Almanya'da İrşad Kitabevi'nin (darul erkam) her Cumartesi akşamı düzenlenen haftalık seminer programlarının bu haftaki seminer konusu, Hz. İsa'nın siyeri ve yaşam öyküsü'ydü. Seminer Farrettin Sönmez'in yönetiminde, Murat Kubat ve Ahmet Adıgüzel tarafından sunuldu.

Hristiyan aleminin güya Hz. İsa'ın doğumunu kutlama adı altında ve asla bir Peygamberin doğum kutlamalarına yakışmayan eğlencelerinin yapılacağı şu günlerde bu konunun işlenmesi dinleyiciler tarafından olumlu karşılandı.

Murat Kubat, konuya mevcut İncillerden, batılı yazarların kitaplarından nasıl bakıldığını yani İslam dışı kaynaklara göre Hz. İsa'yı anlattı.

Kubat Hz. İsa'nın çocukluğu, Hz. Yahya ile geçen gençliği, Hz. Yahya'nın şehadetinden sonraki mesajı devam ettiren şahsiyetini anlattı. Ayrıca dönemin sosyal kültürel yapısını, siyasi açıdan Roma valiliği'nin dini açıdan ise Mabed'in/Tapınak'ın önemini vurgularken "o dönemde toplumu yöneten iki güç vardı, bu güçlerden biri Askeri güçtü ikincisi de mabed gücüydü zira mabed'i elinde bulunduran güç her şeye hakim ve hükümrandı" dedi. Murat Kubat devamla Hz. İsa'nın çarmıha gerilişini anlattı ve İsa'ya verilen bu ceza dini bir karar olmayıp kesinlikle siyasi bir karardı çünkü sadece siyasi cezaya çarptırılan mahkumları çarmıha gererek öldürürlerdi diğer suçluları ise taşlarlar ya da başka şekillerde öldürürlerdi dedi. Kubat, Hz. İsa hakkında çokta sağlıklı bilgilerin mevcut olmadığını dolayısıyla mevcut bilgilerin rivayetlere dayalı olduğunu ve günümüzdeki İncillerinde çok çelişkili olduğunu ve maalesef gerçekleri yansıtmadığını söylerken, İslamilik piyasasındaki İsa inancında belkemiğini, maalesef bu İslam dışı kaynaklar oluşturuyor. dedi.

Ahmet Adıgüzel'de İslam içi kaynaklara göre Hz. İsa'nın yaşamı, hayatı, öldürülüşü ya da öldürülemeyişi ve ölümünden sonraki tekrar gelip gelmeyeceği konularını işlerken Kur'an'ın bizlere anlattığı İsa bir başka, günümüzde İslam içi sayılan rivayetlere dayalı İsa anlayışının bir başka olduğunu vurguladı. Adıgüzel, Hz. İsa'nın doğduğu zaman diliminde Kadınların aşağılandığına dikkat çeken ve Hz. Meryem'in asla kadınların girmesine izin verilmeyen tapınağa girmesinin önemini vurguladı. Hz. İsa'nın Kur'an'da nasıl anlatıldığını ayetler ışığında gösteren Adıgüzel, Hz. İsa'nın kıyametten önce tekrar geleceğine inanan Kitap Ehli'nin ve Müslümanların argumanlarının yanlışlığını şöyle sıraladı.

Hz. İsa mucize olarak doğmuş ve Peygamber olarak gönderilmiş bir kuldur, insandır.

Bütün yaratıklar Allahın kelimesi ile var olmaktadır, İsa ne Tanrıdır nede Tanrının oğludur, İsa ancak her canlı ölümü tadacaktır ayeti kapsamında bir kuldur.

Hz. İsa'yı kimse öldürmemiş ve asmamıştır sadece öyle görünmüştür. Allah onu kurtarmıştır ve eceli geldiğinde normal ölümle ölerek müminlerin ruhları gibi ruhu (Allah'ın yanına) değil göğe yükselmiştir.

Hz. İsa'yı geri gelecek diye beklemek, ancak sıkıntılardan ve olumsuzluklardan kurtaracak ümidi ve sorumluluktan kaçanların işidir. İsa her kul gibi vefat etmiştir ve geri gelmeyecektir.

Adıgüzel konuşmasını "günümüzün bilinçli Müslümanları olarak İsa'nın gelip de mevcut gidişatı düzelteceğini beklemek abesle iştigaldir, bizlere düşen görev tüm Peygamberlerin vermiş olduğu şanlı mücadeleyi sorumluluk bilincinde gücümüzün sonuna kadar yapmaktır" diyerek devam ettirirken "yaklaşan Noel kutlamalarına Müslümanların aktif yada pasif destek vermelerinin çok yanlış olacağının altını çizdi. Peygamberlerin adına yapılan kutlamaların Allahın rızasından uzak olmaması gerektiğini ve mevcut kutlamaların rızasının ise ancak Kapitalizm ve şeytanların olduğunu söyledi''.

Soru ve cevaplardan sonra gelecek Cumartesi bir başka seminerde buluşmak üzere dua ve selamla bu haftaki seminer sona erdi.

Haber: Lokman İhtiyar