1. YAZARLAR

  2. Salih Tuna

  3. Seni toprak kabul edecek mi acaba?
Salih Tuna

Salih Tuna

Yazarın Tüm Yazıları >

Seni toprak kabul edecek mi acaba?

04 Mart 2011 Cuma 12:14A+A-

Erbakan'ın cenazesine kimin katılmasını istemezdin diye sorsalardı hiç düşünmeden "Demirel" derdim.

Şükür ki şükür dileğim oldu.

Bahçeli'den Sakık'a, Çiller'den Baykal'a kadar herkes vardı; bir o yoktu.

Cenaze namazı kılmak diye bir zorunluluk yokmuş da, başka bir tören yapılsaymış katılırmış da, estek köstek...

Halbuki herkese nasip olan (Hoca'nın 60 yıllık "arkadaşı" olduğu halde) ona nasip olmadı, haberi yok!

Hem hangi yüzle cenazeye katılacaktı?

Mesela, Sakık BDP'yi temsilen, 1. Ordu Komutanı Hayri Kıvrıkoğlu da TSK'yı temsilen katılmıştı; o neyi temsilen katılacaktı?

28 Şubat'ı mı?

Öyle ya, koca ülkede 28 Şubat'ı uluorta savunan bir o kaldı.

TSK bile cenazeye gönderdiği çelenk ve yayımladığı taziye mesajıyla, Erbakan'a 28 Şubat'ta yapılanları tasvip etmediğini dermeyan etti.

O hâlâ 28 Şubat'ı savunuyor!

Ertuğrul Beyciğimin dünkü yazısından öğrendiğimize göre o meş'um süreçte bir anormallik görmüyor: "O gün devlet işlemiştir. Devlet normal işledi diye bu konuyu seneler sonra gündeme getirmenin manasını anlamıyorum..."

Devlet normal işledi ha?

Hay ben senin garnizon balanslı devletini yiyim, e mi.

Bir de kolpa atıyor: "Böyle yaparsanız bundan sonra da devleti işletemezsiniz..."

Devleti "işletmek" istiyorsanız ağzınızı açmayın; 28 Şubat'ı sorgulamayın demeye getiriyor.

Bunları bir zamanların "Konuşan Türkiye" sloganının mimarı söylüyor; başımıza kaynar suları boca etsek yeridir!

Hep söylerim: O konuştu cumhurbaşkanı oldu, millet konuştu 28 Şubat.

Ertuğrul Beyciğim, "Senin 'devlet normal işledi' dediğin 'o güne' millet 'postmodern darbe' diyor" yollu pas atınca hazretin ses tonu değişmiş:

"O gün alınan kararlar bugün de hâlâ caridir. Madem postmodern darbe, önce o kararları değiştirsinler..."

Doğrusunu isterseniz, hepten haksız sayılmaz.

Darbeydi, Ergenekon'du diyerek Nedim Şener gibilerini gözaltına al, 28 Şubat generallerinin "postmodern darbe" tesmiye ettiği süreci tevil eden zat-ı muhteremin "görüşlerini" bile alma!

Merhum Erbakan'ın defninin üzerinden daha 48 saat geçmeden ettiği şu lafa bakın:

"Şakır şakır imzaladı..."

Bu ifade size "Paşa paşa imzaladı" manşetini hatırlatmıyor mu?

Sincan'da tankları yürüt; birinci tehdidin "irtica" olduğunu söyle, Erbakan ve partisini "irtica"nın odağıymış gibi göstererek PKK'dan daha tehlikeli ilan et...

Sekiz sütuna "Demirel'den Hoca'ya çok sert mektup" manşetleri çek; 5'li çete meydanlara doluşsun...

Gözü dönmüş "bir" general "Biz bu ülkeyi 10 milyon devraldık" diyerek, gerekirse 50 milyonu gözden çıkardığını ihsas etsin.

Ve, "Gerekirse silah bile kullanırız" manşetleri arzı endam etsin...

Cumhuriyet savcılarına "Muhtıra gibi brifing" verilsin; "Rektörler uyardı" manşetleri kotarılsın...

Psikolojik savaşın ifadesi o manşetleri bir Allah'ın günü eksik etme:

"Laiklik uyarısı" (ABD Dışişleri Bakanı Albright'ın ağzından)

"Ya uy ya çekil"

"Erbakan Vermiyor"

"Hoca ateşle oynuyor"

Demem o ki; iç ve dış güçler bir olup Erbakan'ın üzerine çullanın, sonra da "Şakır şakır imzaladı" deyin.

"El insaf" demeyeceğim. "İnsaf" nihayetinde insanî bir haslettir...

Ertuğrul Beyciğim mahut yazısına "O gün şakır şakır imzaladılar" başlığını seçmiş.

O günlerde şakır şakır "darbesevicilik" yaptığını hatırlatsak ne fayda!

"Utanmak" da insanlara mahsus bir haslettir.

Neyse, geçelim.

O değil de, Sabra Şatilla kasabı Ariel Şaron niye "ölemiyor" yahu?

Hayır yani, 2006'da beyin kanaması geçirdi, o günden bu güne bilinci kapalı vaziyette "yaşıyor." Geçenlerde bir haber vardı; bir dokunmuşlar gözlerini açmış mı ne?

Eskiler kimi zaman kimi zalimler için "Seni toprak kabul edecek mi acaba?" derlerdi.

Toprak kabul etmiyor mu yoksa?

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum