1. YAZARLAR

  2. Kürşat Bumin

  3. 'Kargalar' hikâyesinden usanmadık mı hâlâ?
Kürşat Bumin

Kürşat Bumin

Yazarın Tüm Yazıları >

'Kargalar' hikâyesinden usanmadık mı hâlâ?

28 Ekim 2008 Salı 06:12A+A-

Tekrar, tekrar, tekrar.... Bu ülkenin zaman-tarih anlayışına ilişkin kaderi de bu imiş meğer. Oysa biliyorsunuz; "zaman"ın tek yönlülüğünün kasvetini ortadan kaldırdığı için kulağa ve gönüllere hoş gelse de "tekrar"ın biçimlendirdiği bu "döngüsel" zaman-tarih anlayışı "Eskiler"in dünyaya-evrene bakışını karakterize eden temel bir özelliktir.

Bu anlayışın din ve inanç başta olmak üzere bireyi doğrudan ilgilendiren alanlarda-konularda varlığını sürdürmesi son derece tabiidir ve itiraz gerektirmez.

Ama sıra devlet ve toplum hayatı, ekonomi ve maliye, sigortacılık ve bankacılık gibi "zaman"la bu biçimde ilgisi olmayan son derece dünyevi meselelere gelince "döngüsellik"te ısrar etmenin faydası hatta anlamı yoktur.

Yazının başlığına bakarak anlamışsınızdır. Dönüp dolaşıp yine geldik "kargalar" hikayesine.

Hem de bu sefer, bankacılık-sigortacılık sektörümüzün en büyüklerinden birisinin himmetiyle.

Nedir o reklam Allah aşkına... Dünyanın "bankacılık krizi"ni konuştuğu bir dönemde nedir bu küflü tarih bilgisi?

Haberlerden anlaşıldığına göre çok para harcanmış bu reklam filmi için.

Harry Potter'da oynayan (!) eğitimli kargalar Çek Cumhuriyeti'nden getirilmiş; özel bir "bakla tarlası" yaratılmış.

(Ara not: Bir köşe yazarı (Sezin Öney, Taraf) şöyle yazıyor: "...Tolkien'in Yüzüklerin Efendisi'nde 'Doğu'dan gelen kara kötülüğe' dimdik, cengâverce siper olan insanüstü elflerin masmavi gözlü hallerine... Kara kara üşüşen kötülük imgeleri ve o sarışın iyiler...")

Reklam filmi ekranda karşıma çıkınca ilk tepkim kanal değiştirmek oldu. İlk tepkim böyle oldu, çünkü güneş tutulmasının dünyada yarattığı o ürkütücü matlığa bürünmüş ekranda karşılaştığımız iki çocuğun bir korku filminin kahramanları olduğunu sandım. Doğrusu ben hiç sevmem ve izlemem bu türden, yani çocukları kullanan korku filmlerini.

Değilmiş meğerse. Meğerse, yüksek gelir grubundan bir ailenin üyeleri izlenimini veren bu iki çocuk "Mustafa" ve kardeşi "Makbule" imiş.

Sonrası malum. "Makbule"nin de eline bir değnek sıkıştırılmasıyla doğru "bakla tarlası"nı ortasındaki "korkuluk"a rağmen rahat bırakmayan kargaları kovalamaya....

Sizi bilmem ama bence asap bozucu bir reklam filmi bu. Seçilen renkleri, Çek Cumhuriyeti'nden getirilen kargaları ve bakla tarlasıyla...

Bir kere her şeyden önce ne gereği var? Yoksa bizim anlamadığımız bir şeyler mi anlatılmak isteniyor? Ne bileyim, mesela bankacılık ve finans sektörünu içinden çıkılmaz hale getiren "kargalar"a üstü kapalı bir gönderme mi var?

Reklam filminin ekrandan geçen "moralite"si de şaşırtıcı. Kırk yıllık "karga hikayesi"nin bu sefer "Türk kadını"nın (da) kargalardan nasıl haz etmediğinin anlatılması için kullanıldığına da ("alet edildiğine"!) şahit oluyoruz. Sizi bilme ama ben, "Makbule"nin karga kovalama işine katılmasından böyle bir sonuç çıkarılmasıyla ilk kez karşılaşıyorum.

Reklam veren sigorta şirketinin genel müdürü filmin erdekini şöyle açıklamış:

"Bu çalışmayla, Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk kadınına verdiği değerden yola çıkarak, O'nun yolunda ve Türk kadınının yanında olduğumuzu vurgulamak istedik."

Bilmiyorum, belki de ben anlamıyorum. Genel müdürün bu sözleriyle "karga" filmi arasında en ufak bir ilişki kuramadım ben. Ayrıca, bir sigorta şirketi niçin "Türk kadınının yanında" oluyormuş onu da anlamadım.

İsterseniz bu sinir bozucu reklam filmi bahsini "Kargalar" hikayesine ilişkin kaleme alınmış ve yayımlanmış güzel bir iki satırla kapatalım. Esra Elmas, "Sevgili Atatürkçüğüm" başlığı altında yayımladığı yüksek lisans tezinde bu bahse ilişkin şöyle yazıyordu:

"Karga metaforik olarak pek çok şey söylüyor. Karganın siyah bir hayvan oluşu, yaygın bir anlayışla uğursuzluğu sembolize ediyor olması, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş hikayesi ve idealleri ile zorlama olmayan bir bağlantı içeriyor. Atatürk önderliğinde, geçmişin karanlığından, geri kalmışlığından kurtulan ve yüzünü Batı'ya dönen bir cumhuriyet için karga uğursuz başarısız geçmişi, Osmanlı'yı ve özellikle onun çağın gerektirdiği modern değerlere kapısını kapatan dini devlet yapısını simgeliyor. Atatürk çocukken o çiftliği (yani çiftliğin sınırlarını) kargalardan koruyor, onlara karşı taşlarla 'savaşıyor' ve Atatürk gün geliyor ülkesini yine 'o kargalardan' koruyor ve ülkesi için yine savaşıyor. 'Karganın karalığı', karga hikayesini es geçmeyen bu çocuklar için bir çırpıda 'kara çarşaflı' bir geçmişi de çağrıştırıyor."

Şunu da unutmayalım: Bu reklam filmi malum nedenlerden dolayı "yoruma kapalı" bir konu. Malum nedenlerden kastım tabii ki ekonomik nedenler, reklam vs. Oysa bakın, mahkemelerimizin kilit vurduğu "bloglar"da bu konu da nasıl serbestçe tartışılıyor. Demek ki, bu vesile ile bir daha söyleyecek olursak, "medya"nın geleceği, yazar-okur tekelini kıracak olan "bloglar"dadır.

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT