1. YAZARLAR

  2. Asım Yenihaber

  3. Neden Salon Tv değil de Oda Tv?
Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Yazarın Tüm Yazıları >

Neden Salon Tv değil de Oda Tv?

07 Mart 2011 Pazartesi 02:18A+A-

“Basın özgürlüğü”nün bu vesile ile de olsa hatırlanması ne kadar güzel... Evet, hiç unutulmaması gerekirdi.

Buna rağmen pek de hatırlanmazdı veya hatırlanmak istenmezdi.

Şevket Eygi’de hatırlanmaz, Abdurrahman Dilipak’da mevzuu bahis olmaz, 312’lik meşhur ve maruf davada asla akıllara gelmez!

Hatta “Urun ha!”, “Asın ha!”, “Kesin ha!” denir. Onlar gazeteci değil ki. Onlar basın mesleği kapsamında olmaz ki... Onlara her şey mübah!

Oda Tv tutuklamaları yine de iyi bir şeye vesile oldu: Basının hürriyete ihtiyacı olduğunu hatırlatmaya!

Biz hiç unutmamıştık ama, hatırlattığınız iyi oldu!

Fakat o ne! Basın hürriyeti davası güdülen gazeteciler hakkında bizzat gazetecilerin yazdıkları neyin nesi. Hepsi bir tarafa, Sevilay Hanım’ın her şeye rağmen edeben üstü kapalı satırları...

Basın hürriyeti ve şantaj!

Basın hürriyeti ve tahrik!

Basın hürriyeti ve darbe kışkırtıcılığı ve planlamacılığı.

Basın hürriyeti ve yalan haber!

Basın hürriyeti ve ahlâksızlık. Kişilerin hak ve hürriyetlerini, mahremiyeti hiçe sayma namussuzluğu...

Demek ki eşitliğin bir tarafında bunlar var.

“Basın hürriyeti eşittir” ne oluyor öyleyse?

Şantaj, tahrik, darbe kışkırtıcılığı, yalan haber, ahlâksızlık, namussuzluk!

Basın hürriyeti bunlar için gerekliyse, üstü kalsın! Almayalım, dokunuyor!

Bu hürriyeti biz çok iyi biliyoruz.

Biz yazardık, yargıçlar dava açardı, dava açıldığı haberi bize ulaşmadan, bu zevat tarafından darağaçları kurulurdu.

Dava hakimin önüne gittiğinde nasıl bir mahkumiyet alacağınız ayan beyan belli olurdu.

Bağımsız yargımız bağımsızlığını gösterir, basının bizim için takdir ettiğinin azamisini verirdi!

Basın hürriyetine bayılırım, beni kaç kere baymıştır zaten! 28 Şubatlı günlerde bu hürriyet havası beni öyle çarpmıştı ki, uzun süre ayılamamıştım!

Peki ne bu Oda Tv dalgası?

Yani bîgünah gazeteciler mi derdest ediliyor?

Bunun böyle olmadığını en çok bu vesile ile basın hürriyetini gündeme getirenler biliyorlardır.

Oda Tv bir başlangıç olabilir mi?

Ergenekon için küçük bir başlangıç. Fakat Salon Tv’ler için, Şato Tv’ler için ve Mutfak Tv’ler için büyük bir başlangıç...

Oda Tv’ciler tutuklanıyor da neden bu işin ağababaları, baronları koltuklarına gömülüp hiçbir şey yokmuş gibi wiskylerini yudumluyorlar.

Yoksa bu küçük başlangıçtan sonra sıra onlara mı gelecek?

Oda Tv aşılırsa, sıra kime gelecek... Minik Soner’i verirsek, küçük profesörü verirsek, daha büyük lokmaları nasıl kurtarırız?

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT