1. YAZARLAR

  2. Asım Yenihaber

  3. İbadetin Kürtçesi!
Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Yazarın Tüm Yazıları >

İbadetin Kürtçesi!

08 Haziran 2011 Çarşamba 00:58A+A-

Türkçe ibadet furyası 1930’lu yıllarda başladı.

Ziya Gökalp’ın,
Bir ülke ki camiinde Türkçe ezan okunur
Ey Türk oğlu işte senin orasıdır vatanın!
şiiri ise, 1910’lu yıllarda yazılmıştı.
Diyarbekirli Ziya Gökalp önce “Kürt grameri”ni yazdı, daha sonra da bu şiiri.
Bir süre Kürtlükle Türklük arasında gidip geldiği anlaşılıyor. Hatta intiharı bile denedi.
En sonra da “Türkçülüğün Esasları”nı yazdı. Bu kitabın yayınından bir yıl sonra öldü.
Cumhuriyetçiler onun bazı fikirlerini uygulamakta çok istekli oldular. “Türkçe ibadet” bunlardan biri idi. Türkiye’nin camilerinde 1950’ye kadar türkçe ezan okundu.
Gökalp’ın şiirine bakarsak, bu yaklaşık yirmi yıllık süre içinde Türkiye “Türk vatanı” oldu!”
Olan biten bir şey yoktu aslında.
Türkçe ezan müslümana zulümden başka bir şey değildi. Türkçe ezanı icad edenlerin namazda niyazda gözü yoktu: Onların işi dindarları biçimlendirmekti.
Hiçbir din adamı, gönül rızası ile bu uygulamayı yapmadı. Jandarmaya uzak köylerde halk, yolları gözetleyip giden gelen olmadığına görünce ezanı asli şekliyle okumaya devam etti.
Türkçe ezana karşı tavır, halkımızın alnının akıyla başardığı bir direniştir. Yasak kalkar kalkmaz, Türkiye’nin bütün camilerinde ezan asli lisanı ile okundu.
Bugünlerde Kürt ittihatçılar, Kürtçe ibadete taktılar. Bilmem hangi kasabada bir camide Kürtçe ezan okutmuşlar.
Demek ki orası Kürt yurdu olmuş!
Ne kadar komik!
Hamakat bulaşıcıdır. Nitekim bulaşmış!
Kürtçe ibadetin hiçbir orijinalliği yok, bir zamanların kemalist uygulamalarına özenildiği besbelli. Bir ideoloji taklit edilir de taklitte bu kadar mı ileri gidilir?
Herkes ana dili ile ibadet edecekse, ezan ana dillerde okunacaksa, Türkiye’nin hangi şehrinde olursa olsun, onlarca dilde ezan okutmak gerekir!
Bu mümkün mü? Hadi mümkün diyelim. Dinen doğru mu?
Bu uygulamayı dinin ahkâmına riayet kastıyla mı yapıyorsunuz, etnikçilik hamakatıyla mı?
Din etniye, ırka, kavme sığmaz.
Bu uygulama bize bir daha gösteriyor: Irkçı olursan müslüman olamazsın!
Bir müslüman dinî bir mekânı ırkçı emellerine âlet etmez! Ederse, onun dinle alâkası kalmaz.
Burada şaşırdığım nokta şu: Dindarlıkta hiçbir kavimden geri kalmayan Kürtlerin bu saçmalığı dilleriyle veya elleriyle düzeltmek için harekete geçmemeleri.
İnşaallah buğz ediyorlardır!

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT