1. YAZARLAR

  2. Nasuhi Güngör

  3. Hani darbe dönemi kapanmıştı?
Nasuhi Güngör

Nasuhi Güngör

Yazarın Tüm Yazıları >

Hani darbe dönemi kapanmıştı?

18 Şubat 2010 Perşembe 13:55A+A-

Ankara, kelimenin tam anlamıyla bir ‘kaos’ yaşıyor.

Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, bana sorarsanız beklenen bir kararla Erzurum’daki savcıların yetkilerini kaldırdı. Ayrıca savcılar hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.

Niye ‘beklenen’ bir karar?

Şundan. Siyaset, Ankara’daki kısır çekişmelerin ortasında Türkiye’nin neye ihtiyacı olduğunu ifade edemedi. Değişim taleplerinin tercümanı olma konusunda beklenen performansı gösteremedi.

Hep kuşkulu, ürkek ve sürekli geri adım atmaya hazır bir duruş sergiledi.

Böylesine geniş bir mutabakata ve toplumun size verdiği temsil gücüne rağmen, başta yeni anayasa olmak üzere reformlar konusunda adım atmazsanız, HSYK benzeri yapılanmaların bu tür kararlarına zemin hazırlamış olursunuz.

Onun için ‘beklenen’ karardır, bu gidişle de daha çok ‘beklenen’ kararla tanışırız!

***

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker akşam saatlerinde konuyu değerlendirdi:

‘HSYK’nın kararı hukuka uygundur.’

Mesele de bu zaten.

Yargıtay Başkanı’na katılıyorum. Tek farkla. Karar hukuka değil, ‘kanun’a uygun.

Bu ikisi arasındaki farkın ne olduğunu ve hukukun zamanın ruhuna uygun davranmasının ne kadar önemli olduğunu bir türlü göremiyoruz.

Bu ülkenin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu, bu konuda toplumun geniş kesimlerinde ciddi bir mutabakat bulunduğunu, siyasetin bunu acilen hayata geçirmesi gerektiğini anlamak için daha ne olması gerekiyor.

Danıştay, ısrarla ve inatla, üstelik sınavlara sayılı günler kalmışken YÖK’ün yaptığı düzenlemeyi iptal ediyor. İster düz liseden, isterse meslek liselerinden olsun, milyonlarca genç, bu zihniyetin kıskacında sınavlara hazırlanmaya çalışıyor.

***

Tekrar Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun yaptığı son hamleye dönersek.

Galiba biz bu darbe ya da ara rejim tartışmalarını, biraz da geçmişin alışkanlıklarıyla yanlış bir zeminde devam ettiriyoruz. Ne bekliyoruz, tankların kapımıza dayanmasını mı? O günler geçti. Çünkü Ankara’da sistemin zaaflarını çok iyi bilen, çünkü bizzat kendi varlığı sistemin zaafı olan yapılar, böyle anlık ‘darbe’lerle sizi felç edebiliyor.

Türkiye’nin yaşadığı değişim sürecinde, başından itibaren en büyük direnç, yargıdan geliyor. Bu çok açık.

Şemdinli olayını hatırlayalım. O dönemde HSYK’nın aldığı kararlar yine ‘kanun’a uygundu. Ama ‘hukuk’a ne kadar uygun olduğu hep tartışıldı. Çünkü o karar, yargı içindeki belli bir anlayışın yansımasıydı.

O günden bu yana yargıdaki bu tutum genel olarak ciddi bir değişim göstermedi. Sadece Danıştay’ın YÖK’le ilgili kararları bile bu ideolojik duruşun taze örnekleri olarak karşımızda duruyor.

***

Türkiye’nin artık günü kurtarmaya yönelik duruşlara tahammülü yok. Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararının ardından gidilen seçimlerde toplumun AK Parti’ye verdiği % 47’lik destek, sadece bir partiye verilen oyların toplamı değildi.

Bu destek, bölgesinde bir güç olarak sahneye çıkan Türkiye’nin, sistemini bir an önce sil baştan kurması ve tüm kurumlarının bu değişime uyum sağlaması yönünde verilen bir mesajdı.

HSYK’nın kararıyla birlikte ortaya çıkan kamuoyu tepkisini herkes doğru okumak zorunda.

Eğer siyaset, elbette sadece AK Parti değil, bu krizi doğru okumazsa, böyle anlık ‘darbe’lere kapı açarız.

Üstelik hepsi de ‘kanun’a uygun olur!

STAR

YAZIYA YORUM KAT