Nuriye Çakmak/ Yeni Şafak

Her bir ailenin bir odada yaşadığı, birçok odası, tek bir banyosu, mutfağı olan ve yaşamın avluda sürdüğü, kalabalık ailelerin bir arada kaldığı bu evler, yüzyıl sonra Suriyeli mültecilerle yeniden eski hallerini aldı.

Suriye sınırına 10 kilometre uzaklıkta olan Kilis’in nüfusu 100 bin. Şehir, savaşın başladığı 2011 yılından bu yana mülteci akınına uğruyor. Suriye sınırındaki Cilvegözü kapısına yürüme mesafesinde olan Kilis, nüfusunun yarısından fazla mülteciye ev sahipliği yapıyor.

12 yaşından küçük 110 yetimin sığınağı

Her bir odasında bir Suriyeli dul ve yetimin barındığı Kilis’in geleneksel evlerinin avluları Suriyeli yetimlerle dolu. İHH İnsani Yardım Vakfı Kilis Şubesi tarafından oluşturulan yetim evlerinin tüm masrafları da dernek tarafından karşılanıyor.

8 farklı Kilis evinde 150 kişi yaşıyor. 0 – 12 yaş arası 110 yetimin anneleriyle kaldıkları bu evlere çoğu aile Halep’ten gelmiş. Bu yetim evlerinin bazı evlerde 5 aile kalıyor, bazılarında sayı 7’ye çıkıyor. Özellikle Azez bölgesine geçen yıl düzenlenen saldırılar bu evlerin aktif hale gelmesini sağlamış.

Esed evimi de sığındığım çadırı da vurdu

Yetim çocuklarıyla birlikte bu evlerde yaşayan Adile Ş. çocuklarıyla birlikte 5 aydır burada yaşıyor. Azez bölgesinden gelmişler. Olayları anlatırken o günlere geri giden Adile hanım; “Esed scud füzesi attığı zaman evim yıkıldı, tüm aileler kaçıştık, ama onlar yol boyunca bizi vurmaya devam etti. Babusselam kampına sığındık. Bizi çadırlarda da vurdular. Kendimizi Kilis’e attık. Buraya gelmesek Esed’in bombalarıyla parça parça olarak ölecektik” diyor. Hala korktuğunu da üstüne basa basa dile getiriyor, ona göre Kilis Suriye’ye çok yakın çünkü.

Eşim bombadan değil, geçim derdinden öldü

Diğer yetim evinde ise 5 aile yaşıyor. 20’si çocuk. Halep’li bir Türkmen olan Maria S. , üç yıldır Türkiye’de. Halep’te saldırılar başlayınca Azez’e, orada da saldırı olunca Kilis’e gelmiş. 5 çocuğuyla kira ödemekte, iş bulmakta, geçinmekte zorlanan evin babası kalp krizinden vefat etmiş. Maria, “Çocuklarımla birlikte bu yetim evine sığındım. Çok kalabalığız ama anlaşıyoruz. İşleri ortak yapıyoruz, avluyu temizliyor, hava güzel olduğu zaman birlikte oturuyoruz. Burada büyük bir aile olduk.” diyor. Türkçe bildiği için evdekilere tercümanlık da yapıyor.