1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. İşsizlik Oranı Son 18 Yılın Zirvesinde!
İşsizlik Oranı Son 18 Yılın Zirvesinde!

İşsizlik Oranı Son 18 Yılın Zirvesinde!

İbrahim Kahveci, TÜİK’in son işsizlik verilerini değerlendirdiği yazısında, bunun 2001’den bu yana görülen en yüksek seviye olduğunu belirterek henüz krizin başında bu tablonun kötü günlerin habercisi olduğunu söylüyor.

16 Nisan 2019 Salı 16:11A+A-

İbrahim Kahveci’nin Karar’daki köşesinde yer verilen konuyla alakalı analizi (16 Nisan 2019) şöyle:

Kriz Henüz Başında İşsizlik Rekoru

Ekonomik kriz daha ilk aşamasında olmasına rağmen işsizlik rekor kırdı. 2019 Ocak itibari ile 4 milyon 668 bin kişiye ulaşan işsiz sayısı ile yüzde 14.7’ye çıkan işsizlik oranı rekor seviyeye ulaştı. 2001 krizinde dahi yüzde 13’ün altında kalan ve 2008-09 döneminde sadece bir kez yüzde 14.8’i gören işsizlik oranı bu sefer krizin henüz başında yakalanmış oldu.

2018 yılını yüzde 2,6 büyüme oranı ile kapatmamıza rağmen yılın son çeyreğinde yüzde 3,0 ekonomik küçülme yaşadık. Hatta 2018 yılının 3. çeyreğinde de yüzde 1,8 büyüme oranına rağmen bu büyüme oranı işsizliğin azalmasına yetmemiş ve işsizlik oranları yükselmeye başlamıştı.

Nitekim mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı Mart 2018’de yüzde 9,9 ile tek haneden başladığı yükselişini nerede ise her ay hızla artırmış ve Ağustos 2018’de yüzde 11,3’e yükselmişti.

Eylül ayında yüzde 11,5’e ulaşan arındırılmış işsizlik oranı, aralık sonunda yüzde 12,7’ye kadar çıktı. Ve ocak ayı ile bu oran yüzde 13,3 ile adeta 2008-09 küresel kriz seviyelerine yükselmiş oldu.

Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı Ocak 2018’de ise yüzde 9,8 düzeyindeydi.

Mevsim etkilerinden arındırılmamış, tarım ve turizm gibi mevsimsel etkilerle işsiz kalanlarında hesaba katıldığı işsizlik oranı ise 2019 ocak ayında yüzde 14,7 seviyesine yükselmiş oldu. Aynı oran, yani yine aynı mevsimsel etkiler içeren işsizlik oranı Ocak 2018’de ise yüzde 10,8 düzeyindeydi.

Mevsimsel etkilerden arındırılmamış işsizlik oranı rekoru ise 2008-09 krizinde Şubat 2009 itibari ile yüzde 14,8 ile rekor kırmıştı. Oysa ülkemiz bu krizin henüz başında ve işsizlik oranı nerede ise 2009 rekor seviyesini çoktan yakalamış durumda.

Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik rekoru ise Nisan 2009 tarihinde ulaşılan yüzde 13,9 seviyesidir.

O tarihlerde oluşan işsiz sayısı ise bugüne göre çok daha düşüktür. Nüfus artışı haricinde, işgücüne katılımın düşük olmasının da etkisi ile o tarihlerde işsiz sayısı daha az olmasına rağmen, işsizlik oranı daha yüksektir.

Mesela 2009 şubat ayında normal işsiz sayısı 3 milyon 331 bin kişidir. Oysa bu işsiz sayısı Ocak 2019 itibari ile 4 milyon 668 bin kişiye çıkmıştır.

Yine mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısı Nisan 2009’da 3 milyon 254 bin kişidir. Ama artık bu işsiz sayısı da Ocak 2019 itibari ile 4 milyon 295 bin kişiye yükselmiştir.

NÜFUSA GÖRE İŞSİZLİK REKORDA

 

İşsizlik rakamlarına 15+ yaş üstü kurumsal olmayan nüfus açısından baktığımızda karşımıza çok daha ilginç sonuçlar çıkmaktadır. Örneğin 2009 yılında 3 milyon 095 bin ortalama işsiz sayısı 15+ yaş üstü nüfusun yüzde 5,97’sine karşılık gelmektedir.

Kısaca 2009 yılında her 100 yetişkinden 5,97 kişi işsizdi. Bugün (ocak 2019) itibari ile her 100 yetişkin nüfusun 7,65 kişisi işsiz dolaşmaktadır. Yani yetişkin nüfusta işsizlik oranı 2009 krizinin bile yüzde 28 daha fazlası noktaya gelmiş bulunmaktadır.

Son bir yılda tam 872 bin kişi işini kaybetmiş oldu. İşini kaybedenlerin eğitim durumuna bakınca karşımıza şu tablo çıkıyor:

Toplam işini kaybeden sayısı: -872 bin kişi -%03,1

Okuma yazma bilmeyenler: -110 bin kişi -%11,6

Lise altı eğitimliler: -1.000 milyon kişi -%6,8

Lise mezunları: -6 bin kişi -%0,2

Meslek lisesiler: -44 bin kişi -%1,5

Üniversite mezunları: +288 bin kişi +%4,4

Buradan da görüleceği gibi kriz en eğitim seviyesi daha düşük mavi yakalı kesimi vurmuş durumda. Hatta üniversite mezunlarının toplam istihdamı aynı dönemde 288 bin kişi (%04,4) artış göstermiştir.

İŞSİZLİKTE BEKLEYEN TEHLİKE

Türkiye 1994 krizinde yüzde 9,1 işsizlik yaşamış ve 90’lı yıllar nerede ise tamamen tek hane işsizlik oranı ile geçmiştir.

Yine kendi krizimiz olan 2001’de ise yüzde 8,9 işsizlik oranı gelmiş ama asıl işsizlik sonraki yıl olan 2002’de yüzde 10,8 ile yaşanmıştır. Çünkü işsizlik oranları krizlerin sonraki aşamalarında giderek daha çok artmaktadır. Hem işini kaybedenler hem de yeni işgücü piyasasına gelenler işsizlik oranının artmasına yol açmaktadır.

Bu açıdan bakıldığında son krizde mevcut istihdam azalışının kasım ayı itibari ile başladığını görmekteyiz. Ekim ayında mevsim etkileri hariç çalışan sayısı 28 milyon 775 bin kişi iken, kasım ayında bu sayı 28 milyon 538 bine düşüyor.

Son bir yılda mevsim etkileri haricinde 921 bin kişi işini kaybederken, bu sayının 761 bin kişisi işini son 3 ayda kaybetmiştir.

İşte bu açıdan hesaplandığında asıl işsizlik tehlikesinin önümüzdeki aylarda bizi beklediğini görebiliriz.

Nitekim İş-Kur kayıtları bile son bir yılda sadece kayıtlı olan işsiz sayısının bile 1,5 milyon kişiden daha çok arttığını göstermektedir. Bu veriler henüz TÜİK kayıtlarında tam olarak karşılık bulmamıştır. O nedenle önümüzdeki dönemde hem işsiz sayısının hem de işsizlik oranının çok hızlı artması beklenmektedir.

Burada tek bir alternatif görülmektedir: O da İşsizlik fonu üzerinden işverenlere bedava sayılabilecek ek istihdam kolaylığının sağlayacağı geçici iyileşmelerdir.

GENÇLER REKORA KOŞUYOR

Son açıklanan işsizlik verilerine göre genç işsizlik oranı yüzde 26,7 seviyesine ulaşmıştır. Genç işsizlik oranı 2008-09 küresel krizinde en fazla Şubat 2009’da yüzde 25,4’e çıkmıştı. Bu açıdan bakıldığında ülkemizde genç işsizlik oranı Ocak 2019’da şimdiden rekor kırmış oldu.

Yeni hayata başlayacaklar açısından gençlerde oluşan yüzde 26,7 işsizlik oranı ayrıca analiz edilmesi gereken meseledir.

GENİŞ TANIMLI RAKAM  8.3 MİLYON

CHP’li Aykut Erdoğdu, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Ocak 2019 iş gücü istatistiklerine göre resmi işsiz sayısının 4 milyon 668 bin olduğunu belirtti. Erdoğdu, işsizlerin de bu belirsiz ortamından en çok etkilenen kesim olduğunun altını çizdi. İşsizliğin yüzde 14.7’ye ulaşmanın, Türkiye ile ilgili en yakıcı gerçek olduğunu vurgulayan Erdoğdu, şunları ifade etti: “İş dünyası beklemeye girdi. Bu belirsizliğin ekonomideki en olumsuz sonuçlarından biri de işsizlik. Çünkü hukuk ve demokrasinin olmadığı yerde yatırım olmaz, yatırımın olmadığı yerde de istihdam olmaz. İktidar en kısa zamanda, ekonomiye odaklanmalıdır.” İktidarın seçimlerden önce 2.5 milyon kişiye istihdam sözü verdiğini hatırlatan Erdoğdu “Açıklanan işsiz sayısı 4 milyon 668 bin. İş bulma ümidi olmayanlar, çalışmaya hazır ama iş bulmaktan ümidini kestiği için iş aramayanlar ve mevsimlik çalışanlar göz önünde bulundurulduğunda işsiz sayısı 7 milyon 144 bin. Zamana bağlı eksik istihdam edilenler de eklendiğinde bu sayı 7 milyon 552 bin ediyor. Yetersiz istihdam edilenlerin de dahil edilirse en geniş tanımlı işsiz sayısı 8 milyon 344 bin” değerlendirmesinde bulundu.    

TÜM SEKTÖRLERDE KAYIP SÜRÜYOR

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (Betam) raporuna göre, tarım dişi işsizlik oranındaki artışın 2018 yılının Kasım ayından bu yana 1.9 yüzde puan olduğu ve 15 Temmuz 2016 dönemindeki yüzde 1.5 puanlık artışın da üzerine çıkmasıyla endişelendirici bir boyuta geldiği belirtildi. “Ocak 2019 döneminde tüm sektörlerde istihdam kayıpları gözlenmektedir” denilen notta şu değerlendirmeler yapıldı: “Kasım 2018’den Ocak 2019’a, son üç dönemdeki istihdam kayıpları sanayide 300 bine hizmetlerde 150 bine ulaştı. İnşaat sektöründe kayıplar Şubat 2018’den bu yana 520 bin oldu. Tarım dışında işsiz sayısı 4 milyon 193 bine yükseldi.”

İNŞAATTA İSTİHDAM DÜŞÜŞÜ DEVAM EDİYOR

Betam Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ile direktör yardımcısı Doç. Dr. Gökçe Uysal Ulaşın ve Araştırma Görevlisi Furkan Kavuncu’nun değerlendirmesine göre “Arka arkaya üç dönemdeki işsizlik artışları rekor diyebileceğimiz bir seviye olan 1.9 yüzde puana ulaştı. Tarım dışı işsizlikteki bu hızlı artış 15 Temmuz 2016’yı kapsayan üç dönemdeki (Haziran, Temmuz ve Ağustos 2016) toplam 1.5 yüzde puanlık artışın da üzerinde oldu. Sanayide son üç dönemde (Kasım 2018’den Ocak 2019’a) toplam istihdam kayıpları 300 bini geçti. İnşaattaki istihdam kayıpları neredeyse bir yıldır (Şubat 2018’den beri) aralıksız devam ediyor. Toplam istihdam kaybı 520 bine ulaştı.”

1 MİLYON KİŞİ BİR YILDIR İŞ ARIYOR

Aykut Erdoğdu, yaklaşık 1 milyon kişinin bir yıl ve daha uzun süredir iş aradığına işaret ederek, ekonomik daralmanın olduğu süreçte Türkiye ekonomisinin başka dönemlerdeki gibi iş yaratamadığını, kriz yönetimini beceremeyen iktidarın, krizin süresini uzatarak halkın ekmeğiyle oynadığını savundu. Genç işsizliğe de değinen Erdoğdu, 15-29 yaş arasındaki gençlerin 5 milyon 175 bininin ne eğitimde ne de istihdamda yer aldığını kaydetti. Erdoğdu, sadece aralık ayından ocak ayına kadar inşaatta 137 bin, imalatta 139 bin, hizmet sektöründen ise 99 bin kişinin işini kaybettiğine dikkati çekti. Erdoğdu, 24 Haziran’dan bu yana işini kaybedenlerin sayısının ise inşaatta 632 bin, imalatta 285 bin, hizmet sektöründe ise 164 bine ulaştığını belirterek “Tarım dışı sektörlerde de hem kayıt dışı çalışan sayısı hem de kayıt dışı çalışma oranları arttı. Geçtiğimiz yılı ocak ayında kayıt dışı çalışma oranı yüzde 21,8 iken bu oran yüzde 22,5’e yükseldi.  Son 5 yıllık kayıt dışılık oranlarına bakıldığında Türkiye ekonomisinde ortalama her 5 kişiden 1’inin kayıt dışı, güvencesiz çalışıyor olması bir süreklilik kazandı.” ifadelerini kullandı. Türkiye’de sadece işsizlerin değil, çalışanların büyük bir çoğunluğunun da yoksulluk sınırında ücretle çalışmaktan mutsuz olduğunu ifade eden Erdoğdu, şunları kaydetti: “Çalışanların önemli bir kesimi asgari ücretle çalışıyor. Resmi rakamlara göre 2017’de çalışanların yüzde 35’i asgari ücret üzerinden prim ödüyor. Asgari ücret ile asgari ücretin ancak iki katına kadar maaş alanların sigortalılara oranı yüzde 81’e ulaşıyor. Açlık sınırının Türk-İş’in rakamlarına göre 2 bin 14 lira olduğu göz önüne alınırsa çalışanların büyük bir kısmının da mutsuz olduğu ortadadır. İktidar, işsizliğin altında inleyen kitleler ile asgari ücret civarında yaşayan geniş bir kesime mutsuzluktan başka bir şey vermemiştir.”

HABERE YORUM KAT

1 Yorum