1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Katil Esed’e toz kondurmayan habercilik!
Katil Esed’e toz kondurmayan habercilik!

Katil Esed’e toz kondurmayan habercilik!

Kızılay, Aydınlık gibi Esed zaliminin sözcülüğünü üstlenen bir gazeteye de basın daveti tertip ederek İdlib kentindeki yaşamı ve çalışmaları göstermek istemiş! Ancak gözü olup da görmek istemeyenin oradan aktarabileceği ne olabilir ki!

05 Nisan 2021 Pazartesi 15:48A+A-

HAKSÖZ HABER

Türkiye’de ismi ile meşum partisi ve gazetesi ile her daim karanlık güçlerden yana olan, zalimlerin safında yer almayı görev bilen Aydınlık ekibi bu defa da İdlib’deki kötü hayat şartlarının müsebbibini gizledi.

Kızılay, İdlib ve çevresindeki yardım organizasyonlarının nasıl işlediğini, Katil Esed’den kaçarak hayata tutunmaya çalışan Suriyelilerin yaşamını anlayabilsinler diye Aydınlık gazetesinin de dahil olduğu bir grup gazeteciyi İdlib’deki çalışmaları yakından izleyip aktarabilmeleri için İdlib’e götürdü.

İdlib’e giden Aydınlık gazetesi muhabiri de Aydınlık’ın dünyasından İdlib’i gördü ve anlattı.

Aydınlık muhabiri Füsun İkikardeş, “Aileler ilk günlerdeki gibi Devlet Başkanı Beşar Esad aleyhine bağırıp çağırmayı da bırakmış gibi. Savaşı kim neden çıkarttı, nasıl başladı, hepsi birer muammaya dönüşmüş. Pek çok çocuk buralarda doğdu, onlar için yaşam çadır kentlerden ibaret. Artık onların tek derdi hayatta kalmak.” sözleriyle Aydınlıkçıların hiç değişmeyen dünya görüşlerini okuyucularına aktarmaya başladı.

Katil Esed, Suriye’de milyonlarca insanı yerinden ederken, yüz binlercesinin hayatını sonlandırdı. Aydınlık gazetesi, Esed’e olan ilgi ve alakasından ötürü yıllardır bu zulmü görmezden geldi. Sadece görmezden gelmekle kalmayan aynı zamanda Esed’in şebbihalığını da üstlenen Aydınlık, Kızılay vasıtası ile gittiği İdlib’deki yaşamları eksik ve taraflı anlatmaya devam ediyor.

Aydınlık gazetesi, yaşamları yarıda bırakılmış, ülkelerinden zorla göç ettirilmiş ve canlarını Esed’den korumaya çalışan milyonlarca insanın yaşadığı İdlib de dahi, Esed’e toz konduracak hiçbir söylemde bulunmadı. Üstelik eksik bilgi aktarımından ve faili gizlemekten imtina etmeyen Aydınlık bir de oradaki yaşamın nasıl idare ettirildiğini ve nasıl yönetildiğini kendince sorgulamaya girişti.

Aydınlıkçılar bir de utanmadan kendi söylemlerini adı sanı olmayan kişiler üzerinden bakın nasıl aktarmaya çalışıyorlar,

“Genç bir adam kucağında küçük çocuğuyla yeni evinin kapısında. “Konuşalım, ama fotoğraf çekmeyin” dedi. Adı da yok! Üç çocuğuyla yeni evine yerleşiyor. O çocuklar çadır kentte doğmuş, briket evlerde büyüyecekler. Ama bir zamanlar mesleği, işi varmış, anestezi teknisyeniymiş. Şimdi olsun olsun, 35’inde olsun. Ne bekliyor gelecekten? Ne olsun istiyor? Nasıl bitsin bu savaş, bu göçebelik? Gülerek “Eskisi gibi olsun” diyor. Devleti, düzeni, yeri yurdu, işi olsun…”

Aydınlık muhabiri Füsun İkikardeş tarafından yazılan haberde Suriye’nin İdlib kentindeki yaşamın idame ettirilmesi noktasında merkezden kopulmuş olmak olumsuz bir durum olarak nitelendirilerek şöyle deniyor,

“ Okullar varmış, biz oradayken dağıldı. Bir kamyonetin arkasına çocukları doldurmuşlar, İdlib merkeze taşıyorlar. Bizdeki tarım işçilerini doldururlar da, ha düştü ha düşecek diye ayağa kalkarız ya, öyle. Perşembe ve cuma günleri tatilmiş. Küçücük kız çocuklarının başları sımsıkı bağlı. Kızlı erkekli hepsinin ayakları çıplak, terlikliler. Eğitim müfredatı? Ne öğreniyorlar? Öğretmen nerede yetişiyor? Ya müfredat? Geçici yerel otoriteler belirliyormuş! Acaba hangisini öğretiyorlar? Devletin nerede, Cumhurbaşkanın kim, diye sorsak ne derler acaba? Ne öğreniyorlar? Suriye’nin başkenti işgal altında mı? Ya senin tarihin? Sırtlarındaki çantaların kimisinde UNİCEF arması var. İçleri boş. Ne defter ne kalem ne kitap. Birkaç çocuğun elinde poşetler var, içlerine kitaplar doldurulmuş. Bazıları İngilizce! Eğitim dili Arapça oysa.”

Suriye’de bütün yaşananların en büyük faili ve müsebbibi Esed canisi iken, Esed’in ismini bile anmadan yazılan değerlendirmelerin nasıl bir anlamı olabilir?

HABERE YORUM KAT

1 Yorum