1. YAZARLAR

  2. ÖMER ARSLAN

  3. Sokağa Çıkma Yasağı: Birkaç Fotoğraf Karesi
ÖMER ARSLAN

ÖMER ARSLAN

Haksöz-Haber
Yazarın Tüm Yazıları >

Sokağa Çıkma Yasağı: Birkaç Fotoğraf Karesi

12 Nisan 2020 Pazar 13:50A+A-

Baştan ifade edelim. Türkiye’de Mevcut hükümetin bütün uygulamalarını sürekli savunanlarla sürekli eleştirenler aynı tipolojinin farklı fraksiyonlarıdır. Hele bizim gibi doğrunun yanında, yanlışın karşısında olduğunu söyleyenlerin bu iki fraksiyondan birinde olması kabul edilemez ve açıklanamaz bir durumdur. İnancımız gereği doğrunun yanında yanlışın karşısında olmakla mükellef kılınmış insanlar olarak, bir süreklilik hali içinde olamayacak kategorideyiz. 

Dün akşam ilan edilen sokağa çıkma yasağından sonra görüp izlediğimiz tablo hayrete düşürecek bir cinstendi. Saat 22.00 civarı ilan edilen 45 dakika sonra ise genelge ile detaylandırılan bu ilanın uzun zaman konuşulacak olması tahmin edilebilir. Şahsi kanaatim erken saatler de ilan edilseydi tablonun çok değişmeyeceği yönünde olmasına rağmen, 45 dakika sonra ki detaylandırmanın saat 22’de ki ilanla beraber verilmesi en azından hükümetin kriz yönetimi konusunda elini güçlendirirdi. Fakat kitle psikolojisini hesaba katmadan yapılan bu eksik açıklamanın bir paniğe neden olması -yaşadığımız ülke gerçeklerini hesaba katarsak- kaçınılmazdı. Haftalardır coronavirüse karşı sürdürülen başaralı emeklerin 2 saatte heba edilmesi durumuyla karşı karşıyayız. Umalım ki böyle bir durum gerçekleşmesin.

Tabi burada sadece iktidarı eleştirmek kişinin kendi sağlığını korumak zorunda olması gerçeğinin üstünün örtmemeli. Sadece 2 gün sürecek olan bu yasağın hayatımızdan çok bir şey götürmeyeceği, ( üstelik fırınların açık olmasının açıklanması, hatta savaş durumlarında bile fırınların açık olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak) bir yasağın bu denli bir tabloya neden olması da gerçekten izaha muhtaç bir durumdur. Oturduğum apartman dairesinin altında bir fırın var ve polis 1 saat içinde 4-5 defa hafta sonu fırınların açık olduğu dolayısıyla bu kalabalığın virüsü bulaştırma riskinin fazla olduğunu anons etmesine rağmen kalabalıkta bir eksilmenin olmaması her halde hükümetin suçu olmasa gerek. Yazıyı kaleme aldığım sıra diliminde fırının önünde kimse yok ve ekmek almaya gelen de rahatlıkla ekmeğini alıp gidiyor. Demek ki kriz yönetiminde vatandaşın da dikkati davranması gerekiyor.

Dün medya gördüğümüz karelerden bir kaçı aslında Türkiye’nin sosyolojik portresi idi. Marketler, kuruyemişçiler, tatlıcılar ve tekel bayiler tıklım tıklımdı. Hatta 2 saatte semt pazarının bile kurulabileceğine şahitlik ettik. Bu kareler elbette bize birçok şey söylemekte. Elinde kola şişeleri, alkol şişeleri, abur-cubur poşetleri dolduranların temel gereksinimleri tedarik noktasında, gelinen tüketim ve lüks kültürünün nerelere ulaştığının ayan beyan ifadesi olarak önümüzde duruyor. Kaldı ki daha önce yayınlanan genelgelerle birçok alışveriş yerinin o saatlerde kapalı olması gerekirken açık olması da ayrıca sorgulanması ve denetleme mekanizmasının işlerliğinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gözler önüne serdi. İnsanların fırınların önünde kuyruk oluşturması neyse de petrol marketlerini, atm önlerini, tekel bayileri vd. yerleri tıka basa doldurmasının bir izahatının zor olduğunu düşünüyorum. Sadece 2 gün cips yemeden, kola içmeden, baklava yemeden durulabileceğine inanıyorum. 

Zor zamanlardan geçtiğimiz muhakkak. Ve zor zamanlarda bazı şeylerden feragat etmekte kaçınılmaz bir şeydir. Yaşamsal lazımlıkların tedarik edilmesi anlaşabilir bir durum olsa da, lüks ve konfor malzemelerinin bu denli rağbet görmesi, üstelik sağlığın hiçe sayılarak bunun yapılması anlaşılmazıdır ve bunun suçlusu biraz da insanın kendisi değil midir? Korona tehlikesinin hala üstümüzde olduğu ve haftalardır normal hayatının dışına çıkıldığı bu süre zarfının 2 günlük bir yasak nedeniyle unutulduğunu görmek üzücü oldu. Maalesef açlık korkusu, korona korkusuna galip geldi. 

Yıllardır temel yaşamsal malzemeleri tedarikte zorlanan milyonlarca insanın durumu daha iyi anlaşılmıştır umarım. Açlıktan ot yemek zorunda olanların hatta kedi-köpek eti yemek için fetva isteyenler ile tatlı, kola ve alkol ihtiyacını karşılamak için sokakları dolduranların durumunun aynı olamayacağı ve bunun düşünülmeyeceği gerçeğini bile bile üstelik…

 

YAZIYA YORUM KAT

2 Yorum