçiyi" aramadı. İş kapandı…

SPK bu suç duyurularında ilginç bir uygulama içerisinde. Hiçbir mahkeme kararı olmadan insanları kamuoyuna lanse ediyor. Hatta baba-anne adları, doğum yerleri ve yılları ile tüm kimlik bilgilerini kamuoyuna ifşa ediyor. SPK'nın verdiği bu kimlik bilgileri ile kişinin tüm diğer bilgilerine de ulaşılabiliyor.

Mahkeme kararı olmadan SPK neden insanları ifşa ediyor? Bir kişi suçu sabit olmadan suçlu gibi neden ilan edilir? Eğer suç işlem yasağı ise bu piyasada işlem yapmak için zaten 100 civarında aracı kurum var. SPK bu kurumlara bilgileri ulaştırarak işlem yasağını çok rahat uygulayabilir. Neden ifşa?

Dün Merkez Bankası para politikası uygulamaları ile dış borçlanma bağının 2006'da nasıl ayrıştığını vermiştim. 2005 sonunda 649 milyar liralık milli gelire karşılık 156 milyar liralık kredi piyasamız vardı (%24). Oysa 2008 sonunda milli gelir 950 milyar liraya yükselirken kredi hacmi 367 milyar liraya fırladı (%38,6).

Türkiye 2006-2008 arasında 101 milyar dolar dış borç ve ek 211 milyar lira iç kredileri nerede kullandı? Yavaş büyüme-hızlı borçlanma neyin işaretiydi?

Üst kurulların üstüne bir daha düşünelim.

YENİ ŞAFAK