1. YAZARLAR

  2. Salih Tuna

  3. Sizin hiçbir kitapta yeriniz yok!
Salih Tuna

Salih Tuna

Yazarın Tüm Yazıları >

Sizin hiçbir kitapta yeriniz yok!

19 Ocak 2009 Pazartesi 14:30A+A-

Dinci-faşist İsrail rejiminin başbakanı Ehud Olmert, “Operasyon hedefine ulaşmıştır…” demiş.

Demek ki, hedeflerine ulaşabilmeleri için fosfor bombalarıyla yüzlerce çocuğu yakmaları gerekti!

Aç, susuz, ilaçsız, elektriksiz bırakmak suretiyle 16 ay boyunca ambargoya tabi tuttukları Gazze halkının üzerine kuduz köpekler gibi saldırıp; çocuk, kadın, ihtiyar 1300'ü aşkın Filistinliyi öldürmeseler, binlercesini de yaralamasalardı hedeflerine ulaşamayacaklardı demek ki!

Ambulans şoförü Ebu Avkel'in dehşet içinde anlattığı; cesedi köpekler tarafından parçalanan Gazzeli kız çocuğu da hedefleri arasında mıydı, bilemiyoruz tabii.

Köpekler durumdan vazife çıkarmış yahut işbirliği yapmış veya rol çalmış olabilirler.

Bilmiyoruz!

Çünkü…

“Köpekler birbirine benzer…”

Bizim bildiğimiz, insanî yardımın ulaşabileceği bütün kapıları sımsıkı kapatarak, aylardır ambargo altında tuttukları sivil halkın üzerine, dünyanın en modern ve en vahşi silahlarıyla saldırmalarıdır.

Korkunç bir ambargoyla adeta toplama kampı haline getirdikleri Gazze'de okulları, camileri, hastaneleri, ambulansları acımasızca vurmalarıdır.

“Operasyon” dedikleri de bundan ibarettir.

Gazze katliamına “operasyon” demek ne kadar yanlışsa, dinci-faşist İsrail rejimini “savaş suçlusu” ilan etmek de o kadar yanlıştır.

Çünkü bir yerde savaş suçundan bahsedilebilmesi için, ortada bir savaş olması lazım.

Dünyanın en güçlü ordularından birinin, toplama kampı hüviyetindeki Gazze'ye saldırmasına “savaş” denilemez.

İsrail ordularının gücü karşısında Gazze halkının “çaresizliği”, toplama kamplarındaki Yahudilerin Hitler'in karşısındaki çaresizliğine benzer.

Aralarında derece ve mahiyet farkı vardır elbette; çünkü “holokost” kadar korkunç ve iğrenç bir suç işlenmemiştir yeryüzünde.

Lakin…

Çaresizlik bakımından vaziyet benzeşir:

Hitler'in “takdiri” karşısında, Belsen, Treblinka veya Auschwitz'deki masum Yahudilerin yapacakları bir şey olmadığı gibi, nükleer güç İsrail karşısında Gazze halkının da yapabileceği pek bir şey yoktur.

Hulasa, dinci-faşist İsrail rejimi “savaş suçu” değil, terör suçu işlemiştir.

Dolayısıyla…

Başbakan Olmert savaş suçlusu değil, teröristtir.

Dışişleri Bakanı Tzipi Livni de öyle. Tıpkı İrgun çetesi üyesi olan ebeveynleri gibi.

Düşünün ki, bu terörist kadın bile, İsrail'in ırkçı Siyonistleri tarafından “güvercin” olmakla suçlanıyor!..

Siyonistlerin 1969-74 yıllarında başbakanlığını yapmış olan Golda Meir, “Arapları affetmeyeceğiz…” demişti, “Çocuklarını bize öldürttükleri için…”

Hiçbir söz, dinci-faşist İsrail'in benmerkezci ve yok edici yüzünü, bu mel'un söz kadar açıklayamaz.

Goebbels'in bile aklına (Yahudilere) “Bize soykırım yaptırdığınız için sizi affetmeyeceğiz…” demek gelmemişti…

“İsrail'in ikinci Golda Meir'i” denilen Tzipi Livni, Arapları affetmediklerini, Gazze'li çocukları fosfor bombalarıyla yakarak kanıtladı.

Böylece bir önceki katliamlarının intikamını almış oldular.

Kim bilir Gazze katliamının intikamını nasıl alacaklar?

Böylesine rahatsız bir zihniyetin yalan nakliyeciliğine soyunan bizdeki bazı rezil köşe yazarları (halkımızın tepkisinden çekindikleri için) İsrail'i açıkça savunmak yerine, demokratik seçimlerde ezici bir çoğunlukla iktidara gelen Hamas'a terörist örgüt demeyi tercih ediyorlar.

Aynı adamlar Kana'da bebekleri katleden İsrail terör rejimini savunmak adına, Hizbullah'ın çocukların arkasına sığındığını, dahası, çocukları öne sürerek öldürttüğünü iddia etmişti.

Bu şerefsiz iddia ile Golda Meir'in mahut sözü arasında ne fark vardır?

Bu haysiyetsizlerin halleri; diri, diri gömülen kız çocuklarının hangi suçtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman, “Onlar kendilerini öldürtmüş…” diyenlerin haline benzer.

Lakin, bunu diyebilen alçakların (bir misal olarak bile) hiçbir kitapta yeri yoktur.

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT