1. YAZARLAR

  2. Duncan Campbell

  3. İsrail Vanunu'yu rahat bırakmamaya kararlı
Duncan Campbell

Duncan Campbell

Yazarın Tüm Yazıları >

İsrail Vanunu'yu rahat bırakmamaya kararlı

04 Ocak 2010 Pazartesi 19:56A+A-

İsrail, nükleer sırlarını ifşa ettiği için 18 yıl hapiste tuttuğu Vanunu'yu bir kez daha tutuklarken, insan aydınlanmış dünyanın adli ve ahlaki değerlerini gözettiğini savunan bir ülkeden daha fazlasını bekliyor

İsrail’in Dimona’daki nükleer tesisinde eski bir teknisyen olan Mordahay Vanunu beş yıldan uzun süre önce, İsrail’in nükleer silah sırlarını ifşa ettiği için 18 yıl hapiste tutulma-sının ardından bırakılmıştı. Bu hafta Kudüs’te, serbest bırakılması için konulan şartları ihlal ederek yabancılarla konuştuğu suçlamasıyla tekrar tutuklandı.

Vanunu hikâyesini 1986’da Sunday Times gazetesine anlatmış, sonrasında bir Mossad ajanı tarafından İtalya’ya gitmesi sağlanmış ve burada ilaçla uyutulup ihanet ve casusluk suçlamasıyla İsrail’e geri gönderilmişti. 2004’te hapisten çıktığında, nükleer silahların bulunmadığı bir dünyaya ve Ortadoğu’nun sorunlarının şiddete başvurulmadan çözülmesine daha da tutkuyla inanıyordu. Kendisini dinleyecek herkesle konuşarak başkaldırıyordu ve bu sebepten ötürü ABD’deki üvey ailesiyle veya kendisine başka yerlerde kalacak bir ev sunmuş destekçileriyle biraraya gelmesi hâlâ engelleniyor. Son tutuklama Vanunu’nun Norveçli bir kadınla ilişkisinden kaynaklanıyor. Avukatı bu hafta şöyle konuştu: “Kendisi herhangi bir bilgiyi ifşa etmekle suçlanmıyor. Norveçli kadın nükleer konularla ilgilenmiyor. O Vanunu’ya ilgi duyuyor, Vanunu da ona ilgi duyuyor gibi görünüyor.”

Vanunu’ya getirilen kısıtlamalar, kendisinin zarar verici sırları yabancı güçlere hâlâ sızdırabileceğine dair absürd bir mantığa dayanıyor. Gerçek sebep buysa, niçin kendisine ilk başta, altı ay boyunca yabancılarla konuşmazsa ülkeyi terk edebileceği söylendi? Dahası, Dimona’da kıdemsiz bir teknisyen görevini yürütmesinden çeyrek yüzyıl sonra sızdırabileceği tehlikeli bilgilere sahip olduğu fikri inandırıcı değil. Vanunu’nun taciz edilmesinin gerçek sebebi, hapisten diz çökmemiş şekilde çıkan küstah bir adama karşı duyulan kin. Şu açık ki, ülkeyi terk etmesine izin verilseydi, Vanunu kamusal bilinçten çıkıp gidecekti. Şimdi kendisi her tutuklandığında, dünyaya İsrail’in bir nükleer silah tesisi olduğu hatırlatılıyor ki, bu gerçek düşmanları tarafından kendi silah programlarını meşrulaştırmak için kullanılıyor.

‘Amerika’daki en tehlikeli adam’ adlı yeni çekilen harika bir belgesel Daniel Ellsberg’in hikâyesini anlatıyor; Ellsberg 1971’de, Vietnam’daki savaşın yürütülüş biçimiyle ilgili Pentagon belgelerini sızdıran ve hapis cezası ihtimaliyle karşı karşıya kalan muhbirdi. Vanunu gibi o da hükümetinin ne yapmakta olduğuna dair sırları öğrenmiş ve bunu dünyayla paylaşmak gibi bir görevi olduğuna inanmıştı. Vanunu gibi o da hükümetinin iftiralarına uğramıştı; fakat onu karalamaya yönelik çabalar geri tepmiş ve aklanmıştı. Şimdi Vanunu’nun destekçilerinden olan Ellsberg dün Kaliforniya’daki evinden şöyle diyordu: “Başkan Nixon bana istediği gibi 115 yıllık hapis cezası vermekte başarısız olsa da, ben Vanunu’nun Amerika’daki muadiliyim.” Kendi özgürlüklerini riske atmaya hazır olan bu tür muhbirlerin yokluğunda, hükümetlerin ne planladığı konusunda daha da büyük bir cehalet içinde yaşayacaktık.

Vanunu’ya ne olduğu Britanya için de önemli. Kendisi hikâyesini anlatmak için Londra’ya ve Sunday Times’a geldi. İlk kez kaçırıldığı yer Londra’ydı. Dışişleri bu hafta, Çin’de uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla idam edilen Britanya vatandaşı Ekmel Şeyh için haklı olarak protestoda bulundu. Nükleer silahların yayıldığını dünyaya anlatmak konusunda Britanya’ya güvenen bir adam için ses çıkarmak açısından da benzer bir görev var. Yossi Melman’ın Haaretz’de yazdığı gibi: “İnsan, aydınlanmış dünyanın adli ve ahlaki normlarını gözettiğini iddia eden gururlu bir ülkenin, Vanunu’nun sonsuza dek serbest kalmasına için vermesini beklerdi.” (2 Ocak 2010)

RADİKAL

YAZIYA YORUM KAT