1. YAZARLAR

  2. Mustafa Ünal

  3. İki görüşme...
Mustafa Ünal

Mustafa Ünal

Yazarın Tüm Yazıları >

İki görüşme...

05 Eylül 2012 Çarşamba 00:08A+A-

Pazartesi günü dikkat çeken iki gelişme yaşandı. CIA Başkanı David Petraeus Türkiye'ye geldi ve gitti.

Ankara'ya uğramadı, temasları İstanbul'la sınırlı kaldı. Petraeus'un bir yıl içinde ikinci gelişi. Görüşmelerini büyük gizlilik içinde yürüttü. Medyaya hiçbir bilgi verilmedi. Kimlerle buluştu, ne konuştu?

Mevkidaşıyla görüştüğünü tahmin etmek zor değil. Başka? Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun programlarında yer almadı. Dün MİT Müsteşarı Hakan Fidan Başbakan'la görüştü.

CIA başkanlarının Türkiye temasları her zaman önemlidir. Olağanüstü anlamlar yüklenir. Hatta derin komplo teorilerine, abartılı senaryolara konu olur. Kuşkusuz Petraeus'un ziyareti sıradan kabul edilemez, bir kere 'zamanlama olarak' dikkat çekici. Bölge çok hareketli. Ve önemli gelişmelerin de arefesindeyiz.

Suriye'yi kastediyorum. Beşşar Esed rejiminin sonu göründü. Erdoğan, Esed için 'siyasi mevta' dedi. Uluslararası camia Esed sonrasını tartışıyor. Türkiye'ye sığınanların sayısı 90 bine dayandı. Her türlü tahrik ve provokasyonlara rağmen Türkiye olayı 'insanî boyut' safhasında tutmaya çalışıyor. Bu kadar büyük bir nüfusu ağırlamak ve kontrol altında tutmak kolay değil. Bazı olumsuzluklar yaşanıyor şüphesiz.

Türkiye sürecin Libya ve Mısır'a göre daha zorlu olacağını öngördü öngörmesine de... Esed'in bu kadar acımasızca katliam yapacağını hesap edemediği doğru. BAAS rejimine tepki, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun da katıldığı Güney Afrika'daki Sosyalist Enternasyonal'in sonuç bildirisine bile yansıdı. "Her gün meydana gelen katliamları büyük endişe ile takip ediyoruz. Demokrasi mücadelesinde Suriye halkının yanındayız." denildi. Bu ifadeler CHP'nin duruşundan çok, hükümetin politikasına yakın değil mi?

Petraeus'un ziyaretinde ağırlıklı gündemin 'Suriye' olduğunu söylemek mümkün. Sadece istihbarat yönüyle değil, her açıdan Esed ve sonrası masaya yatırıldı. Yalnızca Suriye mi konuşuldu. Değil elbette. Türkiye'nin gündeminde Suriye kadar yakıcı giderek tırmanan terör konusu var. En son Beytüşşebap'ta 10 şehit...

Terörün Suriye ile bağlantısı hiç yok değil. Ama tümüyle Suriye ile ilişkilendirmek de doğru değil. Suriye ile iyi ilişkiler içindeyken terör can yakıyordu. Terör örgütünün Türkiye'ye düşmanca bakan bölge ülkelerinden lojistik destek aldığı aşikâr. Suriye topraklarındaki otorite boşluğundan örgüt yararlandı. Suriye'den ziyade başka komşu ülkelere bakmak lazım.

ABD'nin terörle mücadelede Türkiye'ye gerekli desteği vermediğini Cumhurbaşkanı Gül söyledi. Öteden beri Türkiye'nin Washington'dan beklentisi daha yüksek... ABD isterse örgütün özellikle Kuzey Irak'ta hayat alanını daraltabilir. Kandil'i örgütün üssü olmaktan çıkarabilir. Terör örgütünün yıllardır bilinen yönetici kadrosu var. Toplam 8-10 kişi. Her eylemde birinin imzası var.

Son dönemde Suriye kökenli Fehman Hüseyin ismi öne çıktı. Kanlı eylemlerin sorumlusu. Yıllardır lider kadrosuna 'operasyon' konuşulur ancak bir türlü paketlenip getirilemez. Acaba Petraeus görüşmesinden bu yönde bir sonuç çıkar mı?

Yazıya başlarken pazartesi günü yaşanan iki gelişmeden diğeri Başbakan Erdoğan'ın Genelkurmay Başkanı Özel'le buluşması. Olağan bir görüşme değil. Çok uzun sürdü. 3 saati buldu. Uzun süre görüşmemiş değiller. Geçen hafta MGK toplantısı vardı. Ne konuştuklarını tahmin etmek zor değil. Artan terör saldırıları. Tam da Beytüşşebap'ın acısı sızlarken...

Örgüt yeni stratejiyle karşımızda. Eskiden karakollara saldırırdı. Şimdi doğrudan yerleşim yerlerini hedef aldı. Önce Şemdinli sonra Beytüşşebap... Dört koldan ölümüne hücum eden teröristlerin hedefi devlet daireleri etkisiz hale getirilerek ilçeye bayrak dikmek. Başarı şansı yok. Buna rağmen pes etmiş değiller. Yeni hedeflere yönelmekten çekinmiyorlar.

CIA Başkanı'nın ziyareti, 3 saatlik Erdoğan-Özel görüşmesi bazı operasyonel gelişmeler doğurursa sürpriz olmaz. [email protected]

ZAMAN 

YAZIYA YORUM KAT