MHP Genel Merkezi'nin karşısına durup, bir süre izledim. Kapıda haber kanallarının canlı yayın aracı vardı. Meslektaşlarımız kendi aralarında sohbet ediyor. Yayın hazırlıkları yapıyorlardı.

Üzerinde helikopter pisti olan binanın bir tarafında büyük bir Türk bayrağı asılıydı.

Devlet Bahçeli'nin posterinin bulunduğu afişin üzerinde ise şunlar yazıyordu:

"Temiz toplum

Temiz yönetim

Temiz siyaset"

Yaşananlardan sonra doğrusu o yazılar orada iğreti duruyordu.

Bir süre bekledim.

Sinek vızıltısı bile yoktu.

Uzun süre ne gelen oldu, ne giden.

Siyah bir araçla gitmiştim.

O nedenle uzun bir süre beklemedim.

Neme lazım. Buldukları her siyah aracı, "Dinleme yapıyordu" diye yayınlıyorlar. Sonra montaj çıkınca, "Temsili bir araç" deyip, işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar.

MHP yönetimi çırpındıkça battığının farkında mı acaba?

Silindir hesabı kuvvetli değil anlaşılan.

O nedenle eşkenar üçgen icat etti. Öcalan'ı üçgenin bir kenarına, Fethullah Hoca'yı diğer yanına yerleştirdi. Üçgenin diğer köşesine ise Başbakan Erdoğan'ı yerleştirdi.

Yoksa yarıçapın karesini pi sayısı ile çarpar, çıkan sonucu da h olarak ifade edilen yükseklik ile çarptı mı borunun hacmini bulurdu.

Yine de hesabı kuvvetli Devlet Bey'in. Bir hesap yaptı, MHP'yi tek başına iktidar çıkardı.

Anlaşılan nefesi kuvvetli değildi ki, partisi paraşüt hızıyla yere çakılmaya başladı.

MHP Genel Merkezi'nde,"karar anı" yazıyor ya, eğer millet kararını verir de, MHP'yi barajın altında bırakırsa, Devlet Bey'in yapacağı bir iş var. İstifayı kast etmiyorum.

MHP Genel Merkezi'nin tepesindeki helikopter pistinden söz ediyorum. Şimdiden bir helikopter kiralayıp, her an kalkacak şekilde hazır tutsunlar. Böylece yapıldığı günden bu yana kullanılmayan helikopter pisti de bir işe yarasın.

Kelebek Devrimi üzerine jetine atlayıp ülkesini terk eden devrik liderler gibi hazırlıklı olmasında yarar var.

Çünkü taban o kadar kızgın ki, istifa kesmez.

İlk kaset yayınlandığında Bahçeli istemeyerek de olsa, Recai Yıldırım ve Metin Çobanoğlu'nun istifasını istemişti.

Aynı tavrı, Bülent Didinmez ve İhsan Barutçu karşısında da sergiledi.

Ancak bu kez vuruşmayı tercih etti.

İstifasını isteyenlere karşı" görevimin başındayım" dedi.

"Kimin elinde ne varsa açıklasın, tehdit ve şantaja boyun eğmeyeceğiz" diye meydan okudu.

Kendisine saat ve yer gösterilerek, düelloya davet edilince savaşma kararı aldı.

Belli ki geri adım atacak yeri kalmadı. O da savunma yerine savaşı tercih etti. Çünkü yeni isimler arasında Bahçeli'nin gerçekten de beyin takımı arasında yer alan isimler var.

Deniz Bölükbaşı Bahçeli'nin çekirdek kadrosunda. Öyle ki, Bahçeli'nin yapacağı konuşmayı en son kendisinin kontrol ettiğini açıklamaktan çekinmeyen bir isim.

DYP kökenli Cihan Paçacı ise MHP lideri adına tepe noktalarla gizli-açık görüşmeleri yürüten bir isim.

Aynı şekilde Ümit Şafak ile Mehmet Taytak da liderin birinci halkasında yer alan parti yöneticileri.

Osman Çakır ile Mehmet Ekici Bahçeli'ye yakın olmakla birlikte diğerlerine göre biraz daha dışarıda kalan iki genel başkan yardımcısı.

Bahçeli bu kez istifaları istemedi.

"12 Haziran'da seçimlere arkadaşlarımla katılacağım" dedi.

Çünkü Bahçeli de gördü ki bu işin bir adım sonrası yok.

18 kişiden oluşan Başkanlık Divanı'nda kaseti çıkmayan 6 kişi kaldı.

Yaşananlardan sonra ona da şimdilik di-yoruz...

Devlet Bahçeli, savaşta karargahı dağılan komutana döndü.

MHP'deki durum, "Devlet Bahçeli kaseti olmayanı Başkanlık Divanı'na almam demiş" gibi fıkralara konu olmaya başladı.

"MHP önümüzdeki seçimde adaylık müracaatında istenen evraklar arasında kaseti de şart koşacakmış" gibi espriler üretildi.

İşin şakaya gelir yanı yok.

Eşkenar üçgenle, Okyanus Ötesi yorumlarıyla bu işin geçiştirilecek yanı yok.

Tablo ortada.

MHP bu seçimde ne diyor?

"Ses ver Türkiye"

Biz de diyoruz ki, "Ses ver Bahçeli".

YENİ ŞAFAK