1. YAZARLAR

  2. Salih Tuna

  3. Senin vatanperverliğinin bedelini niye biz ödedik?
Salih Tuna

Salih Tuna

Yazarın Tüm Yazıları >

Senin vatanperverliğinin bedelini niye biz ödedik?

16 Nisan 2009 Perşembe 12:45A+A-

Ergenekon'un 12'nci dalgasına "isyan edenlerin" en fazla dillendirdikleri husus "saygınlık"! Baykal da bunun altını çiziyor, mebzul miktarda köşe yazarı da.

Bu denli "saygın" insanın darbecilikle ne işi olur, demeye getiriyorlar.

Demek ki; "saygın" olmak "Ergenekon"a bulaşmamayı gerektiriyor.

Doğrudur; "saygın" bir insan evladından halkın iradesini yok sayan çetelerle şu veya bu şekilde işbirliği içinde olması beklenmez.

Beklenmediği için de, evinin aranması veya gözaltına alınmasının altında bir bit yeniği, bir usulsüzlük, bir hukukun siyasallaştırılması falan aranır.

Gayet doğal bir tepkidir bu!

Gelgelelim yakın tarihimiz darbelere ve darbecilere alkış tutmanın bariz misalleriyle doludur.

Darbeciden cumhurbaşkanı, darbe işbirlikçisinden başbakan, "TSK, 28 Şubat'ta sivil toplum örgütü gibi çalıştı…" diyebilenden sosyal demokrat parti lideri çıkarmadık mı?

"Yüzde 95'le iktidara gelseler bile bazı kurumlar gereken cevabı verir…" şeklinde malum kuruma sinyal verenden rektör, darbeseviciden genel yayın yönetmeni, andıççıdan başyazar görmedik mi?

Orduyu göreve davet eden "sivil toplum" örgütlerine, aydınlara, akademisyenlere şahit olmadık mı?

Bütün bu eşhasa (darbelerle ilintileri yüzünden) "saygın" değil mi diyeceğiz şimdi?

O zaman…

Kovuşturulanların "saygınlığını" ileri sürerek Ergenekon'un 12'inci dalgasını eleştirenlerin hali ne olacak?

Mesela…

Bir insanın "Ergenekon"la irtibatlı olamayacağına, o insanın "saygınlığını" gerekçe gösteren zihniyetin, Ergenekon'un avukatlığına soyunmasını hangi "saygınlığa" sığdıracağız?

Uzun lafın kısası; soruşturmayı "itibarsızlaştırmak" adına soruşturmanın "dokunduğu" insanların "itibarlı" olduğunu öne sürmek, son derece netameli bir yaklaşımdır.

En azından bu yaklaşımı dillendiren malum zevat bakımından…

İşin rengi değişir çünkü.

Her şeyden evvel "saygın" olmanın ölçütünü sormak zorunda kalırız:

Madem "saygın" insanlar kovuşturuluyor, diyorsunuz; niçin siz kovuşturulmuyorsunuz?

Yeterince "saygın" değil misiniz yoksa?..

"Bu ne ucuz demagoji…" deyip geçmeyin sakın.

Niyetim, lafı Demirel'e getirmek. Mevzu Demirel'e gelince de, ne olur ne olmaz; hava boşlukları olabilir; kemerlerinizi bağlamanıza fırsat vermek istedim.

Hazret, gözaltına alınan Mehmet Haberal'ı yolcu ederken, "Bu memlekette vatanperver olmanın bedeli vardır. Sen şimdi bu bedeli ödemeye gidiyorsun. Metin ol…" demiş.

Ertuğrul Özkök'ün yalancısıyız; günahı, vebali boynuna.

Şayet demişse…

Yani, vatanperver olmanın mutlaka bir bedeli varsa…

Hulasa, değerli bilim adamımız Mehmet Haberal dahil, bütün vatanperverler bu bedeli ödüyorsa…

Demirel'in vatanperverliğinin bedelini niçin biz (bu millet) ödedik?

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT