1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Şam-SDG müzakerelerinde dezenformasyon tuzağı
Şam-SDG müzakerelerinde dezenformasyon tuzağı

Şam-SDG müzakerelerinde dezenformasyon tuzağı

Gazeteci İbrahim Bozan, Şam–SDG müzakerelerinin dezenformasyon ve çatışmalarla kırılganlaşan sürecini inceledi.

18 Kasım 2025 Salı 15:51A+A-

Şam-SDG Müzakerelerinde Dezenformasyon Tuzağı

İbrahim Bozan / Fokus+


 

Suriye Hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında uzun süredir devam eden müzakere trafiği, her yeni toplantı öncesi bilinçli şekilde servis edilen dezenformatif içerikler ve algı yönlendirmeye dönük medya operasyonları nedeniyle giderek daha kırılgan bir zemine sürükleniyor. Bu manipülatif haber akışı yalnızca iç kamuoyunu yanıltmakla kalmıyor; uluslararası medya kuruluşlarını da yanılgıya düşürerek yanlış algıların çok daha geniş kitlelere yayılmasına zemin hazırlıyor. 

Bu durumun en çarpıcı örneklerinden biri, geçtiğimiz günlerde SDG’ye bağlı sosyal medya propaganda ekiplerinin Facebook’ta eşzamanlı olarak en az 35 farklı sayfa üzerinden kasıtlı biçimde benzer içerikleri dolaşıma sokmasıyla yaşandı. Aynı kelimeler ve aynı metinlerle yapılan bu paylaşımlarda, “Suriye Ordusu içinde SDG’yi temsil edecek üç birim komutanının belirlendiği” iddia edilerek isimlerin Çiya Fırat, Lokman Halil ve Cemil Kobani olduğu öne sürüldü. 

Bu dezenformatif içerik kısa sürede sosyal medya sınırlarını aşarak uluslararası yayın organlarına da sıçradı. Suudi Arabistan merkezli Al Arabiya TV, söz konusu iddiayı “özel kaynaklardan aldığımız bilgilere göre” diyerek haberleştirdi. Böylece yanlış bilgi çok daha geniş bir uluslararası izleyici kitlesine ulaştı. Ancak haber hızla yayılırken, SDG’nin Suriye Hükümeti ile askeri müzakere heyetine başkanlık eden Siban Hamo, örgüte yakın Numedya24’e yaptığı açıklamada bu iddiaları kesin bir dille yalanladı. Dünyaca tanınmış medya kuruluşlarının bile dezenformasyonun hedefi hâline gelmesi, müzakere sürecinin ne denli hassas ve kırılgan olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Bu ölçekte bir bilgi kirliliği içinde makul ve sağlıklı sonuçlar elde etmek elbette güçleşiyor. 

Şam toplantısı ve 10 Mart mutabakatında kritik dönemeç

Önümüzdeki günlerde Şam’da düzenlenecek yeni toplantı, 10 Mart Mutabakatı’nın kısmi de olsa belirli maddelerinin uygulanmasına yönelik adımların atılması açısından kritik bir öneme sahip. Bu toplantı, uzun süredir tıkanmış başlıklarda sınırlı ilerleme sağlayabilir; ancak son dört gündür Rakka doğusunda yaşanan çatışmalar, 10 Mart mutabakatının askeri alanında bir ilerleme kaydedilmeyeceğini açıkça belli ediyor. 

Bu çerçevede, Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleştirdiği görüşme, Şam yönetimi için en azından altı aylık bir nefes alma alanı yaratmış durumda. Ancak, buna rağmen hükümet kanadı, ülkeye yönelik yaptırımların tamamen kaldırılması için yoğun bir diplomatik mücadele yürütmeyi sürdürüyor. 

SDG cephesinde ise Sezar yaptırımlarının altı ay askıya alınması, Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile İçişleri Bakanı Enes Hattab’ın ve Heyet Tahrir eş-Şam’ın terör listesinden çıkarılması gibi gelişmeler üst düzey açıklamalarda memnuniyetle karşılanırken, örgütün sosyal medya kanallarında yürüttüğü kara propaganda faaliyetleri, örgütün lider kadrolarının açıklamlarıyla çelişiyor. Açıklamalar ile dijital alandaki sert tutum arasındaki bu uyumsuzluk, SDG’nin iç dengelerinde de derin bir görüş ayrılığı bulunduğuna işaret ediyor. 

Son günlerde karşılıklı medya savaşlarının belirgin biçimde artması, Şam’daki toplantıdan sivil başlıklarda sınırlı bir sonuç çıkabileceğini düşündürse de, askeri alanda kapsamlı bir uzlaşının henüz mümkün olmadığını gösteriyor. Bunun en önemli göstergelerinden biri, iki gün önce Mazlum Abdi'nin de katıldığı SDG’nin siyasi kolu DSM, YPJ ve örgüte bağlı Özerk Yönetim temsilcilerinin katıldığı toplantıya, örgütün Suriye Hükümeti ile yürüttüğü askeri müzakere heyetine başkanlık eden Siban Hamo’nun toplantıya katılmamış olması, Şam'la yapılacak görüşmenin temel maddesi askeri konular olmayacağını ve ya örgüt içinde mutabakatı uygulamak istemeyen taraflar olduğunu bir kez ortaya çıkarıyor.  

Tüm bu gelişmeler, Şam–SDG müzakerelerinin önümüzdeki dönemde daha fazla psikolojik savaş, bilgi kirliliği ve karşılıklı pozisyon güçlendirmeleri ile şekilleneceğini gösteriyor. Buna rağmen sahadaki dengelerin ve uluslararası baskıların, tarafları en azından sınırlı bir sivil mutabakata zorlayabileceği; ancak askeri başlıklarda kapsamlı bir anlaşma yollarının henüz kapalı olduğunu gösteriyor. 

 

 

HABERE YORUM KAT