M. Nedim Hazar

M. Nedim Hazar

Yazarın Tüm Yazıları >

Şaka!

29 Mart 2008 Cumartesi 03:27A+A-

Davanın açılmasını değil ama iddianamenin içeriğini okuyunca öyle demiştim; 'bu bir şaka olmalı' şeklinde ifade etmiştim ilk tepkimi. İlhan Selçuk da 'Yaptığım şakaları bana sordular.' şeklinde konuşuyor.

Artık nasıl bir şaka ise! Ertuğrul Özkök de, Selçuk'un evinin resmine dakikalarca bakıp, 'Tipik mütevazı bir aydın evi' dedikten sonra yapmış şakayı: 'Ergenekon darbesi bu evde mi planlanmış...'

Şaka işte, gelince yapıyorsun... Örneğin askeriye cephaneliğinden bombaların çalınması da, bu bombaların Danıştay'a saldıran teröristlerin eline geçmesi de kocaman bir şaka. Aklıma geldi; acaba Ümraniye'deki ev de mütevazı ve tipik bir Türk aydını evi mi? Pencereleri folyo kaplanmış evlerin ne tür bir şaka mahsulü olduğunu ben bilmiyorum inanın!

İşbu şaka girişimleri ki ülkeyi germiş... Misal Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı olma isteğini de şaka olarak değerlendirmiş olmalılar ki, atmadık takla bırakmadılar, baktılar ki halk destekliyor, bu kez, 'yap bir şövalyelik' şakasına sığındılar. Ama 'şakasevmez' bu millet ona da prim vermeyince, hukuk şakası başladı. Onların şakası da sertleşti tabii...

Bu gerilimli şaka oyununu abarttılar tabii... Her türlü şaklabanlığı bu şaka kontejanından yaptılar. Bilmem hangi şehirde psikopatın biri asitle 'şakalar' yaptı insanlara, 'onun şeriatçı fanatik' olduğu şakasını yaptılar misal.

Başörtüsü konusu en sevdikleri şakalardan biridir misal... Kur'an'dan böyle bir şeyin olmadığı şakasına sarıldılar. Bu arada bir yerlerde birileri krokilerle daha büyük şakalar hazırlıyordu. Malum; daha önce Nokta Dergisi bu şakaları yakaladığından dolayı hakkında dava açılıp, kapanmıştı. Ama şakasever mahfiller bir türlü şakalarından vazgeçmediler... Şemdinli şakasından iyi sıyırdılar, şimdi kapatma şakası ve Ergenekon şakası var sırada...

Başka biri, 'yolda giderken başına her şey gelebilir' şakasını yapıyordu kim bilir nerede? Telefonla ilgili olsa gerek, bu şakanın sonunda fişini çekip rahat bir uyku çektiğini söylüyordu. Önce şaka, sonra uyku durumu...

Şakacı Andıççılar yaklaşık on yıl önce de benzer şakalar yapmışlardı aslında. Önlerine yapılan servisler ile 'hainleri tanıyalım' diye meslektaşlarını ipe çekme şakasından dolayı bırakınız pişmanlık duymayı, ilk fırsatta aynı şakalı sürecin aktif oyuncusu olmayı bir görev biliyorlar.

Mesela halkın dini ve imanı, inancıyla ilgili şaka yapmayı çok severler. Kurban kesmek ile ilgili şakalarını yıllar önceden biliyoruz, bayram ile haccın aynı döneme geldiği büyük şakasını da onlar yapmışlardı yine. Şimdi de 'kandil filan yok' şakasını yapıyorlar. Ne, niye bir yerlerine batıyor anlaşılmaz. Kandille, mumla uzaktan yakından ilgisi olmayan, hayatları boyunca bir kez Yaratıcı'ya samimi bir şekilde dert yanmayı 'en kötü şaka' olarak görenler şimdi de 'Kandil büyük yalan' şakasına sarılıyorlar. Eh madem Kandil Dağı şakalarına güçleri yetmedi, hiç olmazsa bir kandile onlar çıkarma yapsın...

Şaka anlayışlarımız örtüşmese de (ki modern dünyanın tamamıyla örtüşmüyor. BKZ: Avrupalıların kapatma davasını öğrendikleri an 'bu bir şaka olmalı' demeleri gibi) onlara demokrasi şakası yapmalıyız. Bu millet, bu devlet, bu iktidar, bu dünya yapmalı. Ömürlerini cunta şakalarına hasredenlerin şakaları sobelenmeli. Bu gidişle sobeleneceği de kesin. Bu nedenle işi şakaya vuruyorlar zaten!

Meclis'in en doğal hakkı olan, demokratik yolla yaptığı değişikliği 'kaos' şeklinde şakaladıktan sonra, bu tüyoyu alan çakalların üniversitelerde yaptıkları şakaları hep beraber gördük. Sonra utanmadan, 'bakın demiştik' şakasını yaptılar.

Şimdi ise, 'baba beni başkan yap' okuma fişinin gereğini yerine getirenler ortalığa çıkıp, 'gerilim şakası' yapıyorlar. Şunu bilmeliler: Belki bu şakalarının da üstü örtülür ama eninde sonunda bu ülke modern dünya ile bütünleşecek ve bağırsaklarındaki tüm pislikleri boşaltacaktır.

Bu kadar şaka arasında şunu söylemek yanlış olmasa gerek; bu ülke bir şakadan ibaretmiş!

Zaman Gazetesi

YAZIYA YORUM KAT