Sırp cani Karadziç'in Belgrad'ın banliyösü Yeni Belgrad'da bir otobüste yakalanmasının ardından konuyu Samanyolu Haber'e yorumlarken sunucunun 'Karadziç'in yakalanması sizin için sürpriz oldu mu?' şeklindeki sorusuna 'Pek olmadı. Bekliyordum.' diye cevap verdim ve bunun sebebini de Sırbistan'ın yeni hükümeti ile izah ettim.

11 Mayıs parlamento seçimlerinden bu yana yaklaşık iki aydır hükümet arayışı içinde olan Sırbistan'da 7 Temmuz'dan bu yana yeni bir hükümet var. Bu hükümet aylarca süren görüşmeler ve pazarlıklar sonucu kurulan değişik bir koalisyon hükümeti. Devlet Başkanı Tadiç'in 'Avrupalı Sırbistan' adını verdiği AB yanlısı geniş siyasi cephe bu koalisyonun bir tarafı; diğer tarafı ise Sosyalist Parti (SPS). Avrupalı Sırbistan cephesi başta Tadiç'in Demokratik Partisi (DS) olmak üzere 8 partiden meydana gelirken bu cephenin içinde liberal G-17 ve Sırbistan Müslümanlarını temsil eden iki parti de var.

7 Temmuz Pazartesi günü 250 milletvekilinden meydana gelen parlamentoda yapılan güvenoyu oturumunda 27 redde karşılık 127 kabul oyuyla atanan yeni hükümetin Başbakanı bir önceki hükümette maliye bakanı olarak görev yapan Mirko Cvetkoviç. Cvetkoviç, bir ara Dünya Bankası'nda da çalışmış bir iktisatçı-maliyeci; yani esas olarak bir teknokrat olarak temayüz etmiş yetenekli birisi.

Yeni hükümet, koalisyonda yer alan ya da dışarıdan destekleyen partilerin taleplerini karşılamak amacıyla rekor sayıda bakanlıktan meydana geliyor. Tam tamına 25 bakanlık, bir başbakan birinci yardımcısı ve üç başbakan yardımcısı ile hükümet 28 üyeden müteşekkil. SPS lideri Ivica Daçiç başbakan birinci yardımcısı ve içişleri bakanı, Bozidar Dyeliç, Mladyan Dinkiç ve Jovan Kirbobabiç ise başbakan yardımcıları olarak atanmışlarken eski hükümette dışişleri bakanı olarak görev yapan Vuk Jeremiç ile yine eski hükümette savunma bakanı olarak görev yapan Dragan Sutanovaç aynı makamlarını yeni hükümette de muhafaza ediyorlar.

Bu durumda önemli ve kilit bakanlıklar olan savunma, dışişleri ve maliye bakanlıkları Tadiç'in DS'sinin bakanlarına bırakılırken buna ilaveten ülkenin gizli servisi ve federal polis gücü gibi güvenlik teşkilatları da yine bu partinin kontrolünde kalıyor. İşte bu husus Karadziç'in yeni hükümetin işbaşına gelmesinden sadece iki hafta sonra yakalanmasını en gerçekçi şekilde izah ediyor bize göre. Bu bağlamda, bu sayfaların editörü Celil Sağır'ın dünkü güzel haber-analizinde gayet yerinde işaret ettiği gibi Sırbistan İstihbarat Servisi Başkanı Rade Bulataviç'in yerine geçen hafta Saşa Vukadinoviç'in atanmasının Karadziç'in yakalanmasında etkili ve muhtemelen de kilit rol oynadığı söylenebilir.

Esasen son haberlerde istihbarat servisi ve Tadiç'e bağlı özel güvenlik biriminin son yakalama operasyonundaki asıl hedefinin Karadziç değil halen firarda olan diğer cani General Ratko Mladiç olduğu bildiriliyor. Bu da Lahey'deki Milletlerarası Savaş Suçları Mahkemesi ile işbirliği için ihdas edilen yeni bakanlığın başındaki Rasim Layiç'in 'Güvenlik güçleri General Mladiç'in peşindeyken Karadziç'e rastladılar.' şeklindeki son açıklamasıyla da destekleniyor.

Buna başka ilaveler de yapmak mümkün; mesela bu bapta hem Lahey'in ve hem de Batılı istihbarat servislerinin Mladiç'in Belgrad'da saklandığı; oysa Karadziç'in Bosna Sırp Cumhuriyeti, Sırbistan ve Karadağ'ın uzak köşelerinde saklandığı ve sık sık yer değiştirdiği yolundaki inandırıcı istihbaratlar da zikredilebilir.

Sonuçta öyle ya da böyle Karadziç yakayı ele vermiş bulunuyor. Sırada şüphesiz Mladiç var; ancak onun yalanmasının Karadziç kadar kolay olmayacağı, daha karmaşık sonuçlar doğurabileceği de bugünden belli sayılır.

Karadziç'in yakalanması şüphesiz yeni Sırp hükümeti ve Tadiç'in AB yolunda ilerleme arzusu sonucu meydana gelen kararlılıkla gerçekleşmiş bulunuyor...

ZAMAN