1. YAZARLAR

  2. Taha Kıvanç

  3. Papaz her zaman pilav yer (mi?)
Taha Kıvanç

Taha Kıvanç

Yazarın Tüm Yazıları >

Papaz her zaman pilav yer (mi?)

01 Mart 2008 Cumartesi 04:00A+A-

Prof. Erdal Yavuz'un açtığı tartışmayı izliyor musunuz?

Konuyu Prof. Yavuz'a hatırlatan 1969 yılına ait Türkiye ile ilgili bazı belgelerin üzerinden 'gizlilik' kaydını kaldıran Amerikan dışişleri bakanlığı oldu. ABD dışişleri bakanlığı sayesinde Türkiye'de 1969'da da darbe planları yapıldığını biliyoruz bugün... Konunun Prof. Yavuz'a çağrıştırdığı gerçek daha da önemli: 1969'da Türkiye'de darbe yapmayı kafaya koyanlar, bunu sağlamak için, kanlı eylemler sahneye koymayı da planlamışlar ve bunun için işbirlikçi bulmayı da becermişler...

Türkiye gerçekten ilginç bir ülke; ilginçliği papazın her zaman pilav yemesinden kaynaklanıyor. Ekonomik gelişmelerle atbaşı gitmesi arzulanan sosyal uyanış ve siyasal bilinçlenme gemi azıya alırsa, darbeciler kıpır kıpır hale geliyorlar bizim ülkemizde.

Darbeye karar verdiniz, bunu nasıl gerçekleştireceksiniz? 12 Mart döneminin darbe lideri Memduh Tağmaç, "Sosyal uyanış ekonomik gelişmeyi aştı" açıklamasıyla darbenin esas sebebine işaret etmişti; ancak böyle bir gerekçeyle idareye el konulabilir miydi? Elbette hayır. 1969 darbesi kışkırtıcı eylemlerle gelebilirdi ancak...

Amerikalıların "1969'da Türkiye'de darbe yapılacaktı" belgeli açıklamasını izleyen Prof. Erdal Yavuz'un "Kanlı bir yürüyüş planlanmıştı" ifşaatı bu yüzden önemli. Yargıtay'ın "Tanrı'yı insan yarattı" görüşüyle ünlenen başkanı İmran Öktem vefat etmiş ve cenazesinde büyük olaylar çıkmıştı.

Sonrası şöyle: Bilinci en açık gençler diye bilinen Mülkiyeliler tank sesleri kollar, hocalarının içinde yer alacağı hükümet senaryoları geliştirir... 'Öğrenci lideri' Erdal Yavuz'a kendilerini 'albay' olarak tanıtarak yaklaşan üç kişi darbe senaryosunu anlatır: İmran Öktem olayını protesto için yollara düşecek yargı mensupları ve üniversite hocaları bir saldırıya uğrayacaktır. "Yürüyüşe ateş açılacak ve ölenler olacak, biz de yönetime el koyacağız" der o üç kişi... İstedikleri, öğrencilerin yürüyüşten uzak durmalarıdır. "Bunu siz başarabilirsiniz" derler.

Erdal Yavuz görevi üstlenir. Ankara Hukuk'ta asistan Uğur Mumcu'yla görüşür, o da kabul eder. Doğu Perinçek'le görüşür, onunla da mutabık kalınır. Mahir Çayan da "Tamam" der. Rüzgârın her birini bir tarafa sürükleyeceği bu üç kişi sonu darbeyle bitecek provokasyona destek verirler...

1969'da darbe olmadığını biliyoruz; askerlerin yönetime el koyabilmesi için iki yıl daha beklenecektir. 12 Mart dağdağasında devlet güçlerine karşı savaşırken hayatını kaybedecek sol kadrolar içerisinde, iki yıl önce, "Darbe iyi olur" onayı veren Mahir Çayan da vardır. 12 Martçı kadroların ilk işleri Uğur Mumcu ve Doğu Perinçek'i de cezaevine tıkmak olur. Uğur Mumcu askerliğini yaparken 'sakıncalı piyade' olur, yedek subay olmak yerine...

Yıllar sonra, bir başka darbeyi özlem ve hasretle bekleyen farklı bir kadro da, darbeden hemen sonra kendilerinin derdest edilip cezaevlerine tıkıldıklarını görünce hayal kırıklığı yaşayacak ve "Fikrimiz iktidarda, kendimiz kodeste" diye anlatacaklardır hislerini...

"Papaz bizde her zaman pilav yiyor" derken kastım budur.

Doğu Perinçek anlatılanlara itiraz ediyor. Ediyor da ne diyor: "Erdal Yavuz hiçbir zaman SBF öğrenci derneği başkanı değildi" diyor; sanki Erdal Yavuz'un öyle bir iddiası varmış gibi... Erdal Yavuz, dernek başkanlığının seçimlerde yaşananlar yüzünden geçici olarak sırtında kaldığını söylüyor. Belki biraz daha düşünse, dernek kongresini bazı 'ellerin' karıştırdığını da hatırlayabilir.

Bir itirazı da Erdal Yavuz'la görüşen üç kişinin 'subay' olarak takdimine Doğu Perinçek'in; o kişilerin TSK ile bir ilgisi yokmuş, özel bir kışkırtıcı gruptanmışlar: "Bunlar, 1968 Kasım ayındaki Mustafa Kemal Yürüyüşü'nün Ankara'ya ulaşacağı sabah Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'ni basarak hademeleri öldürme planlarını bazı gençlere uygulatmak istediler. Yine o dönemde bazı gençleri Ankara Küçük Esat semtindeki ve Demirtepe'deki dairelere çağırarak, bazı kışkırtıcı tertiplere katmak istediler."

İlginç, değil mi?

1969'da patlayan olaylarda temas kurulan kişi Erdal Yavuz olduğuna göre, kendisiyle görüşen kişiler hakkında onun verdiği bilgiye itibar etmemiz gerekir. O üç kişi kendilerini 'subay' olarak tanıtmışlar. Doğu Perinçek "Hayır, değillerdi" demeyi sürdürürse, o kişilerin adlarını verse iyi olur. 1969'da sahneye koyacakları eylemlerle askerleri iktidara taşıyacak 'kışkırtıcı çete' kimlerden oluşuyordu acaba? 1950 sonrası NATO çerçevesinde kurulan özel birimden olmasın o üç kişi?

Şimdilerde Yeditepe Üniversitesi'nde dersler veren Erdal Yavuz'a teşekkür borçluyuz...

Yeni Şafak gazetesi

YAZIYA YORUM KAT