1. YAZARLAR

  2. Ali İhsan Karahasanoğlu

  3. Şafak Hanım’ı kim atacak?
Ali İhsan Karahasanoğlu

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Şafak Hanım’ı kim atacak?

24 Aralık 2012 Pazartesi 05:48A+A-

Başörtüyü soruyor, bir başörtülü bayan.Şafak Pavey Hanım başlıyor cevaba..

 “Başörtülüleri, alevilere sahip çıkarken görmek isterdim. Çıkıyorlar mı?” diyor..

Devam ediyor cevaba: “Başörtü ile ilgili AK Partiye sormak lazım, 10 yıldır ne yaptı?”

(Yapılan Anayasa değişikliğini, Şafak Hanım’ın partisi CHP’nin iptal için Anayasa Mahkemesi’ne gittiğini.. Bu değişiklik sebebi ile AK Parti hakkında kapatma davası açıldığını, bilmiyor olmalı Şafak Hanım!)

Devam ediyor cevap: “Başörtülülerden, başkasının da haklarına saygı duyulacağı samimiyetini görmem lazım.”

Biz bekleyeduralım, “Başörtü yasağı utanç duyulacak bir hadisedir” cevabını..

Şafak Hanım hâlâ başörtü mağdurlarından talepte bulunuyor: “Başkasına zorla namaz kıldırılmayacak bir ülkede yaşamak istiyoruz. Bu samimiyeti görmek istiyorum.”

İşte bu Şafak Hanım, ne tweeti attı ise..

Köşe bucak saklanıyor o tweet.

Malatya AK Parti’den bir vatandaşımız da kendisine şu cevabı yollamış: “Allah bir bacağını almış, hala küfürden uyanmazsın. Nedir bu inatçılık!”

Ayağa kalkıp, alkışlayacağımız bir cevap mı?

Hayır..

Ama, Şafak Hanım dürüst olmalı..

O cevabı almadan önce, 19 yaşındaki o delikanlıya hangi tweeti attığını da kendisi ilan etmeli..

Ki, herkes olayı objektif şekilde değerlendirsin.

Biz objektif değerlendirme beklerken, “Şafak Hanım ne tweeti atarsa atsın.. Böyle cevap verilmez” denilerek, Malatyalı gençlik kolları üyesi vatandaş, çoktan AK Parti’den ihraç edilmiş!

AK Parti görevini yapmanın huzuru içinde..

Peki Şafak Hanım’ı kim, nereden atacak?

Atabilecek mi?

Yukarda kısaca verdiğim sözler..

Daha başka açıklamaları..

Malatyalı gencin söyleminden bence çok daha ağır ifadeler..

Halkın taleplerini yerine getirmek için milletvekili seçilmiş bir bayan.

“Başörtü özgürlüğü konusunda ne diyorsunuz” sorusuna..

Bin dereden su getirerek cevap veriyor.

Hatta vermiyor.. Mazlumu samimiyet testinden geçirmeye kalkıyor!

Sadece bu kadar değil.

Daha yeni, ODTÜ’de, Başbakan’a yönelik saldırılar için bakın ne demiş bu hanım: “Bilimi teslim edeceğimiz ODTÜ kuşağını öğrenci sayısından fazla polisle, üstelik bilim adına yapılan törende dövmek ancak AKP’ye özgü ironi..”

Yani şöyle olmuş, Şafak Hanım’a göre..

Polis gelmiş.. Üniversite bahçesinde gördüğü öğrenciye sille tokat girişmiş..

Ne öğrenciler polise saldırıda bulunmuş. Ne şişe atmışlar, ne de taş.. Ne de çöp bidonlarını devirip, polislerin üzerine sürüklemişler.. Polis durup dururken, öğrencilere saldırmış!

Böyle anlatıyor Şafak Hanım.

“Hâlâ küfürden uyanmazsın” diyen AK Partili anında partiden ihraç edilmiş ama..

Polise saldıran öğrencileri, “Polisin dayak attığı öğrenciler” diye tanıtan Şafak Hanım için, CHP’nin bir girişimde bulunacağı yok.

Emniyet Müdürlüğü de hakkını arayacak değil. CHP Genel Başkanlığı’na da bir mektup yazarak, “Milletvekiliniz Şafak Pavey, bize durup dururken öğrencileri dövme suçlamasında bulunmuştur. Bize iftira etmiştir. Görüntü kasetleri ektedir. Milletvekiliniz hakkında gerekli işlemin yapılmasını talep ederiz. Yapılmadığı takdirde, partinizin nasıl bir polis düşmanı parti olduğu daha iyi anlaşılacaktır!”

Evet, Şafak Hanım böylesi bir mektup sonunda, AK Parti’den istediği ihracı aldı..

Benim sonuçtan hiç umudum yok ama, polisler de aynı yolu bir denesinler.

Şafak Hanım’ın iftiraları sadece polise yönelik de değil.

Bakın Türkiye’nin büyük çoğunluğunu oluşturan Sünniler için de neler diyor Şafak Hanım.. Hem de “Nefret suçu işlemeyin” diye çağrıda bulunduğu konuşmasında: “Aynı din içinde egemen mezhebin diğer mezhebe kan kusturması ise hem eski hem de diğeri ile ölçülmeyecek oranda vahşidir.”

“Ne olmuş, mezhep ismi geçmiyor ki, genel bir değerlendirme” diyeceksiniz.

Sabredin biraz: “Katı Sünniliğin Aleviliği ‘mum söndü’ gibi şehvetvari bir günahla suçlamasını şeffafça tartışamıyoruz. Tartışabilseydik, bulacağımız ipuçları nasıl vahim bir önyargı yaşadığımızı bize gösterebilirdi. Sünniler, Alevilerin pişirdiğini mundar bulup yemezler. Neden mundar bulduklarının bir kısım cevabı ‘mum söndü’ efsanesinde yatar.”

Sünniler şunu yaptı. Şunu yapar. Bunu yaptı, bunu yapar.

Peki Sünnilerin hiç bir mağduriyeti yok mudur? Örneğin şu başörtü zulmü, nedir Allah aşkına? Sünnilerin uğradığı, bir yüzkarası zalimlik değil midir?

O zulüm dile getirilince, “Ben şunu da isterim” diye samimiyet testi yapan hanım.

Hayali suçlamalarla, Sünnileri cehennemlik ilan ediyor.. Ve kendi tweetini, kendi ceberrutluğunu gizleyip, 19 yaşındaki bir gencin sözü üzerinden, kendisine siyaset alanı açıyor! Muhatabını bir taşra ilindeki gençlik kolundan bile atıyor da. Utanmadan kendisi TBMM’de maaş almaya devam ediyor!

YENİ AKİT 

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum