“Hükümet 12 Eylül’le ilgili hesaplaşmayı doğru buluyorsa elini tutan mı var?”ve “Samimiysen gel 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasının önünü aç.”diyen CHP’nin değişmez lideri Baykal’ı ciddi bulmayarak “Sulu şakalara gelmeyiz. Ciddilerse gelsinler görüşelim” diyen Başbakan gerçekte ne yapmak ve ne olsun istiyor?

AKP Milletvekili Burhan Kuzu’da malum teklifin arkasında hinoğlu hinlik arayarak ve “darbe çağrışımı yapan her ne varsa o sürece müdahil olanlar da yargılanmalı, bu işi sadece 12 Eylülle sınırlı tutmak samimi bir girişim gibi görünmüyor.” mealinde sözler sarfederek neye işaret etmek istiyor?

Darbe geleneğinin müdafisi durumunda olan CHP,12 Eylül darbecileri yargılansın derken, acaba neyin peşinde?

Medya ve tabii ki arkalarındaki güçler, “darbeciler yargılansın” söyleminde bulunurlarken gerçekten samimiler mi?

Bu ve benzer soruları geleneği ve konjoktürü esas alarak ve özellikle iktidarda olan partinin şimdiye kadarki siyasi performansını merkeze alarak cevaplandırmak zorundayız. Komplo teorileri ile beslenmiş ve o teorilerin birçoğunun hayata geçirildiğine şahit olmuş toplumsal aklın, malum süreci en iyi şekilde okuyabileceğini varsaymak herhalde fazla iyimserlik olacaktır.

Yanlış hatırlamıyorsak bir zamanlar savcı olan Sacit Kayasu görevde iken Kenan Evren hakkında hazırladığı “darbe” iddianamesinin akabinde meslekten men edilmiş ve o da AİHM’e dava açmıştı. Akabinde AİHM Türkiye’yi mahkûm etmiş, tabii ki dava savcı lehine sonuçlanmış ve güya darbecilere yargı yolu ta o zamanlarda açılmıştı. Aslında uzak bir tarih değil, yani 13 Şubat 2009’da kesin hüküm ilan edilmiş.

Çok kudretli medyamız, altını çizerek söyleyelim bizim(!) medyamız hazır AİHM gibi bir vicdan(!) varken bu haberi sadece haber olarak geçmişlerdi. Ne hükümet, ne muhalefet ve ne de şimdinin borazancıbaşısı olan cenah da, o zamanlar birbirlerine böyle sulu şakalar yapmamışlardı!

İlginç!

Ne oldu da, hangi dağda kurt öldü de birdenbire “darbeciler yargılansın” vaveylası koparıldı?

Bitmek bilmeyen ve her geçen gün yeni operasyonlara gebe Ergenekon davası ve yeni moda irtica ile mücadele eylem planı ve darbeciler yargılansın iddiaları birbirine girmiş vaziyette.

Bu ne lahana turşusu?

Çık işin içinden çıkabilirsen!

Herkes biliyor ki, Ergenekon davası da bizatihi darbe girişimlerinin açığa çıkarıldığı iddia edilen bir dava. Ama ne var ki, gel gör ki, içeride darbe yapabilecek bir Allah’ın kulu kalmadı!

Dişe dokunur olanların birçoğu hasta oldu ve şimdilerde sağ ve sıhhatli olarak köşe bucak yerlerde ahir ömürlerini tamamlıyorlar!

Neredeyse her gün birileri tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor.

Demek istediğimiz bu işin cılkı çıkmış vaziyette.

Ortada gerçekten işleyen hukuki bir süreç yok gibidir, dava “dostlar alışverişte görsün” misali sürdürülüyor sanki! Okuduklarımız ve dinlediklerimiz de aksini iddia etmiyorlar zaten.

Bütün bu hercümerç içinde G.K. Başkanının siyasilerin ve medyanın birçoğunun tehditvari dediği son basın açıklamasından sonra, şimdi birileri sıkıysa “darbeciler yargılansın” için çaba göstersin!

Gösterilse bile, birçok şey yazılıp çizilse bile mühür kimdeyse ferman da onda olacaktır.

G.K. Başkanı niye zımnen siyasileri ve görünürde medyayı hizaya çekiyor ve karşılarında egemen bir duruşla söylem gerçekleştiriyor zannediyoruz ki biz?

TSK ve onun Başkanı  bu coğrafyanın yegane hakim(!) unsurudur sonuçta ve zaten bu bilinen ve hatta  inanılan bir şeydir!.. Bu böyle bilindikten sonra, darbeciler yargılansın diyenler kayıkçı kavgası misali kavga etseler ne yazar, fırtına koparsalar ne yazar!

Ve şimdi Kamer Genç’in dediğine bakın,”Evren şimdiden intihar etsin, boşuna kahramanlık yapmasın. O darbeyle şeriatçıların yolunu açtı, En büyük suçlu odur!”

Her ne kadar “Evren yargılansın veya şimdiden kendini assın” dese de, aslında bütün sıkıntı çiçekçi paşanın bu sözlerinde saklı değil midir?

Eğer gerçekten darbe geleneğini ortadan kaldırmak gibi bir niyet, çaba ortaya konulursa seyreyleyin siz o zaman gümbürtüyü. İster mi böyle bir şeyi K.Genç ve benzeri zihniyet sahipleri?

Evet, hakkını teslim edelim, Başbakan bu işi biliyor; şakaya, tuzağa gelmiyor(!)…

Öyle anlaşılıyor ki; değil % 47,% 90’la da iktidar olsa, o yine bu sulu şakalardan hoşlanmayacak ve tilkinin(karga hikâyesi) tuzağına düşmeyecek!

Darbe işleri, hele hele TSK işleri şaka kaldırır mı, o bunu bilmez mi hiç?

Evet, eskinin darbecileri, belki şimdi yargılanabilirler; ama olası ve bizatihi gerçekleşecek bir darbenin kahramanlarını kim yargılayacak? O yüzden teyakkuzda herkes!

Ve hep söylenip durduğumuz küresel ve egemen irade isterse buna kim engel olabilecek ki?

Kabul edelim artık…

Sürekli geliştirilen gündemlerle zihnimiz bulandırılıyor. Gerçekte Müslümanların lehine gelişen, olan biten bir şey de yok!

Onlar kendi ilahlarını yiyip yutuyorlar ve arkasından yenilerini üretiyorlar!

Aslında safralar temizleniyor o kadar!

Müslüman vicdanı bütün bu işlerin farkında olmalı ve farkında zaten..

Ve o vicdan sahipleri işlerini yapsınlar yeter…

Biliyor ve inanıyoruz ki Allah vaadini elbette gerçekleştirecektir.

Yeter ki bizler bu hercümerç içinde aklımızı ve vicdanımızı heder etmeyelim ve O’nun gösterdiği istikamette hayatımızı idame ettirelim.

Ve hatırlayalım:

Enfal/30:

“Ve (hatırla, ey Peygamber,) hakikati inkâra şartlanmış olanlar seni (tebliğden alıkoyup) durdurmak, öldürmek yahut sürgün etmek için sana karşı nasıl ince tuzaklar kuruyorlardı: onlar (hep) böyle tertipler peşinde koşarlarken Allah onların bu tertiplerini boşa çıkarttı, çünkü Allah bütün o tuzak kuranların üstündedir.”

Mealden de anlaşılacağı gibi ,Allah elbette Müslümanlara tuzak üstüne tuzak kuranlara,yine O’na tabi olmuş inanmış erlerle onların tuzaklarını bozacaktır..

Yeter ki biz O’na yine O’nun gösterdiği istikamette yardım edelim..

Araf/157:

“O’na inanıp, ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nura uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır”

İstikamet denilen de böyle bir şey işte…