Abdülkadir Selvi

Abdülkadir Selvi

Yazarın Tüm Yazıları >

Plan ne

26 Aralık 2013 Perşembe 12:59A+A-

Güne istifalarla başladık, geceyi kabine değişikliği ile tamamladık.

Demokrasi açısından uzun bir gün ve kritik bir gece yaşandı.

Dün hükümete karşı yargı-polis cuntasının darbe girişimine tanık olduk.

Ama önce kabine.

10 bakanlık değişti. 9 yeni isim bakan oldu. Yeni bakanlar; Emrullah İşler, Mevlüt Çavuşoğlu, İdris Güllüce, Ayşenur İslam, Fikri Işık, Nihat Zeybekçi, Çağatay Kılıç ve Lütfü Elvan. Hepsinin ortak bir özelliği var.

Mücadele döneminin bakanları.

Bir kısmını çok yakından tanıdığım pırıl pırıl isimler.

Bu kabinenin en dikkat çekici değişikliği ise, Ahmet Davutoğlu'nun ardından parlamento dışından bir ismin bakan olmasıydı.

Başbakan'ın, en yakın çalışma arkadaşı olan Efkan Ala İçişleri Bakanı oldu. Dirayetli bir vali, başarılı bir Başbakanlık Müsteşarı'ydı.

Hem çözüm sürecine uygun bir isim hem de yeni süreçte kendisine ihtiyaç duyulan birisiydi.

Bakan yapılması isabetli bir karar oldu.

Çünkü Efkan Ala'nın en önemli özelliği, dirayetli bir yönetici olması.

Şu anda en çok ihtiyaç duyulan şey ise onun bu özelliği.

AK Parti şimdiye kadar hep, 'hizmet kabine'leri yaptı. Şimdi savaş kabinesi yapmadı elbette ki ama bir süreç kabinesi olduğu belli.

Başbakan Erdoğan, siyasi hayatının en çetin mücadelelerinden birine soyunurken, ona göre bir bakanlar kurulu teşkil etti.

Böylesine kritik bir süreçte Erdoğan Bayraktar ya da İdris Naim Şahin'le sırt sırta verecek hali yoktu.

Cemaatin yapamadığı operasyonu yapan Erdoğan Bayraktar'la...

Yazılı açıklamasında Başbakanla ilgili hiçbir ibareye yer vermezken, NTV canlı yayınına kendi talebiyle bağlanıp, Başbakan'ı istifaya davet eden kişiyle yürünmeyecekti bu çetin yollar.

Erdoğan Bayraktar hangi saikle kendisini bakan yapan adamı sırtından hançerledi doğrusu merak ediyorum.

Bu operasyon çift kanatlı olarak sürdürülüyor.

Bir yandan Hakan Şükür istifa ettiriliyor, diğer yandan bakanların oğullarının içinde olduğu polis-yargı operasyonu düzenleniyor.

İstanbul'da polis ve savcıyı karşı karşıya getiren ve Başbakan'ın oğlunun da isminin yer aldığı bir tutuklama furyasına kalkışılıyor, diğer yandan Başbakan'ı operasyonun hedef tahtasına oturtmayı amaçlayan istifalar yaşanıyor.

Pakistan dönüşünde Zafer Çağlayan, kabine değişikliğinin Cuma günü olacağını söylemişti.

Ancak dün İstanbul ve Ankara'da patlak veren çift başlı kriz nedeniyle değişiklik öne çekildi.

Pakistan dönüşünde Başbakan'la İstanbul operasyonunu konuştuk.

Başbakan'la yaptığımız en uzun soru cevaplardan biriydi.

Başbakan, İstanbul operasyonu konusunda net konuştu.

1- 'Operasyonun hedefi benim' dedi.

2- 'Oğlum Bilal'i hedef alıyorlar' diye konuştu.

Sonra ekledi: 'TÜRGEV'den dolaşıp bana gelmek istiyorlar'

Yetinmedi. Sözlerini açma gereği duydu:

'TÜRGEV'den dolaşıp bana gelmek istiyorlar. Oğlum oranın yönetiminde, Mustafa Demir ve Ümraniye Belediye başkanı onun yönetiminde. Büyük kızım Esra'da oranın yönetiminde.'

Zaten polisteki sorguda Bilal Erdoğan üzerinde durulmuş. Öyle ki Fatih Belediyesi'ndeki imar uygulamalarını dahi Başbakan'ın çocuklarının başında bulunduğu TÜRGEV cephesinden mercek altına almışlar.

Peki TÜRGEV ne yapıyor? Öğrencilere yurt yapıyor, burs veriyor. Yani hayır işi. Devletle ilgileri yok. Ne ihaleye giriyorlar, ne bankalardan kredi kullanıyorlar.

Başbakanın çocukları işlerini güçlerini bırakmış, Artvin'e, Konya'ya, Bursa'ya, İstanbul'a yurt yapmışlar. Ağırlıklı olarak da kız öğrenci yurdu yapmışlar.

Ama buradaki maksat farklı.

Maksat ne?

Oğlu Bilal Erdoğan üzerinden Başbakan'a ulaşmak.

Peki bunun adı nedir? Yargı darbesidir.

7 Şubat'ta işaret fişeği verildi ama Türkiye 17 Aralık tarihinden bu yana örtülü bir kalkışma yaşanıyor. Dün İstanbul'da yeni bir hamle daha yaptılar.

Başbakan'ın, 'Oğlum Bilal üzerinden bana gelmek istiyorlar' dediği adım atıldı.

'Bakanların oğlunu gece yatağından alan güç, Başbakan'ın çocuğunu da alır. Çocuklarının ifadesini almadan bakanlar hakkında fezleke hazırlayan savcılık, Başbakan hakkında da hazırlayabilir' mesajı daha ilk gün verilmişti. Şimdi bu yol haritası üzerinden devam ediliyor.

Yapılanın tek bir adı var.

Polis ve yargı cuntasının hükümete karşı, darbe girişimi.

Yeni Şafak

YAZIYA YORUM KAT