1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. SURİYE

  4. ABD Suriye'deki Durumdan Rusya'yı Sorumlu Tutuyor
ABD Suriye'deki Durumdan Rusya'yı Sorumlu Tutuyor

ABD Suriye'deki Durumdan Rusya'yı Sorumlu Tutuyor

Beyaz Saray, Suriye’deki ateşkesin sürdürülememesinden Rusya’yı sorumlu tuttu.

27 Eylül 2016 Salı 00:08A+A-

Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, Suriye’deki ateşkesin sürdürülememesinde Rusya’nın sorumluluğuna dikkat çekerek, “Bir ülke, askerî gücünü kanlı bir rejimi desteklemek, sivillerin su kaynaklarını ve ilk yardım ekiplerinin merkezlerini hedef almak, mülteci kamplarını ve insanî yardım konvoylarını vurmak için kullandığında (ateşkesle ilgili) testte kesinlikle başarısız olmuş demektir.” dedi.

AA’da yer alan habere göre, Earnest, günlük basın toplantısında, Suriye’deki son duruma ve Suriye’nin Halep kentindeki saldırılara ilişkin soruları cevaplandırdı.

Beşşar Esed rejimi ile Rusya’nın Halep’te sivil hedefleri bombalamaya devam ettiğini belirten Earnest, özellikle son günlerde insanî yardım organizasyonlarının merkezlerinin de hedef alındığını söyledi.

İçme Suyu Tesislerine Saldırı!

Halep’e içme suyu sağlayan tesislere yönelik saldırıların düzenlendiğini de bildiren Earnest, “Sivillere sağlanan temiz içme suyuna erişimi silah olarak kullanmak, sınırların ötesinde bir şey.” diye konuştu.

Rusya’nın Esed üzerindeki nüfusunu, şiddeti azaltmak yönünde kullanmayarak Suriye’deki durumun kötüleşmesinde ciddi payı olduğunu söyleyen Earnest, “Rusya’nın Suriye’deki eylemleri hem bu ülkede hem de bölgedeki aşırılıkçılığı daha fazla pompalıyor.” ifadesini kullandı.

Earnest, “Bir ülke, kendi askerî gücünü kanlı bir rejimi desteklemek, sivillerin su kaynaklarını ve ilk yardım ekiplerinin merkezlerini hedef almak, mülteci kamplarını ve insanî yardım konvoylarını vurmak için kullandığında (ateşkesle ilgili) testte kesinlikle başarısız olmuş demektir.” şeklinde konuştu.

ABD’nin Halep’e Askerî Müdahalede Bulunma İhtimali Düşük

Earnest, insanî durumun giderek kötüleştiği Halep’e (daha önce Bingazi’de olduğu gibi) ABD tarafından askerî bir müdahale ihtimalinin sorulması üzerine, kentin yüksek bir nüfusa sahip olduğunu, kentte yoğun bombardımanın devam ettiğini ve mevcut şartlar altında ABD’nin askerî müdahaleyle ilgili kararının oldukça karmaşık olacağını dile getirdi.

“Başkan Obama, hiçbir şeyi gözardı etmiyor.” diyen Earnest, Pentagon ve Ulusal Güvenlik konseyi yetkililerinin düzenli olarak ABD Başkanı Barack Obama’yı bilgilendirdiğini ancak bir müdahale kararının alınabilmesi için birçok faktöre yakından bakılması gerektiğini kaydetti.

Esed Rejimine Yaptırımlar

Esed rejimine karşı uygulanması muhtemel yaptırımlarla ilgili soruya cevap verirken Earnest, ABD yönetiminin alacağı “tek taraflı” bir yaptırım kararının yeterince güçlü olmayacağını düşündüklerini belirtti. Earnest, bunun yerine ilgili uluslararası aktörlerin de yer aldığı bir “çok taraflı” koalisyonun uygulayacağı yaptırımların çok daha etkili olacağına vurgu yaptı.

Earnest, “ABD için yaptırım seçeneği her zaman masadadır ancak çok taraflı olarak alınacak bir yaptırım kararının etkisi daha fazla olacaktır.” dedi.

Dışişleri Bakanlığı’ndan Rusya’ya Tepki

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner de günlük basın toplantısında Halep’te Rusya ve Esed rejiminin gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin soruları cevapladı.

Suriye’deki sorunların çözümünün hâlâ diplomatik bir yoldan geçtiğine inandıklarını belirten Toner, “Halep’te yaşananlar hiçbir şekilde kabul edilemez.” şeklindeki sözlerini tekrar etti. Toner, “Rusya ve Esed rejimi hâlâ Suriye’de çözümün askerî yollarla gerçekleşeceğine inanıyor. Onlar bu düşünceye hâkim olduğu sürece diplomatik sürecin işlemesi zora giriyor.” diye konuştu.

Toplantıda Toner’a, “ABD, Rusya ve Esed’in Halep’e gerçekleştirdiği saldırıları engellemek için bir şey yapacak mı, yoksa sâdece ‘dur’ demekle mi yetinecek?” şeklinde soru yöneltildi.

Bu soruya cevaben Toner, şunları kaydetti:

“Rusya ile diplomatik ilişkimizi devam ettireceğiz. Her ne kadar zor görünse de elimizdeki birkaç seçenekten birisi bu. Eğer B planından bahsediyorsanız henüz o noktada değiliz. Cenevre’deki anlaşmayı esas alarak şunu söyleyebiliriz ki diplomatik bir ilişki hâlâ masadaki seçeneğimiz.”

HABERE YORUM KAT