1. YAZARLAR

  2. Ali İhsan Karahasanoğlu

  3. Sivas olaylarındaki yalanlar bir bir deşifre oluyor!
Ali İhsan Karahasanoğlu

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Sivas olaylarındaki yalanlar bir bir deşifre oluyor!

25 Temmuz 2012 Çarşamba 05:35A+A-

Önceden “Sivas” diye konuyu açıp, “Aydınlar” diye devam edip, “Yakıldılar” diye sözü tamamlarlardı.

Akit’in haberleri ile, Sivas olaylarının ardındaki karanlık operasyonlar bir bir ortaya çıkınca.

Olayın sıradan bir otel yangını olmadığı, öncesinde Aziz Nesin’in İslâm dinine hakaret içeren provokasyonu olduğu ortaya konunca, “Ne yani, Aziz Nesin’in peygamberinize hakaret etmesi, 37 aydının yakılmasını mı gerektiriyor” dediler.

“Kimse, insanların öldürülmesine veya ölümüne sebebiyet verecek eylemin gerçekleştirilmesini onaylamıyor. Ama lütfen siz de, olayları olduğu şekilde aktarın. Halka gerçekleri anlatalım. Olayları çarpıtmayalım” dedik, devam ettik: “Ölenlerin içinde 12 yaşında küçük çocuklar var. Yabancı uyruklu 20 yaşında bir genç var. Bunların hepsini, nasıl ‘aydın’ olarak niteliyorsunuz? 12 yaşındaki çocuğa, nasıl ‘Aydın’ diyorsunuz? Ölenler aydın olmayınca, ölümü haketmiş mi oluyorlar? Bu nasıl bir kafa yapısı?”

Kem ettiler, küm ettiler.. Aynı hikayeleri tekrarlamaya devam ettiler.

“Ölenlerin hepsi otel içindeki insanlar değildi. Otel dışında da ölen insanlar var. Bu olayın nasıl bir derin operasyon olduğu el birliği ile ortaya çıkarılmalı” diye hatırlattık..

Yıllar sonra kabul ettiler.. “Otel dışında ölenler de var” dediler. Ama, bu sefer de anıta konulan isimlerin bazılarının kendi gruplarından olmadığını ileri sürerek, “Şu şu isimleri, anıttan silin. Onlar bizim ölümüz değil. Onlar katil!” deme küstahlığını gösterdiler...

Oysa anıttan isimlerinin silinmesini istedikleri gençler, kurşun yarası ile ölenlerdi ama.. Katil olduklarına dair, hiçbir mahkeme kararı yoktu.

Kendileri yargıladılar.Kendileri katil ilan ettiler..

Sonra da, 37 kişinin içindeki bazı ölülere ayrımcılık yapıp, anıttan silinmelerini istediler.

“Lütfen olayları en başından sonuna kadar objektif gözle inceleyelim. ‘Yakılarak öldürüldüler’ diye tekrarlayıp durmayın. Olayı nasıl oldu ise, öyle anlatalım.. Yalan söylemeyelim. Konuyu çarpıtmayalım. İşin derin planlayıcılarını gizlemeyelim.. Deşifre edelim” dedik.

Onlar aynı propagandayı sürdürdüler: “Yobazlar, aydınları yakarak öldürdüler.”

Fotoğraflar çıktı, otopsi öncesinde, ne yanık, ne de is izi olmayan cesetler var.

Bu sefer de, “Niye fotoğrafları yayınlıyorsunuz? Siz ölülerden ne istiyorsunuz?” itirazları ile karşımıza çıktılar.

Bizim ölmüş insanlardan bir şey istediğimiz yok.

Biz, gerçek katillerin bulunmasını istiyoruz.

Siz de bunu istemiyor muydunuz?

Niye, gerçeklerin ortaya çıkmasından rahatsız oluyorsunuz?

Niye olayların üzerindeki sır perdesini aralayacak delillerin kamuoyu ile paylaşılmasından rahatsız oluyorsunuz?

Bir bayan avukat çıkıyor, “Ben o fotoğrafları, daha önce kitabımda yayınladım” diyor, Akit’i yalanlamaya kalkıyor.

İyi o zaman.

Siz de yayınladığınıza göre, fotoğrafların yayınlanmasında bir sıkıntı yok demektir.

Şimdi Akit yayınlayınca, niye kızıyorsunuz?

Kendiniz yayınlayabilirsiniz.

Başkaları yayınlayamaz mı?

Kapalı devre bir kitapta, olayların anlatımını çarpıtarak verip, yayınlamış iseniz, bizim de onlardan bazılarını yayınlamamızda ne sakınca olabilir ki?

Söyleyin, ne sakınca olabilir?

Söyleyin nedir sizin derdiniz?

“Efendim, Akit’teki haberi yapan Murat Alan, Sivas’taki olaylarda ölen göstericilerden Ahmet Alan’ın kardeşi. Onun için bu haberleri yapıyor!”

Hah işte..

Şimdi, göstericilerden de ölenler olduğunu kabul ettiniz değil mi.

Tam 19 yıl sonra..

Bunu not edip, soralım..

Murat Alan, söylediğiniz kişinin kardeşi değil...

Ama kardeşi olsa, ne farkeder?

Siz haberdeki yanlış ne, onu söyleyin.

Size ne, haberi yapanın, Ahmet Alan'ın kardeşi olup olmadığından?

Kaldı ki sizler de, ölen diğer insanların ya kardeşi, ya amcası, ya dayısı, ya oğlu, ya kızı, sonuçta akrabası değil misiniz?

Size de aynı şeyi söyleseler, ne düşünürsünüz?

Olayların aydınlanmasını istemek, gerçek katillerin bulunmasını istemek, bu kadar mı rahatsız ediyor sizi?

Bir hatırlatma daha..

Akit’in yayınından, en fazla rahatsız olan, Aydınlık gazetesi idi.

19 yıl önce, Aziz Nesin’in, “Şeytan Ayetleri” isimli İslam dinine hakaretler içeren dizi yazıyı yayınladığı gazete..

Sivas olaylarının kıvılcımını çakanlar, şimdi üstünün örtülmesi için çaba sarfediyorlar..

Ama gerçekler bir bir ortaya çıkacak.

Aydınlıkçılar istemese de!

YENİ AKİT 

YAZIYA YORUM KAT