Yahya Fırat / HAKSÖZ HABER

Türkiye’deki ırkçı siyasetçi, akademisyen ve gazetecilerin başını çektiği çevreler, sürekli sığınmacılar aleyhinde karalama kampanyaları yürütüyorlar.

Vatanın kutsal, sınırların namus olduğu mottosuyla savaş, çatışma ve zulüm ortamından kaçarak Türkiye’ye gelen mazlumları tehlikeli insanlar olarak tanımlayarak kriminalize ediyorlar.

Her ne olursa olsun vatanın terk edilmemesi ve devlete baş kaldırılmaması gerektiğini vurgulayan bu ırkçı çevre, özellikle ekonomik nedenlerden dolayı Türkiye’yi terk eden “makbul vatandaşları” ise taltif ederek kendilerine siyasi malzeme yapabiliyorlar.

Baskı ve zulümden kaçan kadın, çocuk ve mazlumların ülkeye sığınmasını onursuz bir eylem olarak gören ırkçı aymazlık, Türkiye’den Batı ülkelerine sığınanları ise ülkedeki darboğazlığa, baskıya isyan eden sorgulayıcı ve bilinçli vatanseverler olarak görebiliyorlar.

Yayınlanan bir rapora göre, geçen yıl 100 bin 870 Türkiye vatandaşı AB’ye sığınma talebinde bulundu. Bu oran bir önceki yıla göre yüzde 82’lik bir artış anlamına geliyor.

Bu günde yaklaşık 276 Türkiye vatandaşının AB ülkelerine sığınma başvurusunda bulunduğu anlamına geliyor.

Türkiye sınırlarından içeri giren bir sığınmacı için bile ortalığı ayağa kaldıranlar, ülke sınırlarından çıkmak için can atan Türkiye vatandaşları aynı tepkiyi göstermiyorlar.

Irkçı-faşistleri AB’deki Türkiyeli sığınmacılar için aynı şeyleri düşünmediği bir gerçek. Çünkü ırkçılık tutarsızlıktır.