TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi'nin (YİK) 2010 yılı ilk toplantısı İstanbul Çırağan Sarayı'nda yapılıyor. Toplantıda bir konuşma yapan  YİK Başkanı Mustafa Koç, referandum konusuna şöyle değindi:

"Mevcut  Anayasamızda öngörülen değişikliklerin siyasal ve toplumsal uzlaşmanın ürünü  olması gerekirken, bazı maddelerin aksine kutuplaşmayı artıran bir etkiyi  doğurmasından da aynı zamanda endişe duyuyoruz. Referandumu bekleyen pakette tek  başına değerlendirdiklerinde, bizim de desteklediğimiz ve toplumsal uzlaşmanın  kolaylıkla sağlanabileceği değişiklik maddeleri mevcut. Bunlar Anayasa'nın ruhunu  değiştirmeyen, ancak demokratik açıdan savunulabilecek düzenlemeler... Buna karşılık yargı bağımsızlığını geliştirmek yerine, yürütmenin yargı  üzerindeki etkisini artıran, siyasi parti yasaklarını kaldırmak yerine parti  kapatmayı siyasi pazarlık alanına taşıyan düzenlemeler de mevcut. Zaten ardı  ardına gelecek yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimleri varken, bunların  önünde bir de referandum eklenmiş bulunuyor. Bu tablonun ülkeye yarardan çok  zarar getireceği endişesini taşıyoruz."

Son günlerde ardı ardına gelen yargı bürokrasisinin sağlı sollu salvolarından sonra demek ki sıra sermayenin atışlarına geldi. Uzlaşma adına ileri sürülen "Statükoya dokunmayalım!" çağrılarının giderek daha fazla artacağını kestirmek zor değil. Ergenekon sanıklarının birbiri peşi sıra tahliye edildikleri, asker cenazelerinin yeniden hükümet karşıtı ve milliyetçi bir atmosfer oluşumu için kullanıldığı bir vasatta, Türkiye sermaye sınıfının en belirgin temsilcisi olan Koç da tavrını açıkça ortaya koydu. 

Peki, sıra kime geldi? Tabi ki AYM'ye! AYM de aynayasa değişiklikleri arasında kritik iki madde olan AYM'nin ve HSYK'nın yapısına dair iki düzenlemeyi iptal ettiğini bugün yarın açıklar ve tablo tamamlanır. Ergenekon düzeni derin bir oh çekip, mücadeleye kaldığı yerden daha büyük bir motivasyonla devam eder. 

HAKSÖZ-HABER