1. YAZARLAR

  2. Mehmet Kamış

  3. Numan Kurtulmuş ne yapsın?
Mehmet Kamış

Mehmet Kamış

Yazarın Tüm Yazıları >

Numan Kurtulmuş ne yapsın?

29 Eylül 2010 Çarşamba 00:35A+A-

İktidar, bir tarafıyla ateşten kordur ve bazen kullananı bazen de kullanılanı yakar.

Ve onu taşımak hakikaten de çok zor bir sanattır. İnsanın hem kendisini, hem etrafını hem de yönettiği insanları yakmayacak bir şekilde o ateşi taşıması ve selamete çıkarması gerçekten yürek ister. Başarıyı taşımak başarmaktan çok daha zorlu bir süreçtir. Başarıyı taşıyabilmek, bütün muvaffakiyete rağmen dengesini hiç bozmamak, her şeyi gerçek sahibine teslim edebilmek taş gibi yürek ister ve bu, en az iktidarı taşımak kadar ateşten bir kordur. Başarının Hakk'a ait olduğunu düşünebilmek, her şeyi sahibine teslim edebilmek, her yüreğin yapabileceği bir şey değildir. Hele Hak adına mücadele ederken zafer kazanmak çok daha risk taşır. Çünkü hakkı Hakk'a teslim etmek hiç de göründüğü gibi kolay değildir.

Tarih, zaferler ve mağlubiyetler tarihidir. Şairin dediği gibi "Yıkık bir saray bu dünya dedikleri, Gece ve gündüz atlarının durak yeri, Yüz Cemşit'ten arta kalmış bir dünya bu, Yüz Behram kendinin sanmış bu gökleri." Tarihin gördüğü büyük komutanlar, ellerindeki ateşten koru taşıyabilmek için çareyi, kendilerini koruyacak, kollayacak, başarının debdebesinden muhafaza edecek büyük zatların manevi iklimine sığınmakta bulmuşlar. Edebali'nin manevi iklimine sığınmayan bir Osman Bey'in asırlar boyu sürecek bir devletin kurulmasını sağlaması mümkün müydü?

Kontrolsüz iktidar demek; debdebe, şaşaa demek... İktidar demek, her şeyi yapabilme duygusu demek... İktidar demek; kimseye muhtaç olmama hissine kapılmak demek! Şüphesiz bugün de demokrasilerin olmazsa olmazı dengedir. İktidarın kullanılmasını düzenleyecek, dengeleyecek 'aklıselim muhalefet'e ihtiyaç vardır. İktidarın doğru yolda kalmasına sebep olmak da en az iktidar olmak kadar kritik bir konudur. Türkiye 'aklıselim muhalefet' eksikliğinin bütün sıkıntılarını yaşadı ve yaşamaya devam ediyor.

Meclis'te grubu bulunan muhalefet partilerinin, CHP ve MHP'nin gündeminde sosyal demokrasi, sosyal devlet, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik gibi konuların hiçbirisi yok. Rejim krizlerinden ve şehit cenazelerinden medet uman politikalardan başka yapabildikleri hiçbir şey yok. CHP'nin bugüne kadar bir tek önemli gündemi oldu, o da rejim krizi... Bunu her gündeme getirdiğinde ise iktidarın ekmeğine sadece yağ sürdü.

Tayyip Erdoğan'ın iktidarı taşıyabilme konusunda bizim jenerasyonun gördüğü en iyi isimlerden birisi olduğu şüphesiz. İktidardayken kendini geliştiren, hata olarak düşündüğü eylemlerinden ustaca geri adım atabilen, hak kavgasında haksızlığa düşmemeye gayret eden bir lider. Toplumsal sezgisi çok güçlü olan ve bu nedenle de hareket kabiliyeti çok yüksek bir siyasetçi...

Numan Kurtulmuş ise son yıllarda siyasette ümit vaat eden liderlerden biri olmasına rağmen partisiyle yol ayrımına geldi. Muhtemelen Saadet Partisi içinde kalmayacak.

Ben Numan Bey'in yerinde olsaydım iktidarın en büyük ihtiyacı olan aklıselim muhalefetin merkezi olurdum. Ama bunu bir siyasi parti olarak yapmak mı daha uygundur yoksa bir siyaset hareketi olarak mı? Bunu iyi hesap etmek lazım! Bence Türkiye'nin bugün siyasi partiden çok bir siyaset hareketine ihtiyacı var. Bir parti olmak, seçimlerden oy almak, AK Parti'nin oylarını azaltmaktan başka bir işe yaramaz. AK Parti'nin oylarını azaltmak da sadece CHP'nin ekmeğine yağ sürer.

Bugün sosyal adaleti, hakkı, hukukun üstünlüğünü, iktidarda dengeli durmayı savunacak, hak adına iktidarın üzerinde Demokles'in kılıcı gibi duracak ve kamu vicdanına oynayacak bir siyasi harekete ihtiyaç var. Numan Bey ya siyasetin rot balansçısı olacak ya da başbakan... Arada bir yerde durmak onu karşılamaz.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT