1. YAZARLAR

  2. Abdulhamit Bilici

  3. İsrail'e 'savaş suçlusu' diyen de Yahudi
Abdulhamit Bilici

Abdulhamit Bilici

Yazarın Tüm Yazıları >

İsrail'e 'savaş suçlusu' diyen de Yahudi

24 Ekim 2009 Cumartesi 00:57A+A-

Komşularının hepsiyle kavgalı ve neredeyse toplumun yarısını iç düşman ilan eden dünkü Türkiye'yi unutanlar, bugünkü İsrail'e bakabilir.

Malum, ertelenen bir tatbikat ve TRT'nin Ayrılık dizisi nedeniyle İsrail'in Türkiye ile ilişkileri gergin. Ama İsrail'in sadece Türkiye ile sorun yaşadığını düşünenler varsa fena yanılıyorlar. Zira düşmanlarla kuşatılmışlık psikolojisi içinde, her sorununu zorla çözme eğilimindeki İsrail, dünkü Türkiye gibi herkesle kavgalı. Bu yüzden insan, İsrail'de olup bitenleri izlerken, "Bunları daha önce yaşamıştık ya da deja vu" hissine kapılıyor.

İsrail'in kavgalılar listesi, sanıldığı gibi İran, Suriye, Hamas veya Hizbullah'tan ibaret değil. Liste Çin'den başlıyor, Rusya'ya uzanıyor. Dünyada barış umudunu artırdığı için Nobel alan Obama ile çatallaşıp, Fransa'ya, Norveç'e ve nihayet Türkiye'ye varıyor. Şahin Dışişleri Bakanı Lieberman, İsrail'in Gazze'de savaş suçu işlediğini yazan BM'nin Goldstone Raporu'na destek verdiği için Çin'e posta koymuş. Bu ülkenin Tel Aviv'deki elçiliğinde düzenlenen resepsiyona katılmamış. Aynı tepkiyi, Türk büyükelçiliğinde düzenlenecek 29 Ekim resepsiyonunda da ortaya koyacakmış. İsrail'in Washington büyükelçisi de Amerika'da barış yanlısı Yahudileri temsil eden J Sokağı'nın toplantısını protesto hazırlığında. Yani, tam aşina olduğumuz içte kavga, dışta kavga klasiği.

Apartmanında herkesle kavgalı birine sorulsa, problemin kaynağı elbette kötü komşulardır. Bu belki çok küçük de olsa bir ihtimaldir, ama bu durumda asıl yapılması gereken, aynaya bakmak olmalıdır.

Aynı eski Türkiye gibi, İsrail de sadece kendi dışındakilerle yaka paça değil, kendi kanından olan ama yapıp ettiklerini doğru bulmayanlarla da kavgalı. Nasıl kısa zaman öncesine kadar Türkiye, Fethullah Gülen'den Yaşar Kemal'e, Orhan Pamuk'tan Ahmet Kaya'ya kadar birçok isimle kavgalı idiyse, şimdi de İsrail, Haaretz gazetesi yazarlarından Amerika, Avrupa, hatta Afrika'dakilere kadar seçkin bir Yahudi tabaka ile didişme halinde.

Daha önce Almatı'daki bir konferansta birlikte olduğumuz İsrailli yazar Gideon Levy, önceki gün Haaretz'de çıkan yazısında, ülkesinin nasıl hırçınlaştığını yazdı. Katıldığımız o toplantıda da Gazze saldırısının mimarı eski Başbakan Olmert'in yüzüne zehir zemberek sözler sarf etmişti. İsrail'e Batı'dan gelen her ziyaretçinin mutlaka Hamas füzelerinin düştüğü Sderot'a götürüldüğünü hatırlatan Levy, şöyle diyordu: "Yahudilerin dramı anlatılırken, kimseye bu füzeler yüzünden 7 yılda sadece 11 kişinin hayatını kaybettiği ve Sderot'un, aslında yok edilen Filistin köyleri üzerine kurulmuş bir kasaba olduğu söylenmez. İsrailli mazlum, Filistinli ise öldürmek üzere doğmuştur."

Şu sıralarda İsrail'i bu kadar kavgacı hale getiren en önemli faktör, BM İnsan Hakları Konseyi'nin Gazze için görevlendirdiği heyete liderlik eden Richard J.Goldstone'un yazdığı rapor.

Malumunuz, Gazze'de 437'si çocuk, 110'u kadın toplam 1.330 Filistinlinin hayatını kaybettiği trajediyi araştırmak için görevlendirilen bu heyet, bölgeye giderek incelemelerde bulunmuş ve yayınladığı raporda Hamas'la birlikte İsrail'i de savaş suçlusu ilan etmişti. Bu raporun, İnsan Hakları Konseyi'ne üye 25 ülkenin onayıyla kabul edilmesi, İsrail'de şok etkisi yaptı.

Ama sıkı durun, İsrail'i bu kadar kızdıran raporun yazarı Goldstone da bir Yahudi. Aynı daha önce BM adına İsrail'e bir araştırma için gitmeye çalışırken, havaalanında gözaltına alınıp çok kötü şartlarda bekletildikten sonra sınır dışı edilen Yahudi asıllı uluslararası hukuk profesörü Richard Falk gibi. Yugoslavya ve Ruanda soykırım mahkemelerine de başkanlık eden Goldstone, Güney Afrika Yahudilerinden biri. O kadar ki, yakınları onu tanımlarken, "Siyonist ve İsrail sevdalısı" sıfatlarını kullanabiliyor.

İşte bu, tam eski Türkiye tablosu. İçeride, dışarıda, Batı'da ve Doğu'da eleştirilen, hakarete uğrayan o Türkiye'nin nadir dostlarından biriydi İsrail. Şimdi ise yeni Türkiye var: 151 ülkenin oyuyla BM Güvenlik Konseyi'ne seçilen, Doğu'da olduğu kadar Batı'da da alkışlanan Türkiye. Kendi ihtilafları bir yana İsrail'in bile kavgalarına çözüm arayan bir Türkiye.

Şayet peş peşe açılımlar 'Ne oluyoruz?' diye sizin de kafanızı biraz karıştırıyorsa, tüm söylenenleri bir kenara bırakın ve kendinize şunu sorun: Eski Türkiye mi iyi, yeni Türkiye mi?

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT