1. YAZARLAR

  2. ÖMER ARSLAN

  3. Suriyeli Mahmud’un Enkazı Altında Kalanlar
ÖMER ARSLAN

ÖMER ARSLAN

Haksöz-Haber
Yazarın Tüm Yazıları >

Suriyeli Mahmud’un Enkazı Altında Kalanlar

27 Ocak 2020 Pazartesi 14:03A+A-

“…Biz Suriyelilere taş atıyoruz ya, Mahmud isimli Suriyeli tırnaklarıyla toprağı kazıya kazıya elleri paramparça bizi enkaz altından çıkardı. Ben ölsem asla o çocuğu unutmam. Buradan çıktıktan sonra arayıp onu bulacağım.” diyordu depremzede Dürdane Aydın.

2 yıl önce insanın daha doğru bir ifadeyle zalimlerin elleriyle yaptıkları depremlerin enkazından kaçarak Hama’dan önce Hatay’a daha sonra ise üniversite okumak için Elazığ’a gelmiş Mahmud el Osman’ın nasırlı elleriyle toprağı kazıyıp kendi canını hiçe sayarcasına kurtardığı bir mağdurun vicdan sesini bütün Türkiye duydu. Depremde kaybettiği cep telefonun ışığı ile yaklaşık 3.5 saat süren bir çabadan sonra iki kişiyi o enkazın altından çıkarmayı başarmıştı mahmud. Depremden sonra kurtardığı aile ile buluşması ve o kadının ona sarılışını tarif edecek kelime bulmak çok zor. Çünkü mahmud, Dürdane Aydın ve eşi için ölüm ve kalım arasındaki o ince çizgiydi. Çünkü Allah Dürdane Aydın ve eşinin yaşamasına vesile kılmıştı bu Suriyeli genci. Annesinin hala Suriye’de olduğunu söyleyince Mahmud, Dürdane Aydın’ın ağzından vicdan ve merhamet dile gelmişti. “Senin artık burada da annen ve kardeşin var. Ben artık senin annen ve kardeşinim ve seni annene kavuşturmak için ne gerekiyorsa yapacağım” demişti. Ki herhalde Kızılay hemen bu yönde bir çalışma başlatarak Mahmud’u öz annesine kavuşturmanın yollarını aramaya koyuldu.

Emin olun ki ülkemizde nice isimsiz Mahmud vardır. 2016 yılında Beşiktaş’ta denize düşen adamı kendi canlarını tehlikeye atıp kurtaran Suriyeli çocuklar, Kayseri’de 2019 yılında bir iş adamına ait ve içinde 200 bin tl değerinde altın ve parayı sahibine teslim eden Suriyeli 2 kadın,  hayırsever bir vatandaşın kendisine verdiği elbiseden çıkan 6 adet bileziği sahibine teslim eden Suriye’deki savaştan kaçarak Malatya’da yaşamaya başlayan 38 yaşındaki Abbas Taha, Gaziantep’ten Şanlıurfa’ya seyir halinde iken yolda bir vatandaşın el kaldırmasıyla ismini vermek istemeyen vatandaşı aracına alan Khaled Hamdi, vatandaşı Şanlıurfa merkezde indirdikten sonra araçta kalan el çantasını fark eden, çantada 50 bin lira nakit para ve kartların olduğunu gören iletişim numarasından vatandaşa ulaşarak çantayı arabada unuttuğunu ve kendisine teslim edeceğini belirten Khaled Hamdi gibi nice örnekleri sıralayabiliriz.

Biliyorum bazıları için bu durum veya buna benzer durumlar kalpleri ile görmeyen ve düşünmeyenler için bir anlam ifade etmeyecek. Onlar hala Suriyeli mültecilere kan kusmaya devam edecekler. Çünkü ırkçılık tam olarak böyle bir şey. O bir vücuda girdi mi, o vücutta ne akıl kalır ne merhamet ne de vicdan. Tıpkı internet arama motorunda “Elazığ Kürt mü” diye arama yapanlar gibi.

Elbette toptan kabul etmek gibi toptan red etmenin de insancıl olmadığını biliyorum. Fakat meseleyi tanımlarken insan merkezli değil de cins, ırk gibi tanımlamalarla meseleye yaklaşan herkesin o enkaz altında kalındığı bilinmelidir. Bütün Suriyeliler kötü demenin bütün Türkler kötü demenin başka bir fraksiyonu olduğunu bilmek lazım. Şimdi bu deprem nedeniyle sokakta kalmak zorunda kalanların durumu ile yıllardır aynı durumda olan Suriyeli veya diğer mültecilerin durumunu daha iyi kavramak lazım. Malzemeden çalan müteahhitlerin, görevlerini hakkıyla yerine getirmeyen veya göz yuman yetkililerin önüne geçmek ne kadar elzem ise, insanları yersiz yurtsuz bir şekilde sokaklarda yaşamaya mecbur bırakanların da önüne geçmek bunlara engel olmak lazım. Her şartta “Suriyeliler dışarı!” diyerek sadece kin ve nefret kusan sözde aydın, siyasetçi, aktivist görünümlü kalpsiz, ruhsuz insanların bu topraklarda birlikte yaşamanın önünde engelden başka bir şey olmadığını görmek lazım. Durumların ve kişilerin başına gelenlerin insanların arasında dönen bir döngü olduğunu, bugün başkalarının durumuna yarın bizim de düşme olasılığının hesaba katılarak yaşanması lazım.

Son olarak umarım Mahmud’un bu durumu bazılarının körelen vicdanlarını onlara tekrar hatırlatır. Umarım kendimizi Dürdane Aydın’ın yerine koyar da öylece bakmaya başlarız hayata. Rabbimiz depremde vefat eden kardeşlerimize merhameti ile muamele etsin. Yaralanan kardeşlerimize acil şifalar ihsan eylesin. Evini, yakınlarını kaybedenlere sabır ihsan eylesin. Mağdur olan herkesin de yardımcısı olsun.

YAZIYA YORUM KAT

4 Yorum