1. YAZARLAR

  2. Mehmet Yılmaz

  3. Pakistan yüzünü Çin'e mi çeviriyor?
Mehmet Yılmaz

Mehmet Yılmaz

Yazarın Tüm Yazıları >

Pakistan yüzünü Çin'e mi çeviriyor?

20 Ekim 2008 Pazartesi 04:10A+A-

Dünya yeniden şekilleniyor. Büyük bir muştunun arifesindeyiz. Doğum sancıları her yeri sarmış durumda. Geleceğin dünyası şekillenirken bu gerçeğin farkında büyük küçük her ülke...

Hemen hepsi yeni döneme hazırlıksız yakalanmama telaşı içinde. Var güçleriyle yeni ittifaklar peşinde koşuyorlar.

İşte onlardan biri, Pakistan ile Çin arasında gelişen sıcak ilişkiler.

"İlk" resmî ziyaretini Çin'e yapan Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari'nin şu sözleri, iki ülke arasındaki ilişkinin derinliği hakkında ipucu veriyor bize:

-Çin ve Pakistan halkları bir aile gibidir. Biz Çin'in gerçekleştirdiği büyük başarıdan gurur duyuyoruz. Dostlarımızı güçlü görmekten mutluyuz. Çünkü güçlü Çin, güçlü bir Pakistan demektir.

***

Zerdari'nin bu çıkışı şüphesiz bir "tesadüf" değil.

Ziyaretin ardından Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi'nin cumartesi günü yaptığı açıklama, Zerdari'nin sözlerinin ne anlama geldiğini ortaya koyuyor zaten.

Kureyşi'nin verdiği bilgiye göre Çin, Pakistan'da iki nükleer santralin (Çaşma-3 ve Çaşma-4) yapımına destek verecek.

Ayrıca...

Hidroelektrik alanında yatırım yapacak. 1,7 milyar dolarlık iki büyük baraj (Başa ve Kohala) projesini hayata geçirecek.

Pakistan'ın telekomünikasyon uydusu PakSat-1R'ı 2011 yılında uzaya fırlatacak.

Dört gün süren ziyaret sırasında 12 anlaşmaya imza atılması, Çin'in önde gelen işadamlarının "yatırım" için Pakistan'a davet edilmesi gösteriyor ki...

Pakistan, iki ülke ilişkilerini "kapsamlı stratejik ortaklık" seviyesine çıkarmayı hedefliyor. Bu amaçla da önceliği ekonomik işbirliğine veriyor.

Nitekim Dışişleri Bakanı Kureyşi'nin, iki ülke arasındaki ekonomik bütünleşmeyi geliştirmek için Zerdari'nin üç ayda bir Çin'i ziyaret etmeyi planladığını söylemesi, bu niyeti açığa çıkarıyor.

Aslında her iki ülke de bölgede kendi konumunu güçlendirme peşinde.

Çin, Hindistan'ı Pakistan'la dengelemeye çalışıyor. İslamabad yönetimi ise Çin'le ekonomik, siyasi ve stratejik anlaşmalar yaparak bölgede "yalnız" olmadığını göstermek istiyor.

***

Pakistan niye böyle bir arayış içine girdi peki?

Şüphesiz onu bu arayışa iten en önemli sebep müttefiki ABD'nin son dönemdeki tavırları...

Afganistan'ı işgal eden ABD, Taliban ile savaşında Pakistan'ı yeterince destek vermemekle suçluyor.

Suçlamakla kalmıyor, sık sık sınır ihlali yaparak Taliban'ın saklandığını iddia ettiği Pakistan topraklarını bombalıyor.

Bir zamanlar beraber hareket ettiği ABD'den sürekli azar işiten bir ülke konumunda artık Pakistan.

Üstelik Hindistan üzerinden cezalandırılıyor da...

Son olarak Amerikan Kongresi, ABD ile Hindistan arasında nükleer alışverişi 34 yıldır yasaklayan bir kararı kaldırdı ve iki ülke arasında bu alanda stratejik işbirliği yapılmasını öngören anlaşmayı onayladı.

Bu ayın başında da Amerikalı yetkili Richard Boucher, Hindistan'la yaptıkları anlaşmanın "tek" olduğunu hatırlattı ve benzer bir anlaşmayı Pakistan'la müzakere etmenin henüz masada olmadığını söyledi.

ABD'den gelen bu haberler Pakistan'ın canını fazlasıyla acıttı elbette.

O da çareyi Çin'le nükleer işbirliği yapmakta buldu.

Bir de İran, Pakistan, Hindistan arasındaki doğalgaz hattı projesine Çin'i davet ederek.

***

Pakistan'ın Çin açılımı, bölgesel ölçekte Hindistan'a, küresel ölçekte de ABD'ye bir mesaj niteliğinde.

Bakalım stratejik işbirliğini her geçen gün artıran ABD ile Hindistan bu hamleye nasıl karşılık verecekler?

Pakistan'ı içten ve dıştan kuşatarak mı yoksa siyasi istikrarsızlığa mahkûm ederek mi?

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT